her adımın ince bir sızı yüreğimde
öyle yumuşak öyle uçar gibi endamın
suya dokunuyor sanki ayakları
gün ağarırken ürkek bir ceylanın
-duyarmısın bir gün bu çığlığı
kimbilir tanısan diyorum belki beni severdin-
rüzgarla sevişen taze fidanlar gibisin
kayboluşun gözlerimde kızıl bir hüzün
sararmadan düşüyor sana meyleden hevesim
mevsimsiz ülkelerin yağmuru gibi yüzün
-sen de üşürdün belki yağamayan kar gibi
belki de bana burun kıvırıp gülerdin-
gözlerimden geçiyorsun uzak bahçelerden
dağların içinden akan ırmaklar gibisin
biliyorum dokunsam sana öleceğim
uğultuyla sarsıyor gecemi nefesin
-ah benim bu uzaktan sevmelerim
ölümcül çığları çağıran sesim-