Ne kadar küsersen küs
O yola hep kar yağıyor
Yıllanıyor şaraplar
Yudumum
İçimin mahzeni
Denizyurdum
Gözümün düşüğü
Biliyorum üşüdüğünü
Ne kadar üşürsen
O yola hep kar yağıyor
Titrek bir damladır'ı ezberliyor dudağın
Ben Acılar denizi olmuşum diyorum
Süründüğün rujdan pastelimsi bir pembelik
Ve içtiğin sudan karıncayükü bir damla
Tutunuyor dudağında
Güller çiğ taneleriyle sevişirmiş gibi.
Biz senle sevişir gibi
Kara
Karanlık
Kara yakınlık
Soğuk ve sıcak ellerin bulutsu kırmızısı
Aşk.
Aşka yatkınlığı
Hep sanadır şiiirimin
Dilimin döndüğünce
Gece gelirse diye şarkılar
Türküler
Taşlar, kuşlar, köpekler, pislikler
Tükrükler...
Dedim ya işte sen
Ne kadar küsersen küs
O yola hep kar yağıyor
Ölüler, yağmur yağarsa ıslanıyor
Kar yağarsa karıyor
Güneş açarsa günüyor
Ölüler böyle sever'
Bukowski öldüğünde de sevmiş midir
Ben seni.
Gözümün önünde çekip gidiyor
Ölümüm
Yaşamak
Yaşamak ve bir yarışa dalmak hepiniz gibi
Saçlarının arasında gezdirdiğim elimi
Çekmek zorunda olmak gibi birşey
Ya da ne bileyimli üç beş cümle
Ya da yaşamak sadece...
Deniz tuzu
Kokusu
Yazım, deniz mevsimim
Bitap düşmüyor dalgalar hiç burda
Kimse şiirden anlamıyor
Suskun, hayın, çıyansı'
Yankısı kulaklarımda
Şiir salıncaklı saçlım
Sen ne kadar küsersen küs
O yola hep kar yağıyor
Ama hani şu dıt dıt öten kar küreleri gibi değil
İçinde olsan,
Korkarsın
Soğuk olur donarsın
Birden düşer gibi aklıma yaprak yaprak
Kalkar gidersem
Sen kalsın
Sen benim kalımsın
Gitmemsin.
Hüznümün bağrı
Kapatın
Çağlar açın gözlerimize
Tuttuğun bir fidan ağaç olursa diye
Yıllardır inatla yediğim meyvelerin çekirdeğini
Yere atıyorum
Karanlıktan hissiyat
Tutkunum
Ve o yolda kar birikti
Gidemiyorum.