parmak uçlarımızla geçtik zamanı
uyuşuk anılar ceplerimizde çakılı
küçük tıkırtılarla uyandı fersah
zehir zemberek eşeleyerek akılı
suskunlukta bakışlarımızın birleşen uzvu
aşktan yorulmuş küçük işveler
koynumuzda uyurdu süt kokulu çocuklar
renklerin sunduğu anbianslı heceler
arada düşürürdün başını yüreğime
ninili girdaplar serüvenine
düzlemin eğik karası gülümserdi
buselerde bembeyazdı kar kokusu öpüşler
içimizde yangın korunaktayız
fanusumuzda munis ıstırahat
yakınlaşmanın sevgili çekim sesi
dışarda korkularını sızdıran karmaşa
her halin sağnaklarla üstümüze boşalan seyri
bilakis hakis neorap mu
engeleyemez sana dokunmamı
lakırtılarıyla kapımı zorlayan rüzgar
benim kristal ötesi sevişmelerim
dudaklarında sonsuzluğun uyandığını
elimin kozmik sihirinden sırtına düşen nur
gezindiğinde tenini
abislerinde dirilen hayat
seni tanrılaştıran sarılışlarımda
çakılı kalan safir sülietler
ve sonu gelmeyen saltanat
huzur ve bensen
dışarda korkularını sızdıran karmaşa
içimizde yangın korunaktayız.