Düğüm düğüm oluyor birşeyler... Herkese güvenirken, kimseye güvenemez oluyorsun. Bakıyorsun en masum düşlerin ardından bir dünya iş dönmüş. Kafan karışıyor... Duyup duymadıklarının arasında kayboluyorsun.
Sonra yavaştan solmaya başlıyor yüzün. Gözlerine saklanmış çağlayan bile akamaz oluyor. Atan kalbin tüm dünyaya ceza verirken, kendince, aslında öldüğünü bile farkedemiyor. Bakışların en uzağı görüyor, yakını hiç göremezken...
Buradan nasıl çıkılır bilmiyorum... Güvenmeye alışık gönlüm ihanetle tanıştığına hiç memnun olmadı! Çiftli kağıtların ortasında joker kadar bile değeri olmuyor şimdi. O'ysa hep sevmişti... "Hani!" diyor, "Hani insanı insan olduğu için sevmek lazımdı? Hani masallarda hep sevgi ve iyilik kazanırdı? Hani birileri 'muradına erer' ve bizler de kerevetine çıkardık en güzel hikayelerin? Zahiri görüntüler miydi aynada gördüğümüz? Aynalar yalan söylemiyorsa, bizler de zahiri miyiz aslında?..."
Beynimin ortasında kalakaldım. Elimi uzattığım yer karanlık, uçsuz bucaksız karanlık...
Boşluğun içine bakıyorum, boşlukta bir tek beni görüyorum....