Çayı Seninle Harmanlamak
Gülüşün gökte asılı yeni doğmuş aydır. / Billur bakışların gönle dolan taze çaydır.
Gülüşün gökte asılı yeni doğmuş aydır. / Billur bakışların gönle dolan taze çaydır.
Rüveyda soluklu bir akşam demi. / Büyüttü içimde veda matemi. /
Gökten avuçlarına düşşe yüreğim aşk adına. / Görünce yüreğimi acep gelir miyim yadına.
Ömrümüz vefa etti bir fukara mevsimine daha erdik şükür. Püfür püfür esen yosun ve tuz kokan deniz yeline hasret kalsak bile. O demleri anılarımızda canlandırmak tatlı bir burukluk veriyor gönlümüze. Kadim dostları, çocukluğumuzu ve dahi çocukluğumuzun Mersin’ini ta Ankara’da bir kez daha yad ediyoruz…
Siyaha bürünmüş ah! İçinde hüzün gümrah. / Gül açmış gönülde gam dilde pelesenkmiş
Tene üflenen nefes neydeki asude ses. / Huzur yağar göklerden ruha değildir heves.
Kalbim neyden esin alır nefes nefes sesin alır. / Bir alevdir nefes neyde
Bu şehirde ne taç var, ne tacdar; ne şah ne padişah.Geride bırakılmıştır, yâr ağyar. Olanları ne tarih yazar ne roman. Sadece, bir zamanlar, o sakinler de arzı çiğnerdi. Alna değince ölüm meleğinin busesi. Ömür hitama erdi. Bir sala sesi… Mukassi bilinen meçhul şehre başlayan yolculuğun ilk karesi. Hu
Al yüreğimdeki hıçkırık tortularını almıla. / Çığlığa dönüşmeden hasret, çal ansızın kapımı.
Üç gün, üç gece su ümidiyle yol alıp, kızgın çöllere ulaşıp yanıp tutuşmaktır aşk…
Tek hece bir kelime yüreğim lime lime. / Bir tavrı gül yüzünden gülüyorlar
Gül, gece ,çiy damlası ; güneş, ay hep seni özetler. Şiir yazmak istesem dibacesinde ,nihayetinde mutlaka sen olursun. İmge sen, uyak sen muhteva sen. Desen desen işlerim kâğıda sana dair her şeyi. Yalnız bir şeyi işleyemem, sana olan sevgimi. Çünkü yazmaya kalksam kağıt yanar, kalem tutuşur. Üflenir sur.
O dildâr ile içtiğim acı çay bana bengisu. / Onun bir tebessümü dağıtır
Eksik etek eksi(k)ötek eski tüfek ne var ne yok toplanır. / Sureti haktan
Hasret ateşten bir piyale yüreğimde gittin gideli. Seni hatırlatır her baktığımda gül, erguvan lâle. Şehrin üzerinden bulutlar geçer gider bilinmez iklimlere. Benimle birlikte üzülür bir zamanlar arşınladığın sokaklar, caddeler. Sana üveyiklerle,turnalarla selamlar yollarım yazdığım şiirlerde.
Çayımın buğusunda güler gözlerin güzeyya. / Adını gönlüme yazdım astım güneşe aya.
Aynanın sırrı kadim yüzeyi buğulanmış. / Günler geçip giderken tazeliğini almış.
Gittiğin günden beri bende mevsim zemheri. / Bir selamın erişse bahara döner peri.
Bilir misin çınlayan ses olduğunu kulağımda. / Adın dua şimdi cana lâl dilimle
Söz eliften açılınca , billûr sular misali akıp gidiyor. Gül yaprağı gibi inceliyor duygular. Elifin huzurunda cümle harfler hizaya geçiyor. Elifin tebessümü yansıyor yüzlerine, hepsinin gözleri ışıyor.
Demlik Güzeli (Namı Diğer Çay)
Dilberin gamzeleri.
Demliğin dem demleri.
Bardakta keklik kanı.
Tebessüm huzmeleri.
Dostun dosta ikramı.
Alır yürekten gamı.
Fincanda türkü söyler.
İnce bellide mani.
Zamanın gül kurusu
Gülde gülşen dokusu.
Rehavetten kurtarır.
Pek de şirin doğrusu.
Bardaktır mihmandarı.
Herkesin çeker canı.
Yalnız bu kadar değil.
Sohbetlerin mimarı.
İnce bir gülüş gibi.
İçe süzülüş gibi.
Ülfete kapı açar.
Kaldırır hep uzleti.
Ankara,03.09.2007
İbrahim KİLİK
Demlik Güzeli (Namı Diğer Çay)
Dilberin gamzeleri.
Demliğin dem demleri.
Bardakta keklik kanı.
Tebessüm huzmeleri.
Dostun dosta ikramı.
Alır yürekten gamı.
Fincanda türkü söyler.
İnce bellide mani.
Zamanın gül kurusu
Gülde gülşen dokusu.
Rehavetten kurtarır.
Pek de şirin doğrusu.
Bardaktır mihmandarı.
Herkesin çeker canı.
Yalnız bu kadar değil.
Sohbetlerin mimarı.
İnce bir gülüş gibi.
İçe süzülüş gibi.
Ülfete kapı açar.
Kaldırır hep uzleti.
Ankara,03.09.2007
İbrahim KİLİK
Ankara
Şiir ve deneme türünde yazılar.
Demlik Güzeli (Namı Diğer Çay)
Yola geç çıkanlardan olduğum için bu bölümü boş bırakıyorum.