Bardaktan boşanırcasına yağan yağmur, bir duygu selini de beraberinde getirmişti. Gerçekten de kolay değildi. Koskoca dört senenin kâh sevinç kâh acı; kâh mutluluk kâh hüzün dolu onca hatırası arasında, her metrekaresine sayısız anının sığdığı bir okulu bırakıp gitmek gerçekten de hiç kolay değildi. Masaların üzerine, duvarlara yazı yazanlar, birbirlerinin gömleklerini sevgi sözcükleriyle boyayanlar, beraber hatıra fotoğrafı çektirenler, oturmuş birbirleriyle belki de son kez dertleşenler... Tüm bunlar insanın yüreğine o kadar işliyordu ki... Yıllar sonra "lise" dendiğinde ilk akla gelen olabiliyorlardı.
Nasıl başlamıştı her şey, nasıl bitiyordu? Çekilmez, bitmez denen dört koca yıl nasıl olmuştu da göz açıp kapayana kadar geçmişti? Hem de ardında neler neler bırakarak...
Küçükler vardı bir de...
Bir zaman bizim "çömez!" diye dalga geçip, eğlendiğimiz küçükler... Ne mutluydu onlara. Karne almanın, tatile girmenin ve bir yaş daha büyümenin verdiği heyecanla yerlerinde duramıyorlardı. Koridorlarda koşturanlar, bağıra bağıra şarkı söyleyenler, kendi aralarınsa oyun-bizim deyimimizle "uzun eşek"- oynayanlar... Hele lise ikiler... Onların gururu daha fazlaydı, kolay mı, bizden sonra okulun en büyüğü onlar olacaktı...
Neredeyse öğle olmuştu bile. Eskiden dört gözle beklediğimiz hatta bazen gecikmesine isyan ettiğimiz ziller, bugün ardınsıra nasıl da çalıyorlardı.
Bugün bizim son günümüzdü. Yaşadıklarımızın izlerini yanımıza alıp ayrılacaktık bugün burdan. Üstleri çeşit çeşit kopyalarla dolu masalarımızın, perde nedir bilmeyen ve rüzgarlı havaların gevezesi pencerelerimizin, yerlerde gezen kırık tebeşirlerin, hiç bıkmadan beslediğimiz çöp kutumuzun ve her türlü derse ev sahipliği yapmış kara tahtamızın bizi son görüşüydü belki de bugün.
Yeni gün nelere gebe bilinmez. Gelecek neler saklıyor koynunda... Kim bilir belki bir gün bu okula yeniden yolumuz düşer. Yeniden gireriz bu kapıdan içeri...Bu sınıfta yeniden yankılanır sesimiz... Ama şu bir gerçek ki, yıllar sonra tekrar burda olsak bile zaman biz dahil her şeyi değiştirip, tanınmaz edecektir. Farklı düşüncelerin beslediği farklı kişiler olarak ve muhtemelen farklı bir konumda bulunarak belki de yeniden "günaydın" diyeceğiz sınıfa... Sınıfımıza...