Herkesin Yalnýzlýk Boyu Eþittir
(Umut Kazan) 8 Mayýs 2008 |
Bireysel |
| |
Yankýyý sevmiyorsanýz, yalnýzlýktan uzak durmalýsýnýz. Yalnýzlýktan uzak durmak ilginç geldi deðil mi? Boþluða el sallayarak , yalnýzlýða veda denemesi yapabilirsiniz. |
|
|
Çekmecenin içine sýðdýramadým duygularýmý , paylaþmak istedim sadece.
|
14.04.2012 04:53:53
|
Günlük 05 Nisan 2012 |
| |
Ýlk oyun oynamaya ne zaman baþladým bilmiyorum. Ama oyunlarýn devam ettiðini sadece oyuncaklarýn deðiþtiðini biliyorum. Öyle böyle deðil olgunlarýn oynadýðý oyunlar ve bu oyunlarý oynamak için seçtiði oyuncaklar. Aslýnda burdaki olgunluk sadece büyümenin verdiði bir yaþlýlýk durumu.
Bir anýmý paylaþarak devam etmek istiyorum; belki dört belki beþ yaþýmdaydým. Annemim yün yumaklarýyla oynuyordum. Malum bizim zamanýmýzda oyuncaklar, kaynaklar açýsýndan kýsýtlý ama yaratýcýlýk açýsýndan sýnýrsýzdý. Tabi annemde pek hoþnut deðil onun yün yumaklarýyla oynamamdan. Arasýra terliðinden ve çimdirmelerinden nasibimi alsam da vazgeçmiyorum o yumaklarý birbirine karýþtýrmaktan. Annem çok kýzmýþ olmalý ki bayaðý bir haþladý beni bu sefer, ben de aldým yumaðý ona doðru fýrlattým. Gözüne geldi ve numaradan gözünü kapatýp aðlamaya baþladý. Nihayetinde, numaradan aðlamak pek tanýmlý deðil yaþ itibariyle bünyemde.Yün yumak durduðu gibi yumaþak deðildi demek. Yakmýþtý ilk aþkýmýn canýný. O günkü üzüntümü hala unutamam.
Oysa bu yaþýmda insanlarýn kalbini daha rahat kýrýyorum. Ama daha zor üzülüyorum. Masumiyet terk edince bünyeyi kirlenme bir virüs gibi yayýlýyor insanýn yüreðine. Þiir de kurtarmýyor, öykü de. Sadece geride bir masal kalýyor, bir varmýþ bir yokmuþ diye... |
|
05.04.2012 01:34:30
|
Günlük 05 Nisan 2012 |
| |
Bu masa ne büyür ne de küçülür. Ekrana bakan gözlerim yorgun olsalar bile dertleþmek istiyorlar bu gece. Onsekiz yaþýmdaki zamanlarý hatýrlýyorum; yalnýz kalmak için kendimle yarýþýrdým adeta. Dünyayý kurtaracaktým ya, onun için bir baþýma kalýrdým sanki. Herþeyden ve herkesten uzak olmak gizemli ve mistik gelirdi. Elimdeki kalem tüm gece dans ederdi beyaz kaðýtlarýn üzerinde. Annemin sesiyle birkaç kez sarsýlýrdý Ýlham Beyin otoriter duygusallýðý ama...
O zamanlarýn teknolojisinde kasetlerim vardý bir de gazete kuponlarýyla biriktirip edindiðim küçük bir müzik setim. Gece el ayak çekilince odamýn sessizliðini o kaset koleksiyonumla bölerdim. Sezen Aksu, Bülent Ortaçgil,Zülfü Livaneli,Fikret Kýzýlok,Moðollar aileden biri gibiydi benim için. O gün sorsanýz çok büyük sýkýntýlarým vardý, ama bugün sorsanýz o sýkýntýlarý tekrar edinmek için nelerden vazgeçebileceðimi hiçbir kaðýda sýðdýramam. Mutlu insanla mutsuz insan arasýndaki fark bu olmalý; mutlu insan yarýný, mutsuz insan ise dünü satýn almaya çalýþýyor sanýrým.
Soyut kavramlar hayatýmýn klavuzu oldular. Karþýlýðý bir nesne olan þeyleri sadece hatýrasý varsa sahiplendim. Ama duygular her zaman elimle uzanýp tutacak kadar bana aitlerdi. Belki de bu yüzden, piþmanlýk, içimde hiçbir sokaða uðramadan hep teðet geçti. Önümde hüzün varsa onu, önümde aþk varsa onu, önümde yalan söylemek varsa onu,önümde yalnýzlýk varsa onu... Yani daima önümden yedim diyebilirim. |
|
|