"Bana bir kitap verin, size dünyayı yerinden oynatayım – tabi, o kitapta benim adım geçiyorsa." – Virginia Woolf"

Sorgu Zamanlarına Dair...

Bir adam uyuyor yan odada zamansız horultularından rahatsız oluyor yalnızlığım. Sonra daha önce hiç duymadığım bir fısıltı işitiyorum uzaklardan "Gitmelisin" diyor bana titreyen sesiyle "uzaklaşmalısın"

yazı resim

Sessiz bir gecenin ıslak adımlarında arıyorum sıcaklığını; bulamıyorum...

Bir adam uyuyor yan odada zamansız horultularından rahatsız oluyor yalnızlığım. Sonra daha önce hiç duymadığım bir fısıltı işitiyorum uzaklardan "Gitmelisin" diyor bana titreyen sesiyle "uzaklaşmalısın"

Gidemiyorum...

Esaret denilen sadece demir parmaklıklar ardında yaşanmıyor. Bilindik yüzler, bilindik bakışlar ve bilindik sözlerin arasındaki ruh kendini kendine esir edebiliyor. Susmalarla başlayan bu mahkumiyet geçen zamanla yalnızlığa sonrada acıya bırakıyor kendini. İçten içe ağlamalar, nerede ve kiminle yaşadığına dair sorular ve geceler süren sorgular...
Ellerinde tırnaklarının kanrengi izi. Gözlerinde mor halkalar, boğazından o çıkartmayı hiç başaramadığın ve yutkundukça boğulma krizleri yaşatan, çözülmez düğüm. Oysa parmaklık yok. Oysa mutluluk için verilen sözler var ve paylaşılacak kocaman bir hayat.
"Gitmelisin"
Boğazımda çözemediğim bir düğümle ne kadar yol alabilirim diye soruyorum sese, ses susuyor. Anlıyorum ki konuşmak sadece "git" demek . Yalın ve kolay "git" Kaçmak üzerine kurulu bir dünya ve yaşam adına arkada kalan yollar. Aslında kolay olan en kabullenilebilir hedef sayılıyor ve sonra...

Sonra "acı"

Geceler sessizdir çoğu zaman sadece iç sesin konuşur seninle o da genellikle gitmeni söyler, sen gidemezsin. Aranılan sadece üşüyen ellerini ısıtacak bir sıcaklıktan ibarettir ama yan oda bile bazen çok uzaktır gidemezsin...

KİTAP İZLERİ

Kapak Kızı

Ayfer Tunç

Ayfer Tunç’un "Kapak Kızı" Romanı: Çıplaklığın Katmanları ve Toplumsal Yüzleşme Ayfer Tunç’un ilk olarak 1992’de yayımlanan ve daha sonra "zemin aynı zemin, inşa aynı inşa"
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön