Geçtiğimiz aylardaki Demiryolu işçilerinin eyleminden sonra, şimdi Tekel İşçilerinin direnişi başladı. İki haftadan fazla bir süre Ankara’da haklarını almak için eylemdeler. Haklarını almadan da gitmeyeceklerini söylüyorlar. Bu insanların haklarını alabilmeleri için neler yapmak gerekiyor?
Öncelikle bu özel statüde görülen eylemin aslında, IMF dayatmaları ( neo liberal politikalar) sonucu meydana gelen çürümelerden sadece bir tanesi olduğunu görüp, olaya genel anlamda bir yaklaşım getirilmeli.Yani Tekel İşçilerinin uğradığı haksızlığın benzerlerine daha başka işçilerin de uğradığı ve uğrayacağı gerçeği göz önüne getirilmeli.Tüm bu kesimler ve özelleştirme adı altında ülkemizin fabrikalarının, bankalarının, stratejik öneme sahip kuruluşlarının eşe dosta peşkeş çekilmesine, yağmalanmasına karşı olanlarda bu eyleme destek vermeli.İşte bu destek konusunda olay daha bir önem kazanıyor. Destek derken onlar lehine verilen demeçler, yazılan yazılar veya Türk-iş’in yaptığı gibi bir saatlik iş bırakma eylemleri yeterli değil. Türkiye’nin her yerinde binlerce insan toplanıp bu olayları protesto etmeli.Muhalefette olan partiler, mağdur olan veya olmayan işçilerin sendikaları elbirliğiyle bu organizasyonları gerçekleştirmeli. Cumhuriyet mitinglerinin nasıl büyük kalabalıkları meydanlara topladığı göz önüne alınırsa, Bu çok zor bir şey değil, sadece biraz irade ve kararlılık yeter.
Tekel İşçilerinin direnişi gerçekten de tüm toplumu ilgilendiriyor. Çünkü ülkemiz elden gidiyor. Emperyalist devletlerin yeni sömürü stratejilerinin kurbanlarından biri oluyor. Üretimimiz tarımda, sanayide gittikçe azalıyor. Her konuda dışa bağımlı hale geliyoruz.İşgücümüz ucuzluyor. Kendi kendimize yetebilecek olan kaynaklarımız elimizden alınıyor. Bu ülkenin insanlarına ait olan değerler değersizmiş gibi gösterilip, önce yandaşlara sonra onlarında üstüne ciddi kârlar koyarak emperyalist ülkelerin çok uluslu sömürgecilerine teslim ediliyor. ( En güzel örneklerden biri; Tekel’in alkollü içkiler bölümünün 2003 yılında limak-nurol-özaltın-tutsab girişim grubuna 290 milyon dolara satılıp, 3 yıl sonra bu grup tarafından 1 milyar dolara teksas pasifik group’a satılmasıdır. )
Tüm yukarıda anlatılan gerçeklerin farkına varmamak için ya kör olmak ya da şu anki iktidarın gözü kapalı destekçisi veya yalakası olmak gerekiyor. Üstü kapalı görünen bu sömürgeleştirmeye Türk Halkı dur diyecek güce sahiptir. Bunun için Tekel İşçilerinin yarattığı kıvılcımı ateşlemek yeterlidir. Ne güzel yazmış Oktay Rıfat ‘’Zafer’’ şiirinde;
Cümlesi bizden yana ağaçların
Bulutlar ve yağmur bizden taraf
Dört gözle bekliyor güneş
Karıncalarla zaferi
Kıvılcım
Tekel İşçilerinin direnişi gerçekten de tüm toplumu ilgilendiriyor. Çünkü ülkemiz elden gidiyor. Emperyalist devletlerin yeni sömürü stratejilerinin kurbanlarından biri oluyor.