Zorba bir kedi varmış,
Fareler çok korkarmış.
İnsanların ağları,
Kurduğu tuzakları,
Zehirli buğdayları,
Etkilemez onları.
Zorba acımasızmış,
Hunhar ve de gaddarmış.
Zorba, bir oyun yapmış,
Kendini iple asmış.
Fareler “öldü” sanmış,
Bu hileye aldanmış.
Bir dansa başlamışlar.
Zorba’ya yaklaşmışlar.
Zorba birden atlamış.
Çoğunu yakalamış.
Sonra, yüksek ses ile,
Demiş: — Bende çok hile...
Neler yaparım görün,
Özellikle düşünün!
Bir gün girmiş tekneye,
Avını beklemeye.
İyice una bulanmış,
Fareler hamur sanmış.
Zorba’yı görmeyince,
Kapılmışlar sevince.
Hamurundan yemeye,
Çıkarlarken tekneye
Yaşlı fare seslenmiş,
Onlara öğüt vermiş:
— Çocuklar aldanmayın,
Sakın ora çıkmayın!
Bu Zorba’nın oyunu,
Teknede gördüm onu.
Oyunu sezerim ben,
Şimdi çıkar içinden.
Bazen güvensiz olmak,
İhtiyatlı bulunmak;
Korur sizi zarardan.
Hemen inin yukardan!
Sözlerimi dinleyin,
Bilgenize güvenin.
Öğüdüm yararlıdır,
Güven böyle sağlanır...
Tüm yuvaya girmişler,
Oradan gözlemişler.
Zorba hayli beklemiş.
Hiçbir fare gitmemiş.
Una bulanmış hâlde,
Kalkıp durmuş teknede.
Bu yüzden kedileri,
“Hilecidir her biri”
Diye düşünürlermiş,
O yüzden sevmezlermiş.
Ahmet KARAASLAN