Kadınların Seyahat Hakkı ve Kur'an'ın Evrensel Mesajı

Kur'an'da geçen "saihat" kelimesinin erkekler ve kadınlar için farklı yorumlanması sorununu ele alan bu metin, geleneksel yaklaşımların ayetleri çevirirken yaptığı cinsiyet temelli ayrımcılığı inceliyor ve Kur'an'ın aslında her iki cinsiyet için eşit bir seyahat özgürlüğü öngördüğünü vurguluyor.

yazı resim

Kur'an'da erkekler ve kadınlar için aktif, seyahat eden bireyler olmanın vurgulandığı görülmektedir. Bu durum, "saihat" kelimesinin geçtiği çeşitli ayetlerle de desteklenmektedir. Ancak gelenekselci yaklaşım, bu kelimenin erkeklere yönelik kullanıldığında "seyahat eden, dolaşan, aktif" anlamını verirken, kadınlar için geçtiği yerlerde anlamını değiştirerek "oruç tutan" olarak çevirip Kur'an'ı tahrif etmektedir. Oysa ki Kur'an'ın bütüncül bakışı içerisinde böyle bir farklılık bulunmamaktadır.
Kur'an'da "saihat" kelimesi üç ayette geçmektedir:

  1. Tevbe Suresi 2. Ayet: "Fesihu fil ard" ifadesi, "yeryüzünde dolaşın" anlamına gelmektedir.
  2. Tevbe Suresi 112. Ayet: "Saihune" kelimesi, "seyahat edenler" olarak tercüme edilmelidir.
  3. Tahrim Suresi 5. Ayet: "Saihatin" kelimesi, "seyahat eden" anlamına gelir. Ancak bazı meallerde bu kelime "oruç tutan" olarak çevrilip bu, kelimenin anlamı değiştirilmektedir.
    Tahrim Suresi 5. ayet şu şekilde ifade edilmektedir:
    >"Eğer sizi boşarsa, belki Rabbi sizden daha hayırlı, teslim olan, inanan, itaatkar, tevbe eden, ibadet eden, seyahat eden dul ve bakire eşlerle değiştirir." (Tahrim Suresi 5. Ayet)
    Bu ayette bahsedilen "saihatin" kelimesi, kadınların da seyahat eden, aktif bireyler olduğunu ortaya koymaktadır. Bunun en açık örneği ise Meryem Suresi'nde verilmiştir.
    >"Kitapta Meryem'i an. Hani ailesinden ayrılıp doğu tarafında bir yere çekilmişti." (Meryem Suresi 16. Ayet)
    Bu ayette Meryem'in ailesinden uzaklaşarak tek başına bir yolculuğa çıktığı anlatılmaktadır. Bu, kadının tek başına seyahat etme hakkına sahip olduğuna dair çok net bir delildir.
    Kadınların tek başına seyahat etme hakkını ellerinden almak, onların şu temel haklarından da mahrum kalmalarına sebep olmaktadır:
    - Eğitim Hakkı: Bir kadın, üniversite kazanması durumunda eğer şehir dışına çıkamıyorsa eğitim hakkı engellenmiş olur.
    -Çalışma Hakkı: Seyahat edemeyen bir kadın, farklı bir şehirde iş imkanına da sahip olamaz.
    -İbadet Hakkı: Tek başına seyahat edemeyen bir kadın, hac gibi ibadetlerini de yerine getiremez.
    Bu kısıtlamalar, kadınların hayatın her alanında geride kalmalarına ve fıtratlarına aykırı bir şekilde hareket etmelerine neden olmaktadır. Oysa ki Kur'an'ın mesajı açıktır: Kadınlar da erkekler gibi aktif bir hayat sürebilir, seyahat edebilir ve kendi başlarına kararlar alabilirler.
    Kadınların tek başına seyahat edemeyeceğini iddia edenler, aslında Allah'ın verdiği bu hakkı geleneksel inançlarıyla değiştirerek bir kısıtlama getirmektedirler. Bu da Allah'a ortak koşmak ve O'nun sözünü değiştirmek anlamına gelir.
    Kur'an'ın evrensel mesajına baktığımızda, kadınların seyahat etme hakkının ellerinden alınmasının dini bir dayanağı olmadığı görülmektedir. Bilakis, hem Tahrim Suresi 5. ayet hem de Meryem'in kıssası, kadınların da seyahat edebileceğini ve bunun fıtri bir hak olduğunu ortaya koymaktadır. Kadınların seyahat etmelerini engellemek, onlara Allah tarafından verilen çeşitli hakları ellerinden almak anlamına gelir ve böyle bir uygulama, Kur'an'ın özgürleştirici mesajına ters düşmekte, kadının hayatın her alanında yer alabilmesini engellemektedir.

Yorumlar

Başa Dön