Deniz... Ne çok şey ifade edrsin benim için; özgürlük, tutsaklık, umut, umutsuzluk, mutluluk, hüzün, aşk, nefret, dinginlik, fırtına... Her nehir denize akar misali ben de her gün sana akarım; düşüncelerimle, hislerimle... İşte sen deniz; aynasın içimdekilere!
Sımsıkı bir iple bağlanmışken hiç geçmek bilmeyen, birbirinin aynı günlere; olanca maviliğinle göz kırpar, " hadi" dersin. Gelmeyeceğimi bilirsin de "hadi gel" demekten yine de vazgeçmezsin. Sana gelmek; kuş olup üzerinde uçmak, balık olup derinlerine dalmak, deli mavinde kaybolup gitmek... İşte sen deniz; özgürlüksün tutsak günlerime!
Umut, ufkunda bir güneş gibi...Üzerine her sabah doğudan doğup, üzerinden her akşam batıdan batan. Sarı ışınların mavi dalgalarınla dansına karışmış; yüreğimdeki kıpırtılar. Her doğan günle ufka yelken açtırıp, batan günle birlikte usulca yüreğime geri bıraktığın kıpırtılar... İşte sen deniz; umutsun umutsuzluklarıma ! Med- cezir misali...
Yapış yapış bir Temmuz gününde, mavi buzdan koynuna girmek gibi mutluluk. Sarıp sarmalarken seni, dalgalarınla sarılıp sarmalanmak. Kucak kucağayken, nefes nefese kalmak. Ve belki mutluluk; nefessiz kalmak bir an için, sudan çıkmış balığa imrenip. Hüzün; üzerinde, martıların çığlık çığlığa kanat çırpmaları gibi. Ya da gökyüzünün; üzerine usul usul ağlaması, hüzün. Yüreğimdeki çığlıklarla, yanaklarımdan usul usul süzülen yaşlar birbirine karışır sana imrenip. İşte sen deniz; mutluluksun hüznümle karışık ! Martının ağzındaki balık misali...
Aşk, dolunayın dalgalarınla oynaşması, zifiri karanlıklarda... Ya da aşk; bir balıkçının, dolunayın aksinde deniz kızına vurulması gibi. Sevdiğimin hayali; üzerine aksetmiş, yakamoz misali. Ve ben; suya düşmüş bir hayale vurgunum, balıkçı misali...Nefret; derin ve karanlık dibinden gelen koca bir dalga, yakamozları yutan. Ve benim nefretim; gönlümde köpük köpük, yıkıp geçen koca dalgan misali... İşte sen deniz; aşksın yüreğimde hem de nefret, dalgalarınla girift!
Mavi bir çarşaf gibi sakin halin, " dinginlik budur " dediğim. Kıpırtısız... Üstün güven, için güven. Balıkçılarla balıkların barışık, dalgalarınla kıyılar. Gök mavine karışıyor benliğim. Korkularımla güvenim el ele, dalgalarınla kıyılar misali. Bir rüzgar kıpırdatmada dalgalarını, dinginliğine inat. Bir yağmur yağmada üzerine, gök delinircesine. Düşen her damlayla coşarak kıyıya doğru yol almadasın, bir deli rüzgar eşliğinde. Köpük köpük ağzınla yutmadasın kıyıyı şimdi, koca aslanlar gibi. Gönlüm; bir durgun, bir çalkantılı. Gözyaşlarım, hıçkırıklarıma karışmada usul usul. Ve bir çığlık boğulmada iç sesimde. İşte sen deniz; dinginliğimden sonra fırtınasın, Karadeniz misali!
İşte sen deniz; aynasın içimdekilere...