Verilen Sözler Tutulur Mu? Öldürülür Mü?
(Yasemin İnci) 7 Nisan 2008 |
Parça |
| |
Güzel gözlüm... Sana ne söylemem gerektiğini artık bilemiyorum. Çünkü bildiğim bütün yöntemleri denedim ve bilmediklerimi de senin için öğrenip uygulamaya çalıştım. Belki düzeliriz diye. Aramıza ördüğün duvarları yıkarız da ilk zamanlarda olduğu gibi yakın oluruz hayaliyle yapılmış eylemlerdi o yapılanlar.
|
|
Özgürlüğün Damlaları 8
(Yasemin İnci) 14 Kasım 2007 |
Polisiye |
| |
G-3 marka silaha o yörelerde rastlamak imkansızdı. Akıllara ilk gelen Sivas topraklarında arananların olayla ilgilerinin olduğuydu ve Rovi kod adlı Yusuf Ünalan'ın gurubuydu belki de gece ordan geçenler. |
|
Özgürlüğün Damlaları 7
(Yasemin İnci) 13 Kasım 2007 |
Polisiye |
| |
Meşhur beş tepelerin sonuncu tepesini de aşmışlardı çoktan, şehrin lambaları karanlıklar içinde yeryüzüne saçılmış bir avuç yıldız gibi parlarken, birazdan gökyüzündeki ve yeryüzündeki yıldızlar kat kat çoğalmış, ay bulutların arasından çıkmış ve Erciyes'i gece nöbet tutan dağ göğüslü mehmetçiğe çevirmişti. |
|
Kibar Kurt
(Yasemin İnci) 12 Kasım 2007 |
Çocuk |
| |
Kibar Kurt'un nezaketinden bütün hayvanlar haberdar oldukları için, onu gördüklerinde asla paniklemezlermiş. |
|
Özgürlüğün Damlaları 3
(Yasemin İnci) 28 Ağustos 2007 |
Polisiye |
| |
Hasret dolu bakışlarla özlediği yolları, binaları süzerken, özlemden yanıp tutuşan yüreğine yudum yudum sıla sevgisini serpeliyordu. |
|
Çapgöz
(Yasemin İnci) 23 Ağustos 2007 |
Çocuk |
| |
Bir süre sonra, karıncaların tek sıra halinde metrelerce alana yayılmış oldukları bir düğün törenine denk gelmişler. Onca karıncanın içinde bir tek kanatlı karınca varmış ve o da Çapgöz'ün dikkatsizce üzerine basması sonucu kumlara gömülüp kaybolmuş. |
|
Özgürlüğün Damlaları 2
(Yasemin İnci) 22 Ağustos 2007 |
Polisiye |
| |
Metin adamın arkasından merakla bakakalmıştı. Daha adını bile soramamıştı. Daha doğru düzgün tanışamamıştı ama, adamın bakışları çok ürkütücüydü, yalnızken rahat konuşmaya cüret bile edemeyeceğini düşündü. |
|
Özgürlüğün Damlaları
(yasemin) 13 Ağustos 2007 |
Polisiye |
| |
Macera, insana aşk, vatana ihaneti de içine alan, anadolu insanlarının yaşantılarından esinlenerek yazılmış, merakla okunacak bir yazı. Bağlanılan değerlere sahip olmaya çalışırken, varolanların kuralları mı, bağlanılanın büyüsü mü dengeleri altüst eder. |
|
|
Yanlızlık kaderime nakışlanmışsa , söküp atmak ne mümkün kanatlarım bağlanmışsa, bari sen gelemez misin nazlı yar! göreyim yüzünü çilem dolmuşsa.
|
27.02.2008 22:41:16
|
|
| |
Kalbe düşen sevda asla yer değiştirmez, dallanır budaklanır zaman gelir hazan olur yaprakları dökülür, kar yağar dondurur ama illaki güneşi her mevsim yaşar... İçinde yaşar... |
|
16.09.2007 12:06:44
|
|
| |
Sevgilinin sıcak nefesi bile üşütüyr gönülleri. Bundan birkaç yıl önce bunları yaşayacağımızı düşünemezdik belki de, ama şimdi birkaç yıl sonrasını düşünmek ürpertiyor yürekleri! |
|
16.09.2007 11:56:45
|
|
| |
Soğuk...Soğuk...Soğuk...Tabiat ana soğuk nefesini üflüyor. İnsanlar buz kesilmiş birbirlerine. Komşuluk kavramı geçen yüzyılla geçip gitmiş. Akrabalığın kırıntıları kalmış lakin, hepsi de çıkar üzerine. Evlattan hayır gelmez, evlata güvenilmez haldeyiz. Sevgilinin sıcak nefesi bile ısıtmıyor teni. Bundan birkaç yıl önce bunların başımıza geleceğini bilemezdik belki de, ama şimdi birkaç yıl sonrasını düşünmek ürpertiyor...Bütün bu tasaları yok edecek bir ilaç olmalı, insanlık uyguladığı andan itibaren iyileşmeye başlayacak. Evet var... |
|
|