Hâkim Bey

yazı resim

Yeşil gözlerine beni hapsetti
Sarı saçlarına yandım hâkim bey.
Kimliğimi, benliğimi gaspetti
Vallahi Mecnun’a döndüm hâkim bey.

Zamanı yitirdim, mevsimler kayıp
Canımı, ruhumu ona adayıp
Seversem kusur mu, sevmesem ayıp
Ruhumu, ruhuna bandım hâkim bey.

Yeşil gözlerini çimen sanarak,
Bülbül gibi dallarına konarak
Pervaneydim ışığına dönerek
Cananımdı ben de candım hâkim bey.

Uyuturdu, sallanırdım kolunda
Tomurcuktu, güller açtı dalında
Bir elim boynunda, biri belinde
Bülbül gibi güle kondum hâkim bey.

Bazen güneş olur ışık verirdi
Işığına bağlar beni sürürdü.
Hoyratlara karşı gelir, korurdu
İşte bu tavrına kandım hâkim bey.

Bir gülüşü vardı beni görünce
Sinesi yaylamdı, hem de serince.
Yıldızları tutup bana verince
Öfkemi, kinimi yendim hâkim bey.

Mor çiçek doluydu her dem bahçesi
Yaklaştıkça mest ederdi nefesi
Aklımdan çıkmayan kadife sesi
Her zaman, her yerde andım hâkim bey.

Demet demet güller dermiş eline
İbrişim kemeri ince beline…
Duyan hayran kalır şeker diline
İşitince ben de kandım hâkim bey.

Beni çağırınca “yok” diyemedim
Neler etti amma “gık” diyemedim
“Defol şu kalbimden çık” diyemedim
İnan ki buz kestim, dondum hâkim bey.

Bir eli yağdaydı, öteki balda
Birisi saz çalar, biri kavalda.
Bütün yükü bende, yoktu hamal da.
Pürtelâş bağına indim hâkim bey.

Bilemedim, hile imiş nazları
Numaraymış, yalan imiş sözleri.
Yüreğime bastı ateş, közleri
Ben de aşk ateşi sandım hâkim bey.

Suçum, günahım ne bilmedim işte
Gündüz hayalimde, gece de düşte.
Yanağından, dudağından öpüşte
Sorma, ateşine yandım hâkim bey.

Aha bütün suçum, döktüm içimi
Karıştırdım koyun ile keçimi,
Yeni bir modaymış aşkın biçimi
Ben bu dala sehven bindim hâkim bey.

Ahmet KARAASLAN
10/10/2011 Talas

Başa Dön