Karanlığın umutsuzluğa boğduğu odasında oturuyordu. Sigara içmezdi ama tüm eşyalarına kokusu sinmiş , dumanaltı olmuştu. Müziksetine ulaşmaya çalıştı. Onu bu hıncından, terkedilmişlik duygusundan kurtaracak hangi şarkı varsa dinlemeliydi. Parmağı bir türlü tuşa yetişmiyordu. Öfkelenerek sarıldığı oyuncağını fırlattı ve sanki tuş ondan kaçıyormuş gibi küfretmeye başladı. Yatağın örtüsünü çekiştiriyor , yere indirmeye çalışıyordu.Masadaki tüm kitaplarını yere atmış,yakalayabildiği herşeyi duvarlara fırlatıyordu.
-Kahrolası!Sana çalışmanı söyledim.Defolun hayatımdan.Nasıl olsa birgün hepiniz gitmeyecek misiniz?
Bir süre sonra duvarlarla konuştuğunu farketti ve kendi durumuna acıyarak ağlamaya başladı.Çığlıklar ata ata ağlıyordu.İçinde kanayan,acıyan sevgiyi dışarı atmak istiyordu.Lanetlenmiş edasıyla
-Neden?Neden ben?Bu dünyada mutsuzluğun adresi ben miyim ha?
diye söyleniyordu.
Sakinleşti...
Ayağa yavaşça kalkıp,banyoya gitti.Evin içinde tek bir lamba yanmıyordu.Halılara,yataklara yalnızlığın resmi çizilmişti.Işık salonundaki gümüş takımına bile yansımıyordu.Şu başarıyı,mutluluğu kutladıkları takımlara....Aynaya bakarken zavallı olduğunu düşündü.Hem nefret ediyor hem de için için seviyordu.Yüzünü yıkadı.Sanki yılların kiriyle bulanmıştı.Onlarca kez,canı yanana kadar,elleriyle yüzünü tırmalayarak yıkadı.Dalgalı saçlarını ıslattı, her zamanki gibi taradı ve kıvırcık hale soktu.
Odasına geri döndü.Ayağına birşey takıldı.O kadar karanlıktı ki ne olduğunu farkedemedi.Gözlerini kısarak,eğildi.Titreyen ellerini düğmeye götürdü.Güçlükle ışığı yaktı.Yerdekinin biraz önce fılattığı palyaço olduğunu gördü.Sevgilisinden gelen şirin hediye...
Umursamaz tavrıyla bir kez de tekme attı oyuncağa.Kaldırmaya üşenmişti.Belki de sevgilisinin ani biten sevgisini hatırlıyarak intikamını almıştı.Dolabını açtı ve üzerine kalın kazak atıverdi.Bu evin her nefeste geçmiş kokuşu midesini bulandırmıştı,onu boğuyordu.Canı sıkılmış şekilde kapıyı açtı.Orada olduğunu hiç farketmediği sokak kedisi özgürlüğüne koşarcasına kapıdan fırladı.Garip!Evinde kendisinden başka canlının olduğunu bilmiyordu.Demek yalnız değildi.
Amaçsız adımlar atıyordu.Sokaklar üstüne yürüyor,çaresizliğiyle dalga geçiyordu.Soğuk havayı ciğerlerine doldurdu.Bedeninin titrediğini hissetti,hoşuna gitti.Yalnızlıkta en yakın dost üşümektir çoğu zaman.Rüzgarına sarılarak yürümeye devam etti.Bu gece gökyüzü onun yanındaydı.Yıldız yoktu.Ay da yalnızdı şimdi...Bulutlar ayırmıştı onları da.Üstelik rüzgar ona sımsıkı sarılıyordu.Onu hiç bırakmayacağını söyliyerek.
“Yalan”dedi. “O da böyle demişti.Sahte sözcükleri kaldıramam.Bugün olmaz,bu gece değil.Sessizliğe bürün,bırak da sadece dostluğun yanımda olsun.”
Rüzgar utanarak geri çekildi.Doğru ya!Nasıl da unutmuştu isyanlarının yalanlara karşı olduğunu?Kahkahalar,acı çığlıklar tüm yalancılara gidiyordu ya...
Kuraklık gelmişti gözlerine.Deminki yalvarışları yoktu.Beyni konuşmuyordu.Geçmişini geleceğini anlatmıyordu ona.Kalbi ise atışını çoktan durdurmuştu.Boşlukta gibiydi.Korkunç bir gürültü koptu o an.Gök gürledi,kalbinin sonsuza kadar asılı kalmayacağını anlattı ona.Yağmur yağmaya başladı.Yorgun ruhuna yoldaş damlaları damlatıyordu.Etrafında kaçışan insanları gördü.Bu gece yağmurda yalnızdı demek.Bu gece yalnızların gecesiydi.
Karşıdan gelen arabanın farları gözlerini kamaştırdı.Yolun ortasından yürüdüğünü o an ayrımsadı.Geriye çekilmesini telaşla emretti beyni.Oysa bedeni reddetmişti.Öylece dikiliyordu.Arabanın hızla üstüne geldiğini göre göre.Ölümü düşündü o an.Acaba o arabanın çarpışı ne kadar yakardı canını,nasıl birşey olurdu bu?Canı daha fazla yanamazdı ki.Terkedilmekten daha büyük bir ızdırap tanımıyordu.Fren sesiyle geriye çekildi.Bilinmezlikle tanışmasına ramak kalmıştı.Başını yukarıya kaldırdı.Ölümle dalga geçer gibi gülümsedi ve arkasından ürküp kızgınlığını haykıran adama aldırmadan yoluna koyuldu.
Sevgilisi...Yani eski sevgilisi hiçbir neden göstermeden bırakmıştı onu.Onca yaşanandan sonra en azından açıklamayı hakediyordu.
Yoldaşım Ol Gökyüzü
Umutsuzluğa kapılmış bir kızın,yağmurlu bir gece sokakta yaptığı kısa yürüyüş anlatılmaktadır.Soğuk havayı ciğerlerine çekerken yalnızlığını ve geleceğini düşünmektedir.Hayatımızın kısa kesitlerinde aldığımız büyük kararlardan biri var bu yazıda.Sevgiyi a