Ah Bu Sensizlik Yok Mu
Akşam oldu yine, / Karanlık çökerken kentin üstüne, / Ayaklarım
Akşam oldu yine, / Karanlık çökerken kentin üstüne, / Ayaklarım
Genç bir kadın, bir kum tümseğinin üstüne oturmuş, hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Gecenin ilerlemiş saatinde bu ıssız sahilde yapa yalnız ağlayan kızı merak etmişti. Gidip önüne dikildi. Kız önünde dikilip duran Selim’i fark etmemişti bile.
Hayaletin denize düştüğü yere hızla koşarken, bir taraftan üzerindeki giysileri çıkarıp atıyordu. Denizin serin sularına atladı. Hızla yüzerek sularda çırpınan hayalete ulaştı. Bu bir hayalet değil bir genç kadındı. Sol koluyla sıkıca kavradı kadını.
Özledim bağlarımızın tozlu yollarını. / Özledim yaz günlerinin yakıcı sıcağını, /
Bir rüzgardır yaşamak gelip geçici. / Sürüklenirsin peşinde, / Dalından
Bu gece zifir karası bir gece, yalnızım yine sahilde / Sensizliğin yüreğimde açtığı
Köy Enstitüsünden sağlık memuru olarak mezun olduktan sonra atandığı köyde hemen göreve başladı. Köylülerin buldukları bir eve yerleşti. Köyün geniş bir bahçesi vardı. Bahçe ola bildiğince bakımsızdı. Bahçe içindeki kuyunun suyu oldukça yakındı. Kuyudaki
1958 de gazetecilige basladim.O zamandan beri yazmaktayim.
1935 yilinda Menemen\'de dogdum. Ögrenim durumum orta ikiden terk. 1958 de bölge gazetesi Sabah Postasinda Menemen muhabiri olarak görev aldim. Daha sonra Demokrat Izmir ile Ulus gazetelerinin Mugla temsilciligini üstlendim. Birçok yerel gazetelerde ve Hürriyet Ege de yayinlanmis yazi ve sirlerim var. Hep amatör kalmayi yegledim. Sadece hobi olarak yaziyorum.
Silivri Istanbul
Öykülerimde şiire yakın bir dil kullanırım.
Yaşar Kemal, Ümit Yaşar Oğuzcan Fazıl hüsnü Dağlarca
Taklitçilik özentim yoktur. Kendime özgü bir stilim olduğunu sanıyorum.