Gidişin çatlak kalbimi doğuruyor eski yerinden
Yeniden hissediyorum biraz
Kaldığım ve gittiğim yerleri
Halihazırda ağlamasam dahi
Ağlayacak gibi olmaktayım
Gözlerimin bebeğinden belli
Sustum, durdum ortada kaldım
-Bir kalp ki siz ona
Yürek de diyebilirsiniz-
Yapıştığı yerden sular akıtıyorum
Siz bu sızıntıyı iyi bilirsiniz
Sinir uçlarıma yağıyor
Anlatacak olsam şiir veya öykü
Karalama veya taslaklarım ile
Üstüne düştüğüm lavanta bahçesinin
Oyuk açacağım yerinde
Hep ama hep, her seferinde
Bir çiftçi ağlıyor
Ben de donup kalıyorum
Bedenim havada, ruhum havada
Aklım lavantalarda
Bak! Gidişindir bu
Arabaların bıraktığı toz
Sevmemek benim yanımdadır
Haksızlık ve olmayan bir takım şeyleri.
Bu şeyler
Bana benzeyen ülkemde
Ya da benim benzediğim
Asfaltsız ve patırtılı yolların
Hafızasında durmaktadır
Acı, güzel koku, yangın yeri sıcaklığı
Üstüm, üstüm, üstüm!
Üstüm başım kül kokulu toz toprak
Üstüm, üstüm, üstüm
Ben o gece o saçağın altında
Çok üşümüştüm
Belki de bundandır ülkemi bu şiire katmam
Neden sonra gidişin
Bir kalbi daha yerine takıyor
Bazı şeyleri yeniden hissedip kırılsın diye mi?
Gidişin üzerime toprak atıyor
Belki çiçek ekmektedir diye düşünüyorum
Yokluğun gidişinin evladıdır
Gidişinin elinde çiçek yoktu hatırlıyorum
Çiçek olsa olsa başka bir şehirde
Başka bir saksıdadır
Tek başıma, köhneleşmiş zihnimle
Gidişine babalık yapamıyorum, olmuyor!
Sanırım ülkemdeki çocuk ölümlerine
Bir yenisi eklenecek
Benim yüzümden
Gidişin etimden tırnağımı dahi söküp götürdü
Biliyorsun parmak uçlarımı yaraladığımı
Her ne anlatıyorsam uyuşmasındandır
O gece üşüyen ayaklarımın
Unutmuş olduğunu düşünüyorum
Beni o saçağın altında o gece
Nasıl da bir kaldırım kenarına bıraktığını
Çocuklar gibi ağladığımı.