Bir sesin yokuşunda
ellerimden geçen güverteleri ve beyaz rüzgarlarıyla kız çocuğu saçlarımı savurup
güneşe ayna tutan yankılı kahkahalarımı
bir gün ben
nerede bekletmiştim
tozlu kilimin
tozunu dalgalandıran ışık
kapının altından süzülüp odamı eskiten
o eskiyi benim yapan hatırlarımın
yorgun sırtından
gürültülü ellerini çek
ellerinin gürültüsü tutamadığım kayıp ses
tutamayacağım bir söz için
sarf edilmiş olacak
çokTAN
henüz matematiği yapılmış olmayacak bir gün dönümü
O öldüğünde
kim için değer kalır
kim içinde ölür
tozlu mudur
ışık
hatıra
tozlu mu? dur! ihtiyar bir odanın yükselen gölgesinde baktığım yer -tozlu mudur
bir sesin yok oluşuyla yüzümden geçen renkleri sessiz iklimleri
bir yolu sırtından çeken uzun nefesleri
bildiğim tüm hikayeleri ben
nerede öğrenmiştim_
rüzgar bana bakıyor
uzun gözlerinde kısa mesafelerle
yüzümde bir şehir ezgisi
sırtımda güneş ağarıYoR
içimde bir kız sesi
dolaşıyor
saçlarım karaya vuruyor
sahi denizdedir benim
kız..ıl es'li saçlarım..
içimde eskiyen avuntu başlıyor
mevsim güz oluyor
güz yaprak
esiyor
tozlu mudur şimdi
bir gramafon sahici
renklemiyor hiç seslenmiyor
hisli midir bari
sesinin kıvılcımlarından bir ömür tutuşuyor
gramafon başlıyor
ateşler üzerinde pişmeye
hevesli
bir kalp
onun için atılıyor
tutmayacağım bir sözü
tutmayacağım nefes ile
sen bir gün çokTAN öldüğünde
henüz matemi yapılmamış ömrünle
odamdaki tozlu kilimin ışığından süzülürken
nereye saklamış olacağım sahi
benden yorgun
hatalarla geçtiğini
nereye saklayacağım
bir gençlikle sevilirken
seni bizden terk ettiğimi
bir kutu ve bir pervaz dibi
sağı solu çamaşır ipi
hem kedisi hem minderi
nerede unuttuysa gözlerini
iki camdan yükselen rengiyle
yaşlı kalmış bir kadının elini
tutmayacak sözleriyle
tutamayacak
çokTAN giden sevgili..
gramafonda bir kalp
ateşe verilmiş bir aşkı bestelemeden önce
genç yüzlerinde sevilip terk edilmiş
yorgun hafızalarında saklı kalmış
bir kilimin üstünden kalkan bir toz dumanında
düşünüp dalacağın hatıraları
pencerene konan ses
kapından geçen kes!
yerinden kalkan pes!
hepsi dizelerinde
hepsi kaderinin seferinde
yanına dolacak
matematiksiz bir sağlamanın
denklemi kurulacak
sahi hala kalırsa yanında biri
beni senin yaşlılığından soracak
ve sana benim yaşlarımdan bakacak
ona söyleyeceğim_
ben terk etmemek için sevgili
hiç sevmedim diyeceğim
gramafondaki ateş
sesini tutmadığım
şarkıları yutkunacak
içimde dolaşan kız
kızıl denizlerinde
sesini savuracak
ellerini çek
hatıralarımı bekleteceğim
bir ışık hüzmesinden süzülüp o gramafondan
sen henüz ölmemişken
tüm gençliğimi serpeceğim..