Müslüman Olmayanlarla Dostluk ve İslam'da Dinlerarası İlişkiler Üzerine Bir Değerlendirme

Bu makale, İslam'da Müslümanların diğer din mensuplarıyla ilişkilerini, özellikle Maide Suresi 51. ayetinin doğru yorumlanması bağlamında ele alıyor. Yaygın yanlış anlamaları düzelterek, İslam'ın diğer dinlerle ilişkiler konusundaki kapsayıcı yaklaşımını Kur'an ayetleri ışığında inceliyor.

yazı resim

*İslam dininde Müslümanların özellikle Hristiyan ve Musevi inancına sahip kişilerle olan ilişkileri üzerine yapılan yorumlar tarihsel olarak farklılıklar göstermiştir. Bununla birlikte Maide Suresi'nde yer alan bazı ayetler zaman zaman yanlış anlaşılmakta ve bu yanlış anlamalar Müslüman olmayanlarla ilişkilerin sınırlarını belirlemek amacıyla kullanılmaktadır. Ancak bu tür yorumlar İslam'ın temel öğretileri ve Kur'an'ın kapsamlı mesajı ile her zaman uyumlu olmayabilir. Bu makalede Müslüman olmayanlarla dostluk ve ilişki kurmanın İslam'daki yerini ele alacak Maide Suresi 51. ayetinin anlamını tartışacak ve diğer ilgili ayetlere atıfta bulunarak İslam'daki çok daha kapsayıcı yaklaşımı inceleyeceğiz.

  1. Maide Suresi 51. Ayetinin Yanlış Yorumlanması
    "Ey iman edenler! Yahudileri ve Nasranileri veliler edinmeyin. Onlar birbirlerinin velileridir. Ve sizden kim onları kendine veli yaparsa şüphesiz o onlardandır. Şüphesiz Tanrı zalim kavmi doğru yola iletmez."
    Maide Suresi'nin 51. ayeti genellikle "Müslümanlar, Hristiyan ve Musevilerle dost olamazlar" şeklinde yanlış bir şekilde yorumlanmaktadır. Ancak bu ayette geçen Evliyâ’" (أولياء) kelimesi Arapça kökenli olup, "veli" kelimesinin çoğuludur. "Veli", dost, yardımcı, koruyucu, destekleyici kişiler, müttefikler, sahip, efendi, rehber, yöneticiler, yakın anlamlarına gelir. "veli" kelimesi "dost" anlamına gelmekten ziyade daha çok bir yönetim ilişkisini ifade etmektedir. Burada Allah Müslümanlara, Hristiyan ve Musevilerin yönetiminde olmamaları gerektiğini bildiriyor çünkü bu durumda Müslümanların dini özgürlüklerini ve ibadetlerini yerine getirmeleri zorlaşabilir. Bu ayet özellikle çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu toplumlar için geçerlidir. Farklı inançlara sahip insanlar, devlet yönetiminde yer alabilirler ancak bir Müslüman toplumda Müslümanlar için en uygun yönetim İslamî kurallara dayalı bir yönetimdir. Ayetin vurguladığı şey Müslümanların inançlarını ve düzenlerini tehdit edebilecek bir yönetim altında olmamaları gerektiğidir.
  2. Dostluk Kavramı ve Kitap Ehliyle İlişkiler
    Kur'an'ın diğer ayetlerinde ise kitap ehliyle (Hristiyan ve Museviler) olan ilişkiler farklı bir şekilde ele alınmaktadır. Örneğin Bakara Suresi 282. ayetinde geçen "veli" kelimesi "dost" anlamı taşımamakta "güvenilir kişi" anlamında kullanılmaktadır. Bu İslam'ın inanç farklılıklarına rağmen iyi ve dürüst insanlarla iyi ilişkiler kurulmasına yönelik mesaj verdiğini göstermektedir.
    "Ey iman edenler! Birbirinize borç verdiğiniz zaman belirli bir süreye kadar onu yazın. Aranızda bir yazıcı adaletle yazsın ve yazıcı Tanrı'nın kendisine öğrettiği şekilde yazmaktan kaçınmasın. Üzerinde hak olan kimse Rabbi olan Tanrı'dan korksun yazdırsın. Ondan hiçbir şeyi eksik etmesin. Eğer borçlu olan kimse aklı ermez veya zayıf veya kendisi yazdırmaya güç yetiremeyecekse onun velisi adaletle yazdırsın."(Bakara Suresi 282. ayet)
    Ayrıca Ali İmran Suresi 113. ve 75. ayetlerinde kitap ehli olan bazı insanların dürüst ve güvenilir oldukları vurgulanmaktadır. Bu ayetler İslam'ın yalnızca inanç farklılıklarına bakarak insanları dışlamadığını aksine ahlaki değerlere ve sadakate büyük önem verdiğini ortaya koyar. Yani bir kişi Hristiyan ya da Musevi olsa bile eğer dürüst ve güvenilirse onunla iyi ilişkiler kurmak mümkündür.
  3. Müslüman Olmayanlarla Dostluk ve Evlilik
    Kur'an müşriklerle evlenmeye yönelik bazı yasaklar getirse de kitap ehliyle evlilik yasağı söz konusu değildir. Müşrik ortak koşan demektir. Müslümanlar arasında da müşrikler vardır. Müslüman erkeklerin kitap ehli kadınlarla evlenmelerine izin verildiği görülmektedir. Bir Müslüman erkek bir Hristiyan ya da Musevi ile evlenmek istese bu kişiyle dostluk kurmak ve tanışmak gerekir. Bu durumda dostluk bağları kurularak evlilik gerçekleştirilmesi mümkündür. Evlilik her iki tarafın da inançlarına saygı göstererek yapılabilir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta her iki tarafın da dini özgürlüklerinin korunmasıdır. Ancak müşriklerle evlilik söz konusu olamaz. Hristiyan ve Musevilerden şirk koşmayanlar müşrik değildir. Ancak Müslümanlar arasından dahi olsa şirk koşan kişi müşriktir.
  4. Sonuç: İslam’da Hoşgörü ve Barışçıl İlişkiler
    Sonuç olarak İslam Müslüman olmayanlarla ilişkilerin sağlıklı bir şekilde kurulmasına hoşgörü ve anlayışa dayalı bir yaklaşım sergilemektedir. Kur'an'da özellikle kitap ehli ile olan ilişkilerde dini farklılıklara rağmen ortak değerler üzerinden bir anlayış geliştirilmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Dostluk ve ilişki kurma sadece inanç farklılıklarına değil insanın genel ahlaki değerlerine dürüstlüğüne ve sadakatine dayanmalıdır. Bu İslam’ın farklı inançlar ve kültürler arasında barışçıl ve yapıcı ilişkilerin kurulmasını teşvik eden mesajıdır.*

Yorumlar

Başa Dön