Şairlerin Yüreği Yeryüzünün Sınırları Kadardır
Sınırları yok şairlerin yüreğinin...
Sınırları yok şairlerin yüreğinin...
Her dakika her saniye kirleniyoruz biz insanlar ve tabiat... Bir reklamdan yola çıkarak kaleme alındı bu yazı...
Ser de gençlik olsa da / öyle sevdiğimiz beğendiğimiz kızlara /
''Şehitlerimize ithaftır'' / ''Nereye gidiyoruz: Ölmeye / Bölge Olarak nereye
Değişik bir sendrom farklı bir hastalık çok az kişi de görülmüş...
Argo da toplum tarafından sıkça kullanılan Eşek Cenneti ifadesine bir eleştiri niteliğinde kaleme alınmıştır...
Mazhar Osman ellerini arkasına alıp başını da öne eğdikten sonra, yavaş ve sakin adımlarla, akıl hastalarının önünde dolaşmaya başladı, biraz ilerleyip köşede duran naylon çöp kutusuna okkalı bir tekme savurdu, dişlerini gıcırdatarak bir şeyler mırıldanıyordu. Koğuşta ki deliler pür dikkat onu dinliyorlardı, kelimeyi iyice uzatarak gidi lafa...
''Herkes bu sevdayı yaşayamaz'' Beklemesinler diyen Mehmetçiğin Babası / Önce zafer bekleriz sonra
Helalinden kazanıp helal yemek ne kadar güzel. Böyle bir mutluluk yok...
Darbecilere biraz da gülmece tarzı bir yaklaşım...
''Ben duygulu adamım / Bir Müslüman vurulup düşünce yere /
1961 Ankara'da başlayıp devam eden bir hayat. İlk ortaokul, lise ve iki yıllık bir üniversite deneyimi, ticaret hayatı Ankara'da iki tane aslan gibi evlat biri dişi biri erkek aslan olmak üzere hayat mutlu bir şekilde akıp gidiyor. Biraz şiir, biraz öykü ve denemelerin sıcaklığında...
Elliyedi seneye sığdırılan bir yaşam. Geçip gidiyor işte şiir, deneme, öykünün sıcaklığında... Yirmi beş yıllık bir birliktelik iki de aslan gibi evlat daha ne olsun?
Mizah ağırlıklı öykü ve denemeler toplumsal ağırlıklı şiirler
Nazım Hikmet, Aziz Nesin, Erich Fromm
Aziz Nesin, Muzaffer İzgü,