"Yazarlar, ölümsüzlük arayan sineklerdir; editörler ise sineklik." - Dorothy Parker"

Oyun

Sen kendini adadıgın degerlere bir bak şimdi, bende kendiminkilere... BİLİYORUM sonuç aynı ikimizde kaybettik, ne senin degerlerin kaldı geriye (şan şöhret para) nede benim degerlerim (sen gidince)

yazı resim

Neydin sen...
Bir yağmur tanesi mi?
Nereye düşmek istediğini bilmeyen
Yoksa sonbaharda dökülen bir yaprak mı?
Defterler arasında AŞKı bekleyen

Nasılda sevdirdin kendini öyle...
Sanki bir orman dolusu ağaç yaktın
Kül bıraktın yüreğimde
Birde gözlerimde yaş
Yeni bir orman besleyecek kadar

Evet, evet neydin sen Söyle
Özgürlüğüne kavuşmak isteyen kafesteki bir kuş mu?
Yoksa solacağını bile-bile koparılan bir gül mü?
Atlı karıncaya binen bir çocuk muydu duyguların
Yoksa çocukluğuna kelepçemi vurmuşlardı şerefsizce...

İntikam için mi geldin dünyaya, söyle
Şimdi başını kaldır ve evet de
Seninle yaşadığım üç günde
Üç sene sürecek anılar
Ve anılarla yalnız yıllar bıraktın sadece
Birde küçük bir kağıt
İçinde üç kelime

SANA... OYUN... OYNADIM...

KİTAP İZLERİ

Sırça Köşk

Sabahattin Ali

Sırça Köşk: Yıkılmaya Mahkûm Bir Düzenin Alegorisi Sabahattin Ali, son eseriyle sadece bir öykü kitabı değil, aynı zamanda cesur bir veda ve sarsılmaz bir ithamname
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön