Kaburgalarım ve ayak bileklerim daha uzağına gidemediğim sesinin peşinde...
Peşinen ödenen bedellerde vardır elbet...
Yinede sorgusu kanatlarımı kırıyor cevaplarımın.
Bir gölgenin içindeyim,
İçimde bir gölge saçlarını çözmüyor hiç!
Bir gölgenin içindeyim ve...
Yakıyorum saçlarımı, daha ilk nefeste gülüyorum.
Gülüyorum yüzün aynalarımı doldurunca...
Dışıma çıkıp kendime bakıyorum.
Kendim sandığım bir bedene,
Hiç sıyrılamayacağım... tamkurtuldum derken kutuluşu kaybedeceğim.
Kendime bakıyorum...
Parmaklarımla sıkı sıkı tutuyorum dizlerimin içinde.
Bir kaybetsem, gözlerinle çalınacak kapılarda kalacağım.
Akacak sıcak ve ölümlü, bütün ırmaklarım.
Kızgınlığımın kırılganlığa döndüğü yerdesin.
Hiç bir pişmanlık senin kadar güzel değil üstelik...
Pişmanım.!
Ve sen yine güzelsin..
Yeşil otlar ve sahil sesleriyle...
Duvarlar ve odaların içinde,
Rengini tam seçemediğimiz denize bakarken,
Akarken ellerinle içime,
Gece gözlerinde unuturken serseri yıldızlarını,
Ve sen parmak uçlarımda en ücra köşelerimi keskinleştirirken.. güzelsin.
Saçlarının arasına saklanan güneşten belliydi,
Rüzgarım yetmeyecek savurmaya çöz..
Çöz!
Bütün düğümlerin kendin kadardır.
Ayaklarının çıplaklığı yakacak otları..
Sırtını emanet et kollarıma burda olduğumuz yerde...
Işıkların yanmasını bekliyoruz karşıda..
Karşıtlığımızı kandırmaya yetmiyor
Kaşlarımızdaki anlam..
Bir gülsen şaşırmak olacak hücrelerim...
Bir baksan... sadece bakma hayır...
Ak...
Dudaklarımın arasından sız içime..
Ardımdaki karalara yet...
Yetin sesimle...
Güzelsin ve sevdiğimsin!