Zamana yeniliyorum Her saate, güne ve de aya Önce bedenim sonra da gençliğim boyun eğmek zorunda kalıyor Her geçen saniye; esas düşmanım iken çevrem beni düşman belliyor.
Benliğim, düşüncelerim, aşkım, doğrularım, yanlışlarım ve davranışlarım kah dert, kah dedikodu malzemesi oluyor.
Öyle ya... Herkes herkesin yansıması olmuş... Aynı düşünceler, zevkler, ihanetler, sevinmeler, üzülmeler... Farklı davranan gördüler mi vuruyorlar kırbacı...
Yine de bildiğim gibi yaşıyorum... İstediğim gibi seviyorum... Hak etmediğim kadar da seviliyorum... Yazıyorum, çiziyorum, kırıyorum, karalıyorum, bir şekilde bir şeyler yapmaya çalışıyorum... Biliyorum ki zaman sınırlı, zamanın şakası yok...
Fakat işte bakıyorsun lavuk hala abi başka şansımız yok Kılıçdaroğlu aday ise Kılıçdaroğlu'na oy vereceğiz diyor... Sıkıntı bu kafa yapısı işte... Valla.
Kendi özgünlüğünü evet özgünlüğünü kazanamamış, başkaları ne yemiş, ne giymiş, nereye gitmiş diye düşünen insanların; makarna ve türlü değerlere boyun eğenlere nispet çare olmasını bekliyoruz.
Unutuyoruz... Zaman kısıtlı... Ölüm ani... Ölüm hepimize... O yüzden gözden geçirmeli bazı şeyleri... En de, daha da olsan sen de zamana yenileceksin... Farkın? Mevkin mi yoksa sahip olduğun tırı vırı mı?