Kafamızdaki Engeller!..

ak’ı karalara boğmadan; kuzuyu kurda yem etmeden çıkalım yola. Yola çıkmamak için iyi bir nedeniniz yoksa, çıkmak için çok iyi bir nedeniniz var demektir. Hadi gün başladı, yürümek gerek, çünkü gerekçen çok büyük...

yazı resim

“ anlamak yok küçüğüm, anlar gibi olmak var,

akıl için son tavır, saçlarını yolmak var...” NFK

“ Ne kadar çok söylersen; söylediklerin, o kadar çabuk unutulur...” sözünü kuvvetle muhtemeldir ki, duymayanınız yoktur. Ama ben bu söze en azından şimdilik katılamayacağım. Her ne pahasına olursa olsun, dile getirilmesi ve izah edilmesi gereken daha çok mesele var.

Anlaşılmak, ifade edebilmek; duygularımı ve dünyamı paylaşabılmek adına söylemem gereken daha çok sözüm var.

Ak ile karayı; kurt ile koyunu ortaya koyup, başlamak istiyorum... Engelli bir bireyi, ailesinden ve yine engelli bir bireyden başkası anlayamayacağını, hatta diğer bireylerden maddi ve manevi zarar görebileceğini düşünen bir zihniyetle karşılaştınız mı hiç? Ben çok karşılaştım.

Eğer aileler bu bireyi gerçekten anlayabilselerdi, yapılan hertürlü haksızlığa karşı mücadele etmezler miydi yahut da o bireyin öncelikle kafasındakı engellerı ortadan kaldırmaya çalışmaz mıydı?

Hangisi doğru bilemiyorum. Bildiğim birtek şey var. O da şudur ki, kafamızdakı engellerı yine kendımızden başkası sılıp atamaz. Bu kılıf yıllar önce gıydırılmış ama zorla, ama farketmeden... Ancak görüyorum kı, pek müteessir değiliz bu durumdan. Bu kılıfla yaşamaya alıştık galıba. Çevre faktörüne rağmen biraz daha gayret göstermemiz gerektiğini düşünüyorum. Zira güvende olmak insanı her daima mutlu kılmaz. Arada sırada yara almak da güzeldir. Yara almayan birey yaraların nasıl sarılacağını da bilemez. İşte engeller bu noktada ortaya çıkıyor.

O nedenle diyorum ki, ak’ı karalara boğmadan; kuzuyu kurda yem etmeden çıkalım yola. Yola çıkmamak için iyi bir nedeniniz yoksa, çıkmak için çok iyi bir nedeniniz var demektir. Hadi gün başladı, yürümek gerek, çünkü gerekçen çok büyük...

Başa Dön