Kadrajda Sen...

İçimde sitem eden renkler, karşımda sen, yerde arda kalanlar… Unutmak ve uyumak düşüyor bana bir acıyı yaşamaktan geriye…

yazı resim

Film karesi gibiydi her şey, bir kavanoz dolusu rengârenk boncuk yere düşüyordu ağır çekimde, paramparça olmuş cam kırıkları arasında yuvarlanıyordu tüm renkler… Kimin çarpıp devirdiği bilinmiyordu, belki de kendiliğinden düşmüştü… Sonra donakalmış biri giriyordu kadraja ve sanki kendi parçalanmışçasına, hiçbir şey yapmadan öylece bakakalıyordu.

Her aklıma geldiğinde sen, her uyandırdığında beni apansız, yeni baştan başlıyor düşmeye kavanoz, hiç hızlanmadan, ağır ağır… Bakakalıyorum, boncuklar ayakuçlarına doğru yuvarlanırken sessizce, ağzımı açıp tek bir söz bile söyleyemiyorum. Sana çarpan her boncuk kaybediyor rengini, şaşırıyorum bir zamanlar bir dokunuşuyla en bilinmez renkleri gözler önüne seren sen, şimdi senden önce var olan renkleri bile siliyorsun. Ben bir mucizenin şaşkın tanığı, itiraz edemeden sindiriyorum her şeyi…
İçimde sitem eden renkler, karşımda sen, yerde arda kalanlar… Unutmak ve uyumak düşüyor bana bir acıyı yaşamaktan geriye…

Film karesi gibiydi her şey, fonda yaz akşamında bir balkonun köşesinde söylenen şarkılar vardı, sözleri karışıyordu, kim doğru kim yanlış söylüyor bilinmiyordu… Sonra unutuluyordu nakarat ve sanki şarkının anlattığı gerçeği yalanladıkları için başı öne düşüyordu söyleyenlerin.

Her kabullenilmiş yenilginin ardından uykuya teslim ederken kendimi, her yalanına razı olduğumda senin, yeni baştan çalmaya başlıyor şarkı, sanki hiç unutulmadan söylenecekmiş gibi her sözü… Sen malum nakaratta susuyorsun, oysa ben hatırlıyorum, tam söyleyecekken başın öne eğiliyor, ağlar gibi duruyorsun karşımda, sanki özür diliyorsun onca zaman aslında bildiğin halde söylemediğin tüm şarkılar için. Ben bir yalanın hedefi, susuyorum şarkılarımı…
İçimde sözleri unutulmuş şarkılar yığını, karşımda yalan, kulağımda sessizliğin uğultusu… Susmak ve kabullenmek kalıyor bana senden geriye…

Şimdi yavaş yavaş uyanırken gün gözlerimde, filmin izlemeyi hep es geçtiğim arka planına bakıyorum, kadrajda sen, şarkı söylüyorsun yalan yanlış sözlerle, ben gözlerimi kapatmış bir isyanın en can yakan kelimelerini seçmekle uğraşıyorum, sen tamda nakarata gelmişken sessizce kavanoza uzanıyorsun...

Başa Dön