En bilge insanlar bile arasýra bir iki zýrvadan hoþlanýrlar. -Roald Dahl |
|
||||||||||
|
Atatürk’ü kaybettiðimizde, Ýlkokul beþinci sýnýfa gidiyordum. Öðlenci öðrenciler olarak ‘Anafartalar Caddesi’ndeki ‘Atatürk Ýlkokulu’ na gelmiþtik. Sýnýflara girilmiyordu. O zamanlar kitle iletiþim araçlarý, bugünkü gibi olmadýðýndan, Ata’mýzýn öldüðünden hiçbirimizin haberi yoktu. Bir sessizlik vardý, ama neydi? Biraz sonra okulun ‘Baþöðretmeni Naci Bey’ üzüntülü fakat sakin olmaya çalýþarak acý haberi vermiþti. Okullar tatile girmiþ, evlerimize dönüyorduk. Hayat, adeta durmuþtu. Hacýbayram Camii Meydaný’na yaklaþtýðýmýzda, bando eþliðinde bir cenaze merasiminin yapýldýðýný görmüþtük.Okuldan birkaç arkadaþýmla yol kenarýnda durarak bu cenazeye aðlýyor hiçbir þey düþünemiyorduk.Çünkü yolda pek çok aðlayan insanlarý görüp, etkilenmiþtik. Bir adam bizi teselli etmek için: “Yavrularým!...Atatürk’ün cenazesi bu deðil” dedi. Belki o anda biz de bilmeliydik, Ata’nýn cenazesi olmadýðýný ama düþünemiyorduk çok ani gelen ölüme, aðlamak istiyorduk. O gün Ankara güneþli bir günü yaþamasýna karþýn, güneþimiz kararmýþtý. Hacýbayram Camisi çevresindeki yaþlý kiþiler: “Ölümlü dünya!... Kimseye baki deðildir” demekle yetiniyorlardý. Radyolar susmuþ, matemi yansýtan parçalarý çalýyor, alýþýlmýþýn dýþýnda günler yaþýyorduk. Her yerde o konuþuluyordu. Konuþulanlardan Türkiye’de olaðanüstü birþeylerin yaþanacaðýný anlýyorduk. Atatürk’ün yerini kim doldurabilirdi? O günlerde okulu, dersleri, sýnýf arkadaþlarýmýzý unutmuþtuk. Evimizde ben, Atatürk için aðlarken, babaannem kendi mantýðýyla: “Yavrum hepimiz üzüldük ama o da insan elbette ölecek” diyerek teselli etmeye çalýþýyordu. Kendimize en yakýný, okumuþ olduðumuz alfabemizin kapaðýnda bulunan insaný kaybetmiþtik. Nihayet Ata’mýzýn naaþý Ýstanbul’dan getirilip, Türkiye Büyük Millet Meclisi önüne katafalka konmuþtu. Günlerden 20 Kasým Pazar’dý. O gün ve gecesi asker, sivil, kadýn, erkek, büyük, küçük önünden geçmiþtik. Atatürk’ün Cenaze Merasimi Geçici olarak defnedileceði saat gelmiþti. 18 yýl, 10 ay önce Ankara’ya ilk geliþinde bu yoldan geçerken iþgal kuvvetlerinin bayraklarýný görmüþtü. Þimdi, ebediyete dönüþ yolunda, eski düþmanlarý, yeni dünya devletlerinin temsilcileri saygýyla, sonsuzluða uðurluyorlardý. Ankara’da Ata’ya layýk ‘Anýtkabir’ yapýlana kadar, ‘Etnografya Müzesi’ ne konulacaktý. Kortejin geçeceði ‘Sergi evi’ (Opera) yanýna merasimi izlemek için ben de gitmiþtim.Yakýndan görmek için kendime yer bulmaya çalýþýrken, ”Sen küçüksün” diyerek beni en öne almýþlardý. Ata’nýn naaþý Meclis önündeki katafalktan top arabasýna alýnmýþ, kortej bando eþliðinde Ankara tren istasyonu yönünde aðýr aðýr ilerliyordu. Gözler istasyon yönünden gözükecek naaþý taþýyan top arabasýný ve korteji bekliyordu. Yaklaþan bando sesiyle birlikte, iki yanýndaki paþalarla, naaþý taþýyan top arabasý gözükmüþtü. Kortej önümüzden geçerken, en süslü merasim elbiseleriyle kordiplomatik ve gelen ülkelerin temsili ‘Kara ve Deniz Birlikleri’de kendi merasim yürüyüþleriyle, bu muhteþem törene katýlmýþlardý. Etnografya Müzesinde yapýlan defin iþleminden sonra da ayný askeri birlikler istasyon yönüne dönmüþlerdi. Vakit ikindiyi geçmiþ, akþamýn serinliði baþlamýþtý. ‘Sergi Evi’ nin önündeki kürsüden ‘Büyük Önder’ hakkýnda konuþmalar yapýlacaktý. Konuþmaya hazýrlananlar arasýnda, özellikle birisinin yardým edilerek kürsüye çýktýðýný hatýrlýyorum. Bu yaþlý asker ki, 1915 yýlýnda Gelibolu Yarýmadasý’nda, ‘Anzak’ birliklerine kumanda eden, Ýngiliz Feldmareþal ‘William Riddell, Lord Býrdwood’ olduðunu sonraki yýllarda öðrenmiþtim. Adeta o günleri yaþayarak kýsa (15 dk) bir konuþma yaptýktan sonra ,merasime son verilmiþti. O gün, o büyük insaný Etnoðrafya Müzesi’ne tekrar cenaze namazý kýlýnarak defnedilmiþ, hüzünle evlerimize dönmüþtük. Atatürk hakkýnda son söz olarak þunlarý söylememiz gerekir. O’nun büyüklüðünü, Türk Milleti üstünde býraktýðý etkisini kelimelerle ifade etmek zordur. Tarih ona büyük bir sayfa açmýþtý. 1881 bunun için Allah’ýn lütfu doðmuþ, zor günlerde delilimiz olmuþtu. Savaþta Baþkumandanýmýz; hazarda Baþöðretmenimiz; karanlýkta ýþýðýmýzdý. O, þehirliyle þehirli, köylüyle köylü, rind meþreple kadeh tokuþturmuþ, efeyle efe olmuþtur. Saðlýðýnýn son günlerinde bile halk son Cumhuriyet Bayramý merasiminde onu görmek istemiþtir. Bu fani dünyada kiþi nasýl yakýnýný kaybetmek istemezse, Milleti bu duygudan da öte ölümü ona zor yakýþtýrmýþtý…
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Haydar Köprülüoðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |