..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Tüm insanlýk bir tutkudur; tutku olmadan din, tarih, romanlar, sanat, hepsi etkisiz olurdu. -Balzac
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Toplumcu > Necmettin Yalcinkaya




27 Ocak 2014
O Yerlerden Biri  
adam,sarýþýn,yaðmur,gölge

Necmettin Yalcinkaya


Adam elindeki çubukla camý týklatýp baðýrýyordu: “Ýçeriye buyurun beyler, yeni kýzlarýmýz geldi” Dýþarýda, kapý önünde birikmiþ erkekler topluluðu. Aç gözler, aç bedenler, yutkunmalar, iç geçirmeler, þapýrtýlar…


:ABIJ:

Adam elindeki çubukla camý týklatýp baðýrýyordu: “Ýçeriye buyurun beyler, yeni kýzlarýmýz geldi” Dýþarýda, kapý önünde birikmiþ erkekler topluluðu. Aç gözler, aç bedenler, yutkunmalar, iç geçirmeler, þapýrtýlar… Her kafadan çýkan anlaþýlmaz sesler… Ve ürkmüþ arýlarýn uðultularýný andýran sesler…

Genç bir erkek kalabalýðý yarýp içeri girdi. Hemen arkasýnda bir baþkasý onu izledi. Birlikte içeriyi izlemeye baþladýlar. Ýlk gelen –takým elbiseli- yanýndakine, “Sarýþýn nasýl ama?” dedi aðzýný þapýrdatarak. Ötekisi; “Bilmem!” dedi. “Ben sarýþýnlardan hoþlanmam… Ama sarýþýnýn önünde oturan esmeri soruyorsan, o zaman iþ baþkalaþýr. Esmer afat, huri” Delikanlý, bakýþlarýyla tahta merdivenin basamaklarýna hoyratça yayýlmýþ, olmadýk hareketler yapan, yirmi-yirmi beþinde esmer, uzun saçlý bir kadýný iþaret ediyordu. Esmer kadýnýn hemen arkasýndaki sarýþýnýn ise yalnýzca üstü gözüküyordu. Ha bire sýrýtýyor, etrafýna ve dýþarýdakilere gülücükler daðýtýyordu. “Gelsenize caným” diye seksi davetler gönderiyordu. Pembe kombinezonunu, sutyenini yarýya indirmiþ, meme uçlarý gözüküyordu. Avýný yakalamak için oltaya taktýðý bir yemdi aslýnda bu yaptýðý. Önündeki esmeri dürtüklüyor, kulaðýna bir þeyler fýsýldýyor, ikisi birlikte þuh kahkahalar atýyorlardý. Ýkisinin de sedefi andýran diþleri parýl parýldý.

Ýki genç ayný anda kapýnýn camýný týklattý. Sabýrlarý tükenmek üzereydi. Ýçeri girmek istiyorlardý. Adam sürgüsünü açtý, kapý düþecekmiþ gibi açýldý, içeriden dýþarýya aðdalý, arabesk bir müzikle, kýzýl, loþ bir ýþýk yayýldý. Iþýk pervaneleri kendine doðru çeken bir kandilden farksýzdý. Tahta merdivenin basamaklarýna yayýlmýþ kadýnlarýn þehvetli bakýþlarý, aðlamaklý isterik gülüþleri, kendini beðendirmeye çalýþan akýl almaz davranýþlarý ve de kanepelere kaykýlmýþ sýra bekleyen erkekler… Pezevengin kulaklarý týrmalayan baðýrýþlarý: “Buyurun beyler, içeri buyurun” Takým elbiseli bir genç, baþýyla sarýþýný selamladý. Sarýþýn hafifçe gülümsedi. Dolgun dudaklarýnýn yumuþak hatlarý arasýnda sedefi andýran diþleri bir an ýþýldadý, sonra bir þimþek gibi çakýp yok oldu. Oturduðu yerden merdivenin korkuluðuna tutunarak kalkarken, “On yedi numaraya çýk” diye fýsýldadý. Öteki genç erkek hýzlý davranmýþ, esmerin yanýna çoktan varmýþtý bile. Ýki genç erkek ikinci kata çýktýlar. Önlerinde dar bir koridor, koridorun saðýnda ve solunda odalar sýralanýyordu. Yeni boyalý kapýlar ýþýl ýþýl parlýyordu. Sarýþýn genç erkeðini çekerek odasýna soktu. Esmer kadýn da sarýþýna öykündü… Sarýþýn, “Soyun kocacýðým” dedi. Kendi de soyunmaya baþladý. Üzerindeki kombinezonundan usta bir hareketle kurtuldu, ardýndan sutyenini çýkardý. Göðüsleri bir heykel gibi tüm görkemiyle ortaya çýkmýþtý. Ardýndan kendini sýrtüstü karyolaya attý. “Hadi gel kocacýðým” diye þehvetle fýsýldadý. Bir süre sonra karyoladan doðrulup indi. Elinde bez bir peçeteyle apýþ arasýný tutuyordu. Boþta olan eliyle komodinin üzerinde “hak ettiði” ücretini aldý, avucuna sýkýþtýrdý. Gidecek gibi yaptý ama gitmedi. Geriye döndü, giyinmekte olan erkeðinin yanaðýna usulca bir öpücük kondurdu. “Beklerim, yine gel” deyip banyoya yöneldi. Muslukta hýzla akan suyun sesi duyuldu. Genç erkek sarýþýnýn arkasýndan bakakaldý. Düþüncelere daldý, kimdi bu sarýþýn, neden böylesi bir yaþamý seçmiþti? Neden bedenini para karþýlýðýnda erkeklere sunuyordu? Gençti, üstelik bir film aktrisi kadar da güzeldi… Pekâlâ evlenebilir, iyi bir yuva kurabilirdi. Sevecendi, iyi bir anne olabilirdi. Ama o hiç birini yapmamýþtý. Belki de birileri engel olmuþtu. Kim bilir? Belki de bu hayatý kendisi seçmiþti. Kafasýnda yanýt arayan onlarca soru vardý. Az evvel kadýnla birlikte olduðu için piþmanlýk duymaya baþladý. Hatta yaptýðýndan utanýyordu. Dalmýþtý. Sarýþýnýn odaya geri döndüðünü fark edemedi bile. Kadýn onu dürtüp de kendine getirmeseydi, o, hâlâ derin düþüncelere dalmýþ olacaktý. “Kusuruma bakmayýn” dedi piþmanlýkla, “dalmýþým.”

Basamaklarý yavaþ yavaþ inerken düþünceleri hâlâ sarýþýndaydý. Þimdi gençti, güzeldi, müþterisi çoktu. Güzelliði, gençliði en büyük sermayesi olabilirdi ama yine de bir sorun vardý. Güzellik kavramý göreceli bir kavramdý. Sonunda kaçýnýlmaz olarak yaþlanacaktý. Canlýlara has bir olaydý bu. Yaþlýlýk; bir noktada yok olmaya iþaretti. O zaman sarýþýnýn hali ne olacaktý! Bunu bilemiyordu ama bilmek istiyordu. Kapýdaki kalabalýðý yararak dýþarýya çýktý. Yaðmur yaðýyordu. Yüzüne çarpan yaðmur damlalarýnýn farkýnda bile deðildi. Onun aklý sarýþýndaydý. Yalnýzca onu düþünüyordu. Yaþantýsýný yarý-açýk cezaevi koþullarýna benzetti. Ömrü, gençliði, güzelliði ve onuru yavaþ yavaþ yok oluyordu. Ýçinden etlerini satan, hayat kadýnlarýna acýma ve yardýmcý olma hissi doðdu. Hayýflandý, ‘’ismini bile sormadým’’ dedi. Gerçi sorsaydý da doðru bir yanýt almayacaðýný biliyordu. Kimin kimsen var mýdýr? Diyememiþti. Hayat kadýnlarýnýn “Analarý” vardý hep, bunu iyi biliyordu. Ama bu ana baþkaydý. “Kýzlarý erkeklere para karþýlýðý satan markacý analar… Ahlaksýz, kokuþmuþ ve yere batasýca analar. Kýzlarýnýn etinden servet yapan analar ve kýzlarýna vesika veren devlet baba.”
Ýkisine de aðýz dolusu küfür etti. “Hay ben böyle ananýn ve babanýn…” Bir yandan da kendini, genelevlerin gerekliliðine inandýrmaya çalýþtý. Ama ikna olmamýþ, bir çýkar yol bulamamýþtý. Neden bugün böyle duygusal olduðuna bir türlü anlam veremedi.

Genelevden çýktý, eliyle yüzünü kapayarak otobüs duraðýna kadar yürüdü. Ayakkabýsýnýn sivri ucuyla saða sola tekmeler savurmaya, aðza alýnmadýk, yakasý açýlmadýk küfürleri etmeye baþladý. Duraða, tahta banka varýp oturdu. Otobüsü beklemeye koyuldu. Ýlk o zaman ýslandýðýný fark etti. Acý acý güldü. Önünde sarýþýn kadýnýn yüzü belirdi birden. Gözlerini ovuþturken gerçek sandý bir an. Tekrar beliren güneþ, sýrtýný ýsýtýp asfaltta ýþýmaya baþladý. Gelip geçen araçlar, yolda biriken suyu etrafa saçýyordu.. Onlar da küfürden nasibini aldý. Küfretmediði tek þey kalmadý. Yerdeki gölgesine bakýp konuþmaya baþladý. “Bu sarýþýn kadýn ve binlercesi toplumun gözünde birer yosma deðiller miydi?” diye sordu. “Evet, evet öyleler” der gibi hareket etti gölgesi. “Böylelerini toplumun katý Ahlak Kurallarý kabul etmez ve onlarý toplum dýþýna iter. Sen ne dersin? Benimle ayný fikirde misin? Belki ‘senin de onlardan bir farkýn yok’ diyeceksin. Haklýsýn. Ben bile bu zavallýlar üzerinde cinsel açlýðýmý tatmin etmekle yetindim. Hâlbuki onlar da benim gibi insan! Ýnsanca yaþamalýlar, hayvanca deðil. Tabii ki hayvanlar da iyi yaþamalý. Yoksa bunlar analarýnýn rahmindeyken mi oruspu olarak seçilmiþlerdi? Yoksa yazgýlarý gereði mi böyle olmuþlar? Yoksa bunlar erkeklerin cinsel açlýklarýný gidermek için mi özel olarak mý seçilmiþlerdi?” Bu kadýnlarýn ve kadýnsý erkeklerin bu yola baþvurmalarýnda bir neden aranmalýydý. Sosyo-ekonomik gibi nedenler mesela. Nasýl çözülecekti ama bilemiyordu. Fuhþa ve oruspuluða zorla itilen bu insanlar topluma yeniden nasýl kazanýlýrdý, bu konuda hiçbir fikri yoktu. Bu konuda yetkin de deðildi. Gölgesinin üzerine eðilerek, “Bunlara yaþama yeniden aday olma þansý verilmeli deðil mi?” diye sordu. Hafif bir yel esti, otobüs duraðýnýn yaný baþýndaki aðaçtaki yapraklar hýþýrdadý, yerdeki birikmiþ suyun yüzü kýrýþ kýrýþ oldu. Otobüsü beklemekten vazgeçti, oturduðu banktan kalkarak yürümeye baþladý. Yaðmur hâlâ çiseliyordu Baþý önünde dalgýn dalgýn yürüyordu. Aklýnda onlarca soru vardý. Kadýn olmak yalnýzca cinselliðin sömürülmesi mi demekti? Çocuk yapma fabrikasý mý yoksa mutfaða köle olmak mý demekti? Yanýt aramadý yalnýzca annesini düþündü. Özgür deðildi annesi. Ýçi acýdý, yüreði burkuldu. “Yoksa çýldýrýyor muyum ne!” diye korkmaya baþlamýþtý. “Ýnsanlar iyi yaþamalý” diyordu ama nasýl bir yaþam biçimi olmalýydý, bu konuda yeterince bir bilgisi yoktu. Yaþamak yalnýzca nefes almak, yemek, içmekse eðer onlar da yaþýyorlar demekti. Etlerine karþýlýk kazandýklarý para ile yiyip içiyor ve nefes alýyorlardý. Ama ya ahlak kuramlarý, kiþilikleri, üretkenlikleri, yaþadýklarý psikolojik çöküntüleri, ya o kadýnlar ne düþünüyordu, bu konulara dair bir fikirleri var mýydý, onu da bilemiyordu. Kuþatýlmýþlýk her yanýný sarmýþtý. Kendi de özgür deðildi. Þimdi bunu daha iyi anlýyordu. Geriye dönmek, sarýþýn kadýna gidip ona her þeyi anlatmak geçti içinden. Anýnda da vazgeçti. “Þöyle demeliyim” diye geçirdi aklýndan. Gýrtlaðýný temizledi. “Kendi yazgýnýzý kendiniz belirlemelisiniz! Yeni bir dünyanýn var olduðunu, gerekirse birlikte yapabiliriz” diyecekti. Kabul görür müydü fikri bilemiyordu ama mutlaka deneyecekti. Sarýþýn kadýn gibi olan binlerce kadýnýn dört duvar içinde eriyip gitmelerine gönlü bir türlü razý olmuyordu. Yürüyordu… Tek destekçisi gölgesiydi. Düþüncelerini paylaþtýðý tek dostu! Adýmlarýný hýzlandýrdý. Düþüncesinin doðruluðuna kendisini öyle kaptýrmýþtý ki, gündüzün ortasýnda serap gördüðünü sandý. Her adýmý binlerce adýma dönüþüyordu adeta. Kendisiyle yürüyen, kendisiyle konuþan binlerce gölge… Sarýþýnlara, esmerlere, kumrallara karýþan binlerce gölge… Adým baþý büyüyor, yayýlýyorlardý. Týpký suya atýlan bir taþýn suda çýkardýðý halkalar gibi kat kat…





Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn toplumcu kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Yeni Bir Gün, Yeni Bir Umuttu Onun Ýçin…
Mendil Sen Kokuyordu
Orada
Töre ve Zulüm/ Bölüm 4
Töre ve Zulüm/ Bölüm 3
Töre ve Zulüm/ Bölüm 5
Töre ve Zulüm/ Bölüm 2
Töre ve Zulüm/ Bölüm 7
Töre ve Zulüm/ Bölüm 6
Töre ve Zulüm/ Bölüm 1

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Zehra
Kýsa Bot
Toprak Kokusu
Sahile Vuran Kelebek
Kömür Gözler
Balik ve Melisa
Anamdan Ýnciler/ Anamýn Entarisi
Bir Gün Mutlaka!
Böcek
Anamdan Ýnciler/ Topal Fayansçý

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Bir Yaným Eksik Kalýr [Þiir]
Alýp Getirmeli Seni Bana [Þiir]
Göðü Kucaklamak [Þiir]
Ýnadým Ýnad Ýþte... [Þiir]
Susturamam [Þiir]
Sana Koþarken [Þiir]
Yapayalnýz Bir Baþýma [Þiir]
Resmine Baktýkça [Þiir]
Bu Gece... [Þiir]
Sýrasý Mýydý? [Þiir]


Necmettin Yalcinkaya kimdir?

1960Sarýkamýþ doðumlu. 1977-78 Ýzmir Namýk Kemal Lisesi Edebiyat mezunu. Ozan Yayýncýlýktan 12 Eylül’de Çok Güldük Netekim! Mendil Sen Kokuyordu ve Stres Bileziði ve On Çocuktuk Aný/Öykü. Çeþitli dergi ve sitelerde öykü, þiir yazarlýðý. Ayrýca Edebiyatbahcesi. net sitesinin kurucu emekçisiyim. Yürüyüþ, sinema, tiyatro ve olta balýkçýlýðý hobilerim var. Yazmayý ve okumayý seviyorum.

Etkilendiði Yazarlar:
Tolstoy,Ahmed Arif, Nazim hikmet, Cengiz aymatov,


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Necmettin Yalcinkaya, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.