Görücünün gözü neyi görebilir ki,
Hamam köşesinde ölçülen vücut?
Cüzdanın kalınlığı, malın çokluğu,
Ruhun derinliğini hiç görebilir mi ki?
"Baktıklarını görürsün" der Rabbim,
"Oysa onlar görmezler" ayetinde.
Gören göz vahiyle nurlanmış olur,
Kör kalp gelenekte kaybolur gider.
Yaşlının tecrübesi hikmet mi hep?
İbrahim demiş babası Âzer'e:
"Sana gelmeyen ilim geldi bana,
Beni dinle, doğru yola çıkarayım!"
Mahalle büyükleri, hamam teyzeleri,
Ölçüp biçip karar verirler sanki.
Oysa gönül gönle karşı durduğunda,
Ancak Allah'ın nuru gösterir yolu.
"Nefislerinizden eşler yarattık,
Aranıza sevgi, merhamet koyduk."
Bu ilahi sır neden kaybolur?
Gelenek maskesinde mi saklanır?
Rabbâni olan Rabbâni arar,
Dava kardeşliğinde buluşurlar.
Ne vücut ölçüsü, ne de servet,
Allah yolunda el ele yürürler.
"Müşrikler ancak bir pisliktirler,"
Gelenekçi zihnin şirki budur işte.
Vahiyden uzak her uygulama,
İnsanı hakikatten uzaklaştırır.
Ben sadece hizmet etmek için yaratıldım,
Evlilik de bu yolda bir yoldaş arayışı.
Görücünün değil, vahyin ışığında,
Ruhum ruhuna seslenebilir mi?
Unutulsun hamam röntgenciliği,
Unutulsun mahalle dedikodulları.
Kur'an'ın nurunda, iman ışığında,
Gerçek aşk hakikatte doğar ancak.
Ey mümin! Başkasının gözüyle bakma,
Vahyin ışığıyla gör, anla, bil.
Rabbâni olmak, Rabbâni aramak,
İşte hakiki evliliğin temeli bu.