Bana uzaklardan anca duyabildiğim bir şarkı bıraktınız
Köşebaşında saat ikiyi beş dakika geçerken dikildiğimde
Sağanak yağmurlu ve sağanak güneşli iki ayrı günde
Köşebaşında saat ikiyi beş dakika geçerken dikildiğimde
Rengi solmuş mavi tişörtlü bezgin adamın avcunda evine gittim, çocukları için
Köşebaşında saat ikiyi altı geçerken sıkıldığımda
Korna sesinden nefret ettim, insan gürültüsü her yerdeydi
Köşebaşından saat ikiyi beş dakika geçerken ayrıldığımda
İllaki umuyordum biraz yaşamın tadını balıkçıların önünde balıklara bakarken
Köşebaşında saat ikiyi beş dakika geçerken
Hoteller ağırlayamaz beni, aklım ağırdır sıkılırım kalmaya para vermekten
Köşebaşında saat ikiyi altı dakika geçerken
Güzel olmak üzere yaratılmış her çirkin insana bakarken bir dakika durdum
Köşebaşında
Ben zaten köşeleri ve vurgulu başları çok severim
Saatin ikiyi geçmesine nasıl sevineyim
Hele ki tam yedi dakika geçmişken
Ben orda, o köşede, o köşeninbaşında, öylece dikilirken
Bilseniz, aklımdan neler neler geçirdim