Kapasite Yeti Yetenek Yaratıcılık 8
Yani ışık çevredeki her bir çevre unsurlarına zorunlu bir karşılaşma olur iken; aynı zamanda da yine üssel durumlu çevre unsurları da ışık için zorunlu bir karşılaşma oluyorlardı.
Yani ışık çevredeki her bir çevre unsurlarına zorunlu bir karşılaşma olur iken; aynı zamanda da yine üssel durumlu çevre unsurları da ışık için zorunlu bir karşılaşma oluyorlardı.
Ortamın saydam olup, saydam olmamasını girişimle ışık belirler. Biz de ışık geçiren ortama, saydam; ışık geçirmeyen ortama da saydam olmayan ortam deriz. Fakat ortam da ışığın yola devam edip etmeyeceğine ilişkin girişimle ışığın davranışını ya da ışığın nasıl davranacağını belirler.
Entegrasyonun parça bileşimleri olan yeti sel uzay zamanı dünyaya özgü bir damgayla kodlanacaktı. Bu kodlanma evrensel uzay zaman genel bağıntısını veren yasaların içindedir. Dünya kendi dışında birçok bağıntı durumla girişme olan özel yalıtımına özgü, özel kapasite bağıntılı kimi kendi yasalarıyla çevrim olup, kendi ağırlık merkezlerini oluşacaktı.
Bir gerilim alanı (eğim zaman, öbek zaman olarak; nicelik, nitelik olarak vs.) diğerine tersi durumlarla oransaldır. Bir gerilim 3 ise ve diğer gerilim öbeği 5 ise; bir gerilimde 3 'ün 5 e oranı 3/5 = 0,6 iken; diğer gerilim öbeği olan 5 in 3 'e oranı 5/3= 1,66666...
Hâlbuki ki ne yetenek ne us, sınıfsal bir karakter değildiler. Yetiler üzerine sınıfsal karakterle yansıtmaydı (öğretiydi). Ancak köleci toplumlar da "bilmesinlercilik-anlam bilim oyunu-semantizm) uygulanır. Egemen sınıfların yaptığı bilmesinler taktiği içinde çalışan emek kesimleri, her zaman kolektif eğitim öğretim eksikliği içinde tutulurlar.
Yine o mesleğe özgü anlama anlatım dili gibi, o mesleğe uygun düşünce üretme gibi, o mesleğe uygun kalıplarla anlama anlatmalar vardı. Yine o mesleklere uygun araç gereç yapımına özgü o araç gereçleri kullanma yeteneği gibi incelikler; farklılıkları vardı.
Toplumlar; nüfus gibi; biliş, buluş, teknik teknolojileri kullanımları gibi zamana bağlı bir üretim gücüyle sınırları olan belirli oluşturturlar. Ama toplumla sınırlı bu belirli oluşlar kişileri Einstein gibi Cahit Arf gibi, Pir Sultan Abdal gibi Graham Bell gibi; Pasteur gibi belirleyen dalgalanmalarıyla kişilere yaratıcı birer dış olanaktırlar.
Toplumlar; nüfus gibi; biliş, buluş, teknik teknolojileri kullanımları gibi zamana bağlı bir üretim gücüyle sınırları olan belirli oluşturturlar. Ama toplumla sınırlı bu belirli oluşlar kişileri Einstein gibi Cahit Arf gibi, Pir Sultan Abdal gibi Graham Bell gibi; Pasteur gibi belirleyen dalgalanmalarıyla kişilere yaratıcı birer dış olanaktırlar.
Hayat organize tepkiler çeşidiyledir. Hayat uyarılan yalıtıma bütünlük içinde uyarıya yalıtıma bütünlükle bir cevap yansıtması ile olan bir örgütlenmedir. Hayat organizeni örgütlenme içindeki bir bileşimin özelliği olan yeni bir kolektif kapasite ve yeni bir bileşimse yaratıcılıktır.
Her yetenek, sınırlı bir kapasite içinde ama bir yetenek birçok yeti durumun çevrimiyle sınırsızdır. Bu bağlamla kapasite bir yetenek türü özelleşmesi de değildir. O kapasite içine "bir türden kapasitenin daha bir işlevle depo edilip olmakla kullanılmasıdır".
Kapasite başka bir şeydir. Yeti başka bir şeydir. Yetinin kapasiteyle eş zamanlı bir ilgisi varsa da kapasite yeti demek değildir. Her yeti bir kapasite içindedir. Ama bir kapasite her yeti ile değildir. Ve kapasite yeti demek te değildir. Kolektif kapasite ve kolektif yeti başka, kişisi kapasite ve kişisi
Doğuşta kuantum teorisini bilen bir "yaratıcılıkla" da doğmuyordunuz? Doğuştan kuantum teorisini öğrenemeyecek bir engel ile de doğmuyordunuz. Kapasite içi yetiler belli bir şeyle belirli değildi. Yetiler belli bir şeye karşı nötrdü (yansızdı). Einsteina kendi öncesinin o alana dek (fiziğe dek) kolektif hafızasını vermeseniz, Einstein rölatife teorisini ortaya koyabilir
Felsefe yapmak tabii ki anlaşılmaz olmak demek değildir. Ama çıkarımınız yazarın da okurunda asgari bir felsefe bilgisi seviyesinde olmaması anlamında da değildi herhalde. Çiftçi kült demek izole bir grubun çiftçilik üzerine düşünüp "çevresini çiftçi gibi düşünmekle etkiler" olması demektir. Bu felsefenin ve epistemolojinin ortaklaşabileceğimiz en basit durumuyla bilinen
Cisme çarpan ışık geri kaynağına döner. Bu yansımadır. Işık bir etki ise geri dönen yansıma etkiye karşı tepki yansımasıdır. Tepki bu anlamla yansımayla yakın anlamlıdır. Kaynağa dönen ışık, çarpıp geri döndüğü nesnenin bindirişlerini (modülasyonunu) taşır.
Akıllı zekâ; moleküler evrimle ama moleküler evrimden epey sonra hayatla vardı. Hayat, kendisini kollara dallara ayıran türler içinde biyolojik bireylerde bireysel özne ve öznel oluşla vardı. Bu akıl da kişinin korunan yasası çerçevesinde enerji sarflarıyla, bir yetenek kapasite olmakla gelişme ve sınırlanmaydı.
Gezegenler gibi özel bölgelerle ve özel bağıntılı derişimler içinde olan bu gelişmelerden geriye doğru bakıldığında; öznel çıkarımlarla söylene bilir ki tüm bu alakasız alakalılar gezegen sel ortamın, evrensel ortamın hatta gezegen içindeki lokasyonların çeşitliliği ve rastgelesi olmakla zorunluydu!
Bir yanıyla içine 13 milyar yıllık bir bilgiyi depolayan kolektif hafızayı koymadığınız beyin, salt kendi deneyimleriyle oluşan sıradan bir beyinin düşünmesinde öte gidemediği gibi bu beyin çok yönlü de düşünemez.
Öbekleşen eğim durum atomdu. Atom küçükler dünyasına göre kısıtlanmıştı. Ama atom da kuantum dünya içinde olmayan yepyeni özellikler bileşimine açık bir yapı taşı olmakla atomdu. Atomun kısmen kararlı bir iç düzeni ve kararsız bir BAĞ elektron yapı girişmesi vardı.
Evrim, diğer evren yasaları gibi bir yasaydı. Yasa olduğu tartışılmazdı. Ama o alandaki evrimin nasıl olmuş olduğunu belirten teoriler üzerinde tartışmalar, hem doğruydu; hem kaçınılmazdı. Evrim, şeylerin geçmişi ve tarihi olmakla bizim tarihsel bilincimizi oluşuyordu. Bu evrimsel başlangıç içinde de ne mülk, ne rızk ve ne de hayat
Evrensel yasalar eşliğinde ve üç boyutlu zaman içinde hidrojen, helyum atomları üzerine etkiyen çekim gücü hidrojen-helyum topaklanması ortaya koydu. Atom yapılar çekim gücü topaklanmasına bağlı basınç yasaları eşliğinde YILDIZLAR gibi evrimsel aşamalar ortaya koyuyordu.
Emekli eğitimci. 1950 Mucur / Kırşehir doğumlu.
1950 Kırşehir / Mucur doğumluyum
Ankara
Felsefe. Bilim felsefesi
Nazım