SEVGİ TOKLUĞUNA...
Ben Cudi Dağındaki Nuhun Gemisi değilim
Ağrı Dağı gibi ağarmış başım yok
Ben Antakyadaki ilk kilise
Harrandaki ilk üniversite değilim
Nemruttaki güneşin doğuşunu seyrettim sadece
Kommagene Krallarıyla dertleştim yirminci asrı anlattım anlamadılar
İbrahimin ateşe atıldığı yeri gördüm Edessada
Saray sütünlarından kalan mancınıklardan seyrettim uzunca süre kenti
Balıklarına yem verdim mağarasında su içtim.
Mardinde tükenmiş dinlerin ayinlerini izledim
Son temsilcileriyle yemek yedim kendi yaptıkları özel şaraptan içtim
Akdamar adasında Tamarayla konuştum aşk üzerine
Zaman değişmişti anlamadı beni ben de onu
İshak Paşa sarayının gizeminde yittim
Musayı aradım Kızıldenizde
( oysa yıllardır bir asa arıyordum tutunmak için )
On emri okudum Nili dolaştım baştanbaşa gemiyle
Ucum Piramitlerde çıktı
İkinci Ramsesin saçları büyülemişti beni
İsanın çile yolundan geçtim üç gün kaldığı mezarında konuştum onunla haçı anladım
Ağlama duvarında dilek tuttum Kudüste
Bilmemki ne arıyordum İsrailde hahamlarla
Hahambaşı çok güzel gözlerin var dedi saçlarımı okşarken
Ben Saba Melikesinin gözlerinde anladım ne demek istediğini
İnanın yaşasaydı beni anlardı
Ancak o bir zamanlardı
Ben bu kalabalık kentte bu insan çokluğunda
Neyi arıyordum insanın kaybolmuşluğunda
Bu kalabalıkta bu çoklukta insanlar yoklukta
Herkes iş düşünmekte çalışmakta karın tokluğuna
Ben yaşamaktayım sevgi tokluğuna
ERDEN ERKİN...