Gökkuşağı Gibi! ! !
(Gülay Zengingül) 13 Ocak 2006 |
Felsefe |
| |
Hayat;
acımasız ve istikrarsız bir yol..
o yolda;
edruli yumağına
sarılı bedenimiz..
çözüldükçe farklılaşan
farklılaştıkça düğümlenen
bir realite bırakmaz peşimizi..
kafa karıştıran bir yığın bilmece..
|
|
İzin Ver de Öleyim Gardiyan
(Gülay Zengingül) 6 Ocak 2006 |
Soyut |
| |
Karanlıkta;
kaybolmamak için
bu gece, sana sarılıyorum sımsıkı..
limanına sığınıyorum sevgili..
izin ver!
...........
şimdi nemli gözlerene
bakıyorum da delice,
anılarım akıp gidiyor
göz pınarlarından, acemi!
kaldırımlar ıslanıyor, ağlıyor..
anılar kan kırmızısı,
semaya varıyor çılgınca..
|
|
Gülümsüyorum
(Gülay Zengingül) 3 Ocak 2006 |
Soyut |
| |
Saçlarım omuzlarıma dökülmüş. /
Gözlerimde buğulu bir bakış /
Seni düşünüyorum.. /
Ay ışığında güneşleniyorum /
Senin sıcaklığınla.. /
Çayımı yudumluyorum /
Seni içime çeker gibi.. /
Baktığım her yerde seni görüyorum. /
Gülümseyişin her an aklımda, /
Sana gülümsüyorum. /
Resmini yapıyorum hayalimde.. /
|
|
Kar Taneleri Gibi
(Gülay Zengingül) 3 Ocak 2006 |
Anı |
| |
O kadar yalnız hissediyorum ki /
Kendimi bazen, beni sevenler /
Ve sevdiklerim de olmasa /
Kaybolup gideceğim bu koca evrende. /
Belki buhar olup uçarım semaya /
Ve yağmur damlaları olarak /
Geri dönerim sana.. /
Kim bilebilir! /
Şu anda tek dostum yasemenler. /
Etrafa yaydıkları mis kokularıyla /
Bir hoşum doğrusu.. /
Onları senin için ektim saksıya. /
|
|
Düşümün Filmi
(Gülay Zengingül) 3 Ocak 2006 |
Lirik |
| |
Rüyalarımda siyah beyaz bir flim, /
Adını anımsayamadığım.. /
Başını hatırlayıp da /
Sonunu hiç getiremediğim.. /
Siyah beyaz bir film işte.. /
Başka hayallerde kurgulanıp çekilen.. /
Cızırtılı ve renksiz, /
Bir film işte.. /
Başı bende saklı.. /
Sonu ise meçhule giden bir gemi gibi.. /
/
|
|
Duy Sevgili! Avuçlarıma Kanlı Gözyaşı Döküyorum
(Gülay Zengingül) 29 Aralık 2005 |
Özlem Şiirleri |
| |
Derin özlemler içindeyim bu aralar. /
derin ayrılıklar, derin kederler içinde: /
yarımca kalımış sevdama dalıyorum /
bir balık gibi.. /
her dalış bir kayboluş, /
her kayboluş sana varıştı /
bu öksüz şehirde. /
............................. /
Duy sevgili! /
sancılı hüzünler akıtıyorum yollaraına, /
avuçlarıma kanlı göz yaşı döküyorum.. /
ve hala; /
|
|
Yüreğimin Depremi
(Gülay Zengingül) 21 Aralık 2005 |
Soyut |
| |
Geleceğimde yoksun artık,
Dünlerime bıraktım seni..
Sinsice akan zamanlara
Kattım yaralarımı..
Uçuk sevdamı, gülüşlerinde yitirdim.
Anılarım bir eylül sabahı yağdı üzerime..
Yağmur damlalarında
Büyüyüp sel olan yalanlarındı..
|
|
Sen ve Ben
(Gülay Zengingül) 20 Aralık 2005 |
Lirik |
| |
Sen yelkovan ol ben akrep
Zamanı dilediğimiz gibi
Savurup rüzgara karışsak.
Toz olup uçsak gökyüzünde
Kelebekler misali.
Bedenimize hapsolmuş
Ruhumuzu özgürleştirsek,
Arzularımıza yenik düşüp
Karışsak birbirimize.
|
|
İncitsen de Severim
(Gülay Zengingül) 19 Aralık 2005 |
Lirik |
| |
Kaç yalancı bahar oldu gözlerinde..
Kaç ömür harcadık, geri dönüşü olmayan..
Kaç sorgusuzca geçen yıl, sorgulanmadan..
Çoğu zaman sarılamadım bile içimdeki çocuğa..
Ağlayamadım;
Gözyaşlarım buz tuttu gözlerimde..
Güneş çaresiz ve mahçup şimdi..
Anlatamadım derdimi, kimsesizliğimi |
|
Çöllere Varıyorum Sana Varmadan
(Gülay Zengingül) 18 Aralık 2005 |
Lirik |
| |
Bir sabah kalktım
ve kum tanelerinden
ev yaptım sana, hiç üşenmeden..
kum tanelerini cımbızla toplayıp,
göz yaşlarımı da harcıma kattım mı
rüzgar gelse de nafile..
üşümeyesin diye de yüreğimin
alevli sıcaklığını verdim odalara..
gözlerimdeki umudu da al
ışığın olsun hanene..
ben, bendekiyle yatinmesini de bilirim..
sen yeterki kaybolup gitme karanlıkta..
|
|
Benim Gibi Ağladın mı Sevgilim?
(Gülay Zengingül) 18 Aralık 2005 |
Özlem Şiirleri |
| |
Deniz kokan,
bir istanbul sabahında
elimde gitarım,
seni çalıyorum martılara hüzünlü..
kanatlanıp uçarken özgürlüğüne
martıların gözlerine serpiştirdim özlemimi..
sen gördün mü?
|
|
Acı Bir Gerçek Kıpırdıyor Ağaç Yapraklarında
(Gülay Zengingül) 18 Aralık 2005 |
Özlem Şiirleri |
| |
Avuçlarımın arasına sıkıştırdığın
buruşuk mendilini kokluyorum yokluğunda.
arka bahçemdeki kırmızı güllere
sarılıyorum sen diye..
kafam kızdı mı,
adını yazıp yazıp siliyorum buğulu camlara.
türkülerde adın geçiyor
oturup bir güzel içiyorum
ışıksız karanlık odalarda..
vurdum duymazlığına kaldırıyorum |
|
Belki de Yalandı
(Gülay Zengingül) 4 Kasım 2005 |
Soyut |
| |
Meridyenler arası otobüs /
Duraklarında ağlaşamadık. /
Paraleller arasında yitirdiklerime /
Bakıp bakıp ağlayacağım. /
/
Yalanlarını enlemlere dizerken /
Bir inci gibi, boylamlar |
|
Canım Öyle Yandı
(Gülay Zengingül) 2 Kasım 2005 |
Soyut |
| |
kaç kez söndürdün /
yalnızlığını cigaranın külünde? /
kaç kez yitirdin o adı /
nargilenin dumanında? /
kaç sevda harcadın /
kırık kaleminle dizelerde? /
sen bastırmadın küle yalnı.. |
|
Sevdamın Türküsü
(Gülay Zengingül) 28 Ekim 2005 |
Anı |
| |
Yüreğime dokudum sevdamı. /
Maviyi semalardan, /
Yeşili doğadan, /
Sarıyı da çaldık mı güneşten /
İnce ince dokurum seni.. /
Dudaklarında yarım kalan /
Sevda sözcükleri, /
Kaleminde dünlerine /
İnat savaş kırıntıları, /
Anıların |
|
Sancılı Keman
(Gülay Zengingül) 27 Ekim 2005 |
Öyküsel |
| |
Enstrumanlar arasında kemanın /
Yerine koyuyorum seni.. /
Baştan aşağıya hüzün kokuyorsun çünkü.. /
Keman da tınısıyla, kendisine özgü nağmeleriyle /
Öyle değil midir zaten? /
Keman çalmak başlı başına bir hüner.. /
Kolay değildir.. /
Resme |
|
Çelişkili Gölgeler
(Gülay Zengingül) 26 Ekim 2005 |
Felsefe |
| |
Yaşamın en engebeli kıyısında
Kök salmışlığımız, kendimize
Olan inanancımızdandı.
O köklerde dulduk dostça sevişmeyi,
O köklerde var oldu, bedenimizin insan tarafı.
Kimi zaman bize can veren
Toprakla savaşmamız, aslında kendi iç savaşımızdı.
Ve b |
|
Kimin Düşü
(Gülay Zengingül) 25 Ekim 2005 |
Anı |
| |
Dünlerimin yarım kalmışlığıyla /
Yazıyorum bu satırları.. /
Garip bir hüzün var içimde.. /
Bir yanım hep ağlamaklı.. /
Bir burukluk, bir acı sokaklarda.. /
Gitmiyor ayaklarım o caddelere.. /
Bastığım her yerde /
Bir çığlık yükseliyor semalara /
O |
|
Şiir Gözlüm
(Gülay Zengingül) 21 Ekim 2005 |
Özlem Şiirleri |
| |
Şayet bir gün, /
Kaybolursam şiir gözlerinde /
Sakın telaşa kapılma emi? /
O yosun gözlere /
Dalıp dalıp çıkmaktır niyetim. /
Ki bir hazan vakti /
Bozabilirim bu niyeti. /
Ya da belki bir gün, /
Bir seher vakti /
Rastlaşırsak o rıhtımda |
|
|
aklımız dünlerimizde kaldı..
ve geçmişimizde..
zaman dilimlerinden parçalar koparırken,
eksilen aslında,
bir yudumluk ömrümüzdü..
****
Ne Uğruna
Önce biz olmak, benlik duygusundan uzak.
Sonra var olmak, sonra da var etmek..
Bu zincirlenmiş düşünceyle kaybolmak
Mümkün değildir evrende..
Yeter ki bilelim yaşamasını..
Kaçınmayalım sorgulamaktan..
Soruları zor olsa da tıpkı cevabı gibi..
Aslında cevabı da kolay..
Yeter ki arındıralım beynimizi,
Yüreğimizi, bedenimizi..
O negatif elektirikten..
Yaşamı kendi ellerimizle zorlaştırmak,
Sonumuzu getirmek bile bile..
Soru çok ama her soruya mutlaka bir
Yanıt vardır bu evrende..
Yeter ki yüreğimizi ve beynimizi
Doğru yönlendirelim..
Bu evren sıfır kilometre sunuldu bize.
Yorumsuz ve katıksız..
El değmemiş bakire bir kız gibi..
Doğa cömertti, kendi içinde ki
Olağan üstü dengesiyle sarmaladı bizi..
Sonra da insanoğlu yorumladı bu evreni
Evren aslında yumuşak bir hamurdu..
El değdikçe şekillendi, şekillendikçe
Uzaklaştı özünden..
Sonu gelmeyen hırslarımız,
Daha çok güç daha çok para
Zamanında yapılan toprak kavgaları,
Ki hala günümüzde mevcut..
Benlik duygusu, biz olmaktan uzak..
Çarpık sistem anlayışı,
Zengin, yoksul arasında ki tarifi
Zor uçurum..
Köle burjuva anlayışı..
Ki günümüzde modernleştirildi bu!
Bir karış toprak için kan akıtmak,
Toprağı doyuma ulaştırmak bu kanla..
Savaşmak kendimizle, topla, tüfekle..
Ne uğruna!
Çocuk getirmek dünyaya..
Hem de savaşın tam ortasında..
Umutlarını, hayallerini, gülümseyişlerini..
Ellerinden almak, sorgusuzca..
Bombaların toprakla kucaklaşması;
Aslında toprağın isyanıdır,
Yıllar sonra bizi geri veremediği..
Ne acı! içler acısı!
Gülay Zengingül
|
|