İmgehan Tapınağı
dağlarda en kısa yol, doruktan doruğadır; / ama uzun bacakların olmalı bunun için
dağlarda en kısa yol, doruktan doruğadır; / ama uzun bacakların olmalı bunun için
Çelimsiz yokluğuma sığınan soytarı gelgitlerime / bir suçu gizlemek için muhteşem yalanlar arıyorum
… Kırk yıl çetrefil! / yaşayan sadâ, dilimde ki anıt. /
Üstüne söz yazarım suyun / senden geldim sele döndüm /
Kenarı yırtık güncemin, yedinci izbe gününe / kör iğnenin deliğinden geçen, zor gece
Bir acayip pelte ! Bakîr gece / ekintisi! Sarsıntıyla irkilsin bütün ten,
Düşlerin kıt asrında, kendileri dışında hiç bir şeye inanmayan tanrılar, şairlerle kavgalıydı. Tanrılar, onları kâhînlere şikayet
Bugün elimi ayağımı kıyıdan; gözlerimi, doldurduğun mavi bir boşluktan çekerek, yalnızlığa doğru yürüyeceğim. Olmadık bir uğultu, kentin üzerine kabûs gibi çökerken; neredeyse unutmak üzere olduğum sesini, yalnız düşçülerin duyabileceği bir gürültüyle kabûstan koparıyorum.
Mevsimin iliklerimi kurutan zorba sıcağında “düş lekeleri”yle ürperen ruhum,” bir uçurumun arka çıktığı” garip bir yalnızlık içinde “su vakti” şairinin düşleri ıssızlığında geçirdiğim “çiçek” kokulu birkaç gecenin sonunda beni benimde bilmediğim bir yerlere götürdü.
çok uzak yoldan geldim çok uzak / takıldım kuyruklu mavi yıldızın peşine
Mencilisli bir peri, çalılıktan ay ışığına yükselen kanatsız kuş. Uçtu. Kirişi kırıyor tazı, periler terk-i gölgelere,
Kar yağar da küçük torun durur muydu? Elini yüzünü bile doğru dürüst yıkamadan, elinde bir ekmek somunu, tiril tiril giysilerle dışarı çıkmaya hazırlanıyordu. Annesinin sevimli öfkesiyle üzerine kalın bir kazak giydi. Daha iyi kaysın diye lastik ayakkabılarını ayaklarına geçirdi. Beline kadar yağan kara aldırmadan bata çıka, konak bahçesinin
ne zaman sesin / hatıra sazlığından süzülse göle / dilime
kalpten kalbe en uzun yol / sevgi kuşlarının göç yoludur /
deli şehrin göçmen gözlü güzeli / özgürlük için kanat çırpmayınca bir kuş
yokluğun sevgiyle yokluyor işte / zifirî karanlık kutsal yara /
döndükçe muamma… ilk imaya hazır ol! / yazmadığım yaz kalmadı, alıştım kışa
Şimdi, toplayıcı ve kurgucusu kayıp o hayâlle aramda sadece bir anı var. Biri bana diğeri ruhuma ait iki kusur arasında, yalnız bir gerçek arıyorum.
Üzgünüm kalbim onun gibi, sen de artık gelmeyeceksin…!
beni okumayın dağılırsınız
Toplumsal içerikli yazıları ile şiir, gezi, öykü, deneme, inceleme, söyleşileri; Gülpınar, Tay, Şehiriçi, Aykırı Sanat, Yaşayan Yarın, Şiiri Özlüyorum, Patikalar, Şehir, Öteki-siz, Bizim Sanat, Uzak Ülke, Lacivertsanat, Akademi Gökyüzü, Aydili, Temrin, Acemi dergileri ile çeşitli gazetelerde yayınlandı. Ulusal edebiyat ve sanat etkinliklerinde toplumsal sanat bilinci, Anadolu dergiciliği, şiir ve sanat üzerine bildiriler sundu. Kendi eserleri dışındaki eser ve ansiklopedilerde yer aldı.
Aykırısanat Dergisi 2005 yılı şiir yarışmasında "Düşlerin Çağrısı" isimli şiiriyle ikincilik ödülü, Değişen Kocaeli Kocaeli Oskarları edebiyat kategorisinde 2008 Yılının Edebiyatçısı ödülünü aldı.
“Bir tutam Gözyaşı Bırak Gizlice” isimli şehitler üzerine yazılmış şiiri, yurdun değişik okullarında şiir okuma yarışmaları için önerildi. Yarışmacı öğrenciler tarafından seslendirildi. Okuyan öğrenciler ödüller aldı.
Edebiyatçılar Derneği, Çağdaş Şair ve Yazarlar Derneği, Yazarlık Akademisi Derneği, Kasyö-Der, Gölcük Temad üyesidir. Kocaeli, Gölcük, Değirmendere’de yaşamaktadır.
Yayınlanmış Eserleri
Gökkuşağı Yere Düştüğünde(şiir)
Zaman Köprüsü(şiir)
Deelmina’ya Aşk Günlüğü(şiir)
Ve Özgürlük Koyun Benim Dünya Adıma(şiir)
Mahcup Denizler(öykü)
İlk Cemreyle Raks(şiir)
Kurşun Gölgesinde Güneydoğu, Gri Tilki (roman)
Kocaeli
Üç Boyutlu Varlığımın Metafizik Gerçeğini yazıyorum
bana sadece ben benziyorum