Bulutlarını taşır;
avuçlarım bileklerinin gürültüsüne hazır!
Tanrı'nın kollarına sığınmış göğün güncesinden düştü harflerin, kesik sesime!
Telaşsız.
Sahte aldanışların mevsimi, uzağımıza göç et!
Kuşlarım,
iç isyanda!
Etekleri zil çalmıyor,
p'usumda sabahlayan sözcüklerin!
Şehir yorgun,
göğsüme abanıyor gölgesi sessizliğin.
Hiç kimse ustası değil aşka b'ölünmelerin,
her biri kendinin yalancısı
biraz daha yabancı!
Zamansız kandırdım,
gamzelerime iliştirdiğim karanfillerle
yaralarımı öpen melekleri!
Belki ondan, mavi kanaman
bağışla kısır imgelerimi!
/tüm ayıpları sakladım çocuk,
kır gövdesini masalların
üşürse üşüsün parmaklarım aldırma
h'içime benzer,
kefene sevdalı bu kış!/
Yırtıldı karanlığın derisi,
oysa sadece
yeryüzüne bir çizik atıp gidecektim
az önce;
çok ölmeseydim!
suskunluğumda acıyor şimdi adı'n
Gecem'in
rengi
Sis...