Sinsi bir kara kıştayız yine.
Kalın yorganlar içinde yatıyorum,
İçimde bitirdiğim birçok şey var…
Zorluklar, olumsuzluklar, mutsuzluklar.
Sanki hayatımın bittiği noktadayım şu anda.
Hiçbir güzelliğin, bana güzel gelmediği tarafta,
Bana gelenler gidiyor teker teker.
Avucumun içinden kayıp gitmiş seneler.
Herkesi güler yüzleriyle hatırlamak istiyorum,
Ve herkesin en esprili olduğu zamanları…
Bana acı veren her şey, iyice battı içime,
Bir bardak kırdım ben,
Adımlarımda parça parça ezilen,
Dertlerime dert katan,
Soluksuz kalmışım ben, bu sarhoş dünyadan,
Arabalar geçiyor ve gidiyor
Ben yalnızca seslerini duyuyorum uzaktan.
Sinsi bir kara kıştayız yine.
Kimsem kalmamış, biriktirememişim,
Uçup gitmiş eski baharlar.
Zevk almak şöyle dursun, eğlenemiyorsun bile.
Hep aynı teraneler, vızıltılar, mızmızlanmalar
Karşı çıkmalar ya da anlamsızlıklar.
Bir soru işareti çakılı beynimde,
Uzun uzun soru işaretleri.
İki nokta üst üsteleri bitirmişim,
Sinirlerimi büsbütün tüketmişim.
İki zar atmışım, biri yek diğeri beş
Madara olmanın eşiğindeyim.
Hedef benden çok uzakta,
Askılı kalmışım ben bu hayatta.
Durumdan vaziyet çıkarmak şöyle dursun,
Kalakalmışım oturduğum durakta.
Her şey böyle mi ters olur?
Zıt, tezat ya da olumsuz!
Bir renklisini bulamadım,
Ya siyah var, ya da beyaz
Gri olanına rastlayamadım!
Kantarın ucu feci kaçmış,
Rakamsal oranlamalara kalmış,
Zaten matematik yok, istatistik sıfır
Dünyada değil miyiz ki misafir?