Dil Katliamı
İnsanı diğer varlıklardan ayıran en önemli özellik konuşma yeteneğidir.Bunu dil sayesinde gerçekleştiriyoruz.Canlı ve dinamik bir vasıta olan dil,milletlerin bir nevi çimentosudur.
"Yazmak, aslında hiçbir şeyden memnun olmamanın en süslü ve meşru yoludur." - Albert Camus (kurgusal)"
"Yazmak, aslında hiçbir şeyden memnun olmamanın en süslü ve meşru yoludur." - Albert Camus (kurgusal)"
İnsanı diğer varlıklardan ayıran en önemli özellik konuşma yeteneğidir.Bunu dil sayesinde gerçekleştiriyoruz.Canlı ve dinamik bir vasıta olan dil,milletlerin bir nevi çimentosudur.
Türkiye,doğal dokusu bakımından dünyanın en cazip ülkelerinden biridir.Ülkemizdeki bitki zenginliği,özellikle arıcılığın altyapısını oluşturmaktadır.
Herkesin nihai hedefi ve özlemidir iyi insan yetiştirmek!...Öğretmen öğrencisinin,anne-baba çocuğunun,patron işçisinin,işçi patronunun,amir memurunun,memur amirinin iyi olmasını ister.
Toplum olarak, insanların kötü yönlerini ve açıklarını aramaya meyilliyiz.Şüphe,zan ve tahminlerle hareket ederiz.En ufak bir lâf duyduğumuzda bunu süsleyip abartarak gördüğümüze yayarız.Söze hep zanla başlarız.
Bir toplumun millet olabilmesi için bir kısım hususiyetlere malik olması gerekir.Her şeyden önce dil,din,ahlâk,coğrafya ve ülkü birliği lâzımdır.Örfler,âdetler,gelenek ve görenekler milleti meydana getiren kültür müesseseleridir.
Bir devleti,bir askerî birliği,resmî veya gayri resmî bir kuruluşu temsil eden işarete bayrak diyoruz.Bir milletin varlığı ve bağımsızlığı bu sembolik işaretle temsil edilir
Türkler tarihin şahit olduğu eşsiz bir millettir.Bu iddia kuru bir lâftan ibaret değildir.Şanlı ecdadımız,İslâm’la mücehhez olan Türk’ün neler yapabileceğini defalarca göstermiştir.
Dünyanın en eski ve köklü milletlerinin başında Türk Milleti gelmektedir.
Çok zengin ve köklü bir tarihimiz vardır.
Tarihte nice büyük zaferler kazanmışız.
Ecdadımıza yeryüzü dar gelmiştir.
On altı büyük Türk Devleti kurmuşuz.
Osmanlı Devleti ordusunda askerin moralini düzeltmek için değişik yollara başvurulurdu.Mehter takımları askerin coşkusunu artırmak için önemli bir vasıtaydı.
Atalarımız: “Aklı beşer nisyan ile malûldür” demişlerdir.Yani insan aklı unutmaya meyillidir;insan çabuk unutur. Bazen kendimizi hayatın akışına öyle bir kaptırırız ki unutmamak ne mümkün!...
İnsanoğlu yüce Allah’ın halk ettiği en muteber varlıktır.Bu nedenle biz insanlar, Allah’ın yeryüzündeki halifeleri oluvermişiz.Fakat beşere verilen bu kıymet mutlak değildir.
Dünyada hangi insan övülmekten hoşlanmaz ki!...Yaptığımız müspet bir davranıştan dolayı takdir edilmek hepimizi mutlu eder.Kim ne derse desin bu insanın doğasında var olan bir hususiyettir.
İnsanoğlu ne garip bir yaratıktır.Çevresinde bin bir türlü ibretli hadise gerçekleşir de bunlardan kendisine ders almaz. Kur’an-ı Kerim’in yüzlerce yerinde Rabbimiz:”Düşünmüyor musunuz, akıl erdirmiyor musunuz?” buyurarak bizle
İnsanlar bazı zamanlarda,özellikle efkâr saatlerinde büyük bir duygu yoğunluğu içerisinde bulunurlar.Bu vakitlerde içi içine sığmaz sözkonusu kişinin…Yanında birisi varsa onunla paylaşır yoğunlaşan duygularını!..
Türkiye her geçen gün hızla büyüyor.
Şehirlerimizin çehresi kısa zamanda değişerek tanınmaz hâle geliyor.
Bu, Türkiye aşkıyla yanıp tutuşan bizleri fevkalâde memnun ediyor.
Gelişen ilçelerimiz il olmak için Ankara’nın yoll
Dünyada,acılarla sevinçleri bir arada yaşıyoruz.Hayat iyi ve kötü yönleriyle devam ediyor.Bir kısım insanlar keyif içinde yaşarken,bir kısmı da acılar içerisinde kıvranıyor.Onun için,dünyaya sadece kendi penceremizden bakmamalıyız.
Doğum,yaşam ve ölüm!...Kısa da olsa,uzun da olsa herkesin hayatının hulâsası bu değil midir?İnsan soyundan bâki kalan olmuş mudur bu fani âlemde?Hani bin yıl yaşayan ceddimiz?Bir yıl da olsa, bin yıl da olsa sayılı gün değil mi!..Gelir geçer;dünya bir h
Bu dünyaya gelirken hangi birimiz ağlamadık? O minik gözlerimiz ışıkla temas eder etmez,ciğerlerimize hayat öpücüğü hükmündeki ilk oksijen iner inmez tepkimiz ağlamak olmamış mıydı?Bu sanki dünyada çekeceklerimize işaretti.
Her canlı doğar,büyür ve ölür.Doğumla ölüm arasında geçen süreye “ömür” adını veriyoruz.Hayat bazen acı,bazen huzurlu anlarla doludur.Buna hazırlıklı olmak gerekir.
Dünyaya gelen her insanın belli görev ve sorumlulukları vardır.Hiç kimse başıboş değildir.Hepimiz belli gayelerle yaratılmışız.Onun için insan en değerli varlıktır.Kendimize bu açıdan bakarak büyüklüğümüzün farkında olarak yaşamalıyız.
NİHAT MALKOÇ’UN BİYOGRAFİSİ
Beş çocuklu bir ailenin en küçük ferdi olarak 1970 senesinin 1 Haziran’ında Trabzon’un Köprübaşı ilçesine bağlı Gündoğan Köyü’nde hayata “Merhaba” dedi. İlkokulu komşu köy olan Güneşli Köyü’nde okudu.Orta ve lise öğrenimini Köprübaşı Lisesi’nde tamamladı.En büyük emeli iyi bir hukukçu olmaktı.Lise son sınıfta girdiği üniversite imtihanında KTÜ/Fatih Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Bölümü’nü kazandı.Dersaneye gitme imkânı ve zaman kaybına tahammülü olmadığı için kazandığı fakülteyle yetindi.1992 yılında okulu bitirdi.İlk göz ağrısı olarak nitelediği Gümüşhane’de beş yıla yakın öğretmenlik yaptı.Her geçen gün öğretmenliği daha çok sevdi.Artık öğretmenliği bir tutku olarak görüyor.
Vatan borcunu İstanbul’da Kara Kuvvetleri Lisan Okulu’nda Yedek Subay Öğretmen olarak onurla yerine getirdi.Bu peygamber ocağında yüzlerce yabancı subaya güzel Türkçe’mizi öğretti.Ankara’da girdiği sınavı kazanarak Akçaabat Anadolu İmam-Hatip Lisesi’ne Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni olarak atandı.Burada iki yıl görev yaptı.Daha sonra girdiği yazılı ve sözlü imtihanı kazanarak Türkî Cumhuriyetlerden Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’a,üç yıl görev yapmak üzere, öğretmen olarak gönderildi.Burada Mahdumkulu Türkmen Devlet Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi’nde ve İlâhiyat Lisesi’nde Türk Dili öğretmeni olarak çalıştı.Yine Aşkabat’ta Türkçe Öğretim Merkezi’nde(TÖMER) bir yıl boyunca değişik milletlerden kişilere Türkçe’yi sevdirerek öğretti.Şu anda Akçaabat’a bağlı Derecik İlköğretim Okulu’nda görev yapmaktadır.
Bugüne kadar,en büyüğünden en küçüğüne kadar onlarca dergi ve gazetede fikrî,edebî,felsefî ve kültürel konularda yüzlerce yazı ve şiir yazdı.Bu yayın organlarından Türk Edebiyatı,Türk Dili,Bizim Çocuk,Çınar,Bizim Azerbaycan,Anadolunun Sesi,Üniversitelinin Sesi,Türkiye,Bizim Okul,Şenliğin Sesi,İnsanlığa Çağrı,Yeni Sesleniş,Gençliğin Sesi gibi dergilerde;Türksesi,Demokrat Gümüşhane,Kuşakkaya,Ortadoğu,Yeni Mesaj,Hergün,Candaş,Edebiyat,Bolu Üçtepe,Akçaabat Yeni Haber,Karadeniz Olay,Hizmet gibi gazetelerde yıllardan beri deneme,makale,fıkra ve şiirler yazmaktadır. “Bizim Okul” isimli kültür,sanat ve edebiyat dergisinin Yazı İşleri Müdürlüğü’nü yaptı.Kültürel organizasyonların çoğunda aktif olarak görev aldı.Sevgi,Dostluk ve Kardeşlik konulu şiir yarışmasında birincilik,Trabzon Belediyesi’nin düzenlediği Çevre ile ilgili yarışmada birincilik,yine aynı belediyenin düzenlediği “İki binli Yıllara Doğru Trabzon” konulu makale yarışmasında mansiyon,Akçaabat Belediyesi’nin değişik zamanlarda organize ettiği şiir yarışmalarında birincilik,ikincilik,üçüncülük ödülleri kazandı.Karadeniz Yazarlar Birliği kurucularındandır.Halen bu birliğin üyesidir.
Bunların yanında elinin altındaki öğrencilere rehberlik ederek ve bizzat örnek olarak,onların da pek çok kültürel yarışmada ödüller almasına zemin hazırlamıştır.İkisi kız,biri erkek olmak üzere üç çocuk babasıdır.
NİHAT MALKOÇ’UN BİYOGRAFİSİ
Beş çocuklu bir ailenin en küçük ferdi olarak 1970 senesinin 1 Haziran’ında Trabzon’un Köprübaşı ilçesine bağlı Gündoğan Köyü’nde hayata “Merhaba” dedi. İlkokulu komşu köy olan Güneşli Köyü’nde okudu.Orta ve lise öğrenimini Köprübaşı Lisesi’nde tamamladı.En büyük emeli iyi bir hukukçu olmaktı.Lise son sınıfta girdiği üniversite imtihanında KTÜ/Fatih Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Bölümü’nü kazandı.Dersaneye gitme imkânı ve zaman kaybına tahammülü olmadığı için kazandığı fakülteyle yetindi.1992 yılında okulu bitirdi.İlk göz ağrısı olarak nitelediği Gümüşhane’de beş yıla yakın öğretmenlik yaptı.Her geçen gün öğretmenliği daha çok sevdi.Artık öğretmenliği bir tutku olarak görüyor.
Vatan borcunu İstanbul’da Kara Kuvvetleri Lisan Okulu’nda Yedek Subay Öğretmen olarak onurla yerine getirdi.Bu peygamber ocağında yüzlerce yabancı subaya güzel Türkçe’mizi öğretti.Ankara’da girdiği sınavı kazanarak Akçaabat Anadolu İmam-Hatip Lisesi’ne Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni olarak atandı.Burada iki yıl görev yaptı.Daha sonra girdiği yazılı ve sözlü imtihanı kazanarak Türkî Cumhuriyetlerden Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’a,üç yıl görev yapmak üzere, öğretmen olarak gönderildi.Burada Mahdumkulu Türkmen Devlet Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi’nde ve İlâhiyat Lisesi’nde Türk Dili öğretmeni olarak çalıştı.Yine Aşkabat’ta Türkçe Öğretim Merkezi’nde(TÖMER) bir yıl boyunca değişik milletlerden kişilere Türkçe’yi sevdirerek öğretti.Şu anda Akçaabat’a bağlı Derecik İlköğretim Okulu’nda görev yapmaktadır.
Bugüne kadar,en büyüğünden en küçüğüne kadar onlarca dergi ve gazetede fikrî,edebî,felsefî ve kültürel konularda yüzlerce yazı ve şiir yazdı.Bu yayın organlarından Türk Edebiyatı,Türk Dili,Bizim Çocuk,Çınar,Bizim Azerbaycan,Anadolunun Sesi,Üniversitelinin Sesi,Türkiye,Bizim Okul,Şenliğin Sesi,İnsanlığa Çağrı,Yeni Sesleniş,Gençliğin Sesi gibi dergilerde;Türksesi,Demokrat Gümüşhane,Kuşakkaya,Ortadoğu,Yeni Mesaj,Hergün,Candaş,Edebiyat,Bolu Üçtepe,Akçaabat Yeni Haber,Karadeniz Olay,Hizmet gibi gazetelerde yıllardan beri deneme,makale,fıkra ve şiirler yazmaktadır. “Bizim Okul” isimli kültür,sanat ve edebiyat dergisinin Yazı İşleri Müdürlüğü’nü yaptı.Kültürel organizasyonların çoğunda aktif olarak görev aldı.Sevgi,Dostluk ve Kardeşlik konulu şiir yarışmasında birincilik,Trabzon Belediyesi’nin düzenlediği Çevre ile ilgili yarışmada birincilik,yine aynı belediyenin düzenlediği “İki binli Yıllara Doğru Trabzon” konulu makale yarışmasında mansiyon,Akçaabat Belediyesi’nin değişik zamanlarda organize ettiği şiir yarışmalarında birincilik,ikincilik,üçüncülük ödülleri kazandı.Karadeniz Yazarlar Birliği kurucularındandır.Halen bu birliğin üyesidir.
Bunların yanında elinin altındaki öğrencilere rehberlik ederek ve bizzat örnek olarak,onların da pek çok kültürel yarışmada ödüller almasına zemin hazırlamıştır.İkisi kız,biri erkek olmak üzere üç çocuk babasıdır.
TRABZON
Kültür,sanat,edebiyat,dil,din ve hayat konusunda yazılmış özgün eserler
Necip Fazıl Kısakürek,Mehmet Akif Ersoy,Yahya Kemal Beyatlı
Necip Fazıl Kısakürek
İskender Pala