..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Dünyada insandan çok aptal var. -Heinrich Heine
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Günlük Olaylar > Vildan Sevil




14 Mart 2017
Bir 8 Mart Daha Geçti, Ama Nasıl Geçti?  
Erkek yalnızca bu sömürücü sistemin ona biçtiği “Güçlü, egemen, en büyük erkektir, başka büyük yok, kadın onun ve sistemin kölesidir.” rolünü oynamaya kadınlarla birlikte isyan etmedikçe, .....

Vildan Sevil


Homeros’un bin pınarlı İda’sını (Kaz Dağları) ve Madra Dağları’nı aşarak gelen şiddetli yağış altında, kapalı ve açık yerlerde yapılan çeşitli etkinliklerle, güzeller güzeli Edremit Körfezi boyunca yer alan yerleşim yerlerinde de 8 Mart unutulmadı elbette.


:ACBD:
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde kadınlar, İstanbul, Ankara, İzmir, Diyarbakır, Van, Urfa gibi pek çok ilde başta savaş olmak üzere, kadına, çocuklarına yönelik her türlü şiddete yığınsal mitinglerle #HAYIR dediler; çeşitli konuşmalarla, pankartlarla, sloganlarla istemlerini haykırdılar.

İstanbul’da iki yerde Bakırköy’de ve İstiklal Caddesinde görkemli mitingler düzenlendi. Çok yığınsal olan mitingler, kazasız belasız, biber gazsız, copsuz, tomasız yapıldı.

Daha az yığınsal olan mitingler, daha küçük kimi etkinlikler ise saldırılardan nasibini aldı.

Urfa’da polis saldırısı oldu, 43 kadın gözaltına alındı.

Bilgi Üniversitesinde stand açan öğrenciler, tekbir sesleriyle bıçaklı saldırıya uğradı, bildiğim kadarıyla bir öğrenci yaralandı.

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Akademisinde açılan standa, üniversite yönetiminin emriyle saldıran özel güvenlikçiler, çeşitli katliamlarda yaşamını yitiren kadınların fotoğraflarından oluşan posterleri yırttılar. Kadınları dövdüler, itip kaktılar.

Ankara Üniversitesi Cebeci Kampüsü’nde açılan stand da polis saldırısına uğradı. Polis, kadınların satış için yapıp sattıkları keklere, suç delili olarak el koydu. Güler misiniz ağlar mısınız? Elbette devlet böyyüklerimizin ağzından bu saldırıları kınayan tek sözcük çıkmadı.

Türk Metal Sendikası’nın düzenlediği kurultaya, kadınların istemlerini dille getirmek üzere giden yedi kadın işçi, Bursa’da korkunç bir trafik kazasında, ardında bir daha annelerini hiç göremeyecek olan öksüzler bırakarak yaşamlarını yitirdiler.

Aynur Ozallı’ya, 8 Mart armağanı olarak (!) bir yıl önce boşandığı eşi pompalı tüfek kurşunlarını yağdırdı, Aynur oracıkta yaşamını yitirdi. Erkek şiddeti, bir gün bile mola vermedi.
…………………………………

Homeros’un bin pınarlı İda’sını (Kaz Dağları) ve Madra Dağları’nı aşarak gelen şiddetli yağış altında, kapalı ve açık yerlerde yapılan çeşitli etkinliklerle, güzeller güzeli Edremit Körfezi boyunca yer alan yerleşim yerlerinde de 8 Mart unutulmadı elbette.

Şimdi size kısaca Ayvalık’taki etkinlikten söz edeceğim.

Kıvrım kıvrım burnunu Körfez’e uzatan, artık Ayvalık’a, Lale Adasıyla birlikte dolguyla bağlanarak ada olmaktan çıkarılmış, iyice betonlaştırmak için büyük saldırı altındaki Cunda (Alibey) adası hariç 19 minik minik adalarla çevrilmiş bu inci tanesi, tarihi çok eski çağlara uzanan sevgilim Ayvalık.

Ayvalık Kadın Platformu’nun düzenlediği etkinlik, ilçenin göbeğindeki meydanda iyot kokusu ve şiddetli yağmur altında yapıldı.
Bu koşullarda sayısal olarak çokluktan söz edemeyiz ama nitelikli içeriğinden söz edebiliriz.

Etkinlik önce, trafik kazasında yaşamını yitiren yedi kadın işçiler anılarak başladı.

Dünyanın bütün kadınlarıyla ortak olan sorunlarımız için onların seslerine sesimizi katma amacımız, tüm eşitsizliklere ancak birleşerek çoğalırsak son verebileceğimiz vurgulandı.

8 Mart’ın doğuşunda bu yana hak arama savaşımı, “Hayatı istiyoruz” sloganıyla gerçek bir hayatı arayış olduğu, özgürlük için birleşerek isyanı gerektirdiği dile getirildi.

8 Mart’ın erkeklerle eşit olma istemi, ırk, dil, din ayırmaksızın haklarımızı savunma ve geliştirmenin adı olduğu belirtildi.

Kadınların güncel istemleri; şiddetin önlenmesi, örgütlenme, eğitim, çalışma yaşamının düzenlenmesi, cinsiyetçi yaşamın sonlandırılması istemlerimiz vurgulandı.

Yaşadığımız tüm bu olumsuzluklara tüm güçleriyle # HAYIR diye haykırdı Ayvalıklı kadınlar.

Eylem şu sloganlarla sonlandırıldı:

Susmayacağız, korkmayacağız, itaat etmeyeceğiz!

Yaşasın 8 Mart, Yaşasın Kadın Dayanışması!

Jin, Jiyan, Azadi!

Kadın, Yaşam, Özgürlük!

Ben de ekliyorum, kadın özgürleşmeden erkek özgürleşemez. Erkek yalnızca bu sömürücü sistemin ona biçtiği “Güçlü, egemen, en büyük erkektir, başka büyük yok, kadın onun ve sistemin kölesidir.” rolünü oynamaya kadınlarla birlikte isyan etmedikçe, bu rolü reddetmedikçe her iki cins de köledir, köle kalacaktır. Kadının, kölenin kölesi olması, aslında erkeğin egosu şişirilerek iki cinsin daha da köleleştirilmesidir.

Kadın erkek hep birlikte “Köleliğe #HAYIR!” bilincine ulaşmak için 8 Mart’lar yetmez.

Kölelikten kurtuluş, her yerde, hayatın her anında, her türlü sömürüye, ayrımcılığa, adaletsizliğe, haksızlığa hep birlikte, el ele, kol kola #HAYIR diyebilmektir.

09.03.2017
Vildan Sevil



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın günlük olaylar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Referandum Gününden Hoş Sedalar
30 Mart 1972 Kızıldere Katliamı (Dev, Baş İstiyor/ G. Akın)
Birgün Ben, Belki Bir Sığırcık Kolonisinin İçinde, Belki Yıldızlarla Birlikte Göklerde…
18 Mart 1915. Çanakkale O Gün Geçilmedi. Ya Bugün?
Sultanahmet"ten Femen Geçti Amma!.. Biz Ne Anladık Bu İşten?
Tahir Elçi ve Kendi Masumumuz, Kendi Mazlumumuz
Twetter’dan Esinlenerek 32 Kısım Tekmili Birden Sorular
Almanya, Hollanda, Türkiye Gerginliği ve Ah Şu Benim Şeytan
Ah Sevgilim, Aşkım Benim! 14 Şubat’ta Nerelere Gidelim?
İçeri Alınan Gazeteci Sayısı Altmış Olmuş = Ben Bu Filmi Çok Gördüm

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
N. Ç!.. N. Ç!.. N. Ç"ler!.. Hepimiz Tecavüzcüyüz!..
Geçmişin İzdüşümünde Bir Kısır Döngü
İzedebiyat Üyelerine Açık Mektup: Koşun, Face Dayatmasına Karşı Durun!..
Erkek Egemen Toplumdan Erkek Dininin Egemen Olduğu Topluma
İzedebiyat Yönetimine ve Üyelerine Açık Mektup
Cumhuriyetin Rövanşı Ya da Şeriata Doğru Adım Adım Mı?..
Teslis Sendromu >> Ücretsiz E - Kitap: Hulki Can Duru
Savcı Mehmet Kiraz, Şafak, Bahtiyar, Elif… ve Dün, Bugün, Yarın…
Elsa"nın Gözleri, Yeni Bir Çeviriyle Şiir Dünyamızda = Hulki Can Duru: Fransızca Aslından Elsa"nın Gözleri
Kadın Sorunları, Piyasa ve Üreme Organlarımız/ (8 Mart Yazıları - IV)

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Duruşma [Şiir]
Dedem Düşlerime Giriyor [Öykü]
Çocukların Çığlığından Göklerin Tılsımına [Öykü]
Dolunayda Uyku Tutmaz [Öykü]
Oy Madimak, Madimak!.. Sen Artık Türkülerle Değil, Ateşlerle Anılmaktasın [Öykü]
İlk Sosyalist Muhtar Fevzi Ağabey [Öykü]
Düşselin Gerçeğinde, Gerçeğin Düşselliğinde [Öykü]
Ben Ölürken [Öykü]
Gece, Mehtap, Selene, Apollon ve Ben [Öykü]
Aşk"a Geldin, Hoş Geldin!.. [Öykü]


Vildan Sevil kimdir?

Koşuşturmaktan yoruldu. Altmışından sonra, çok yabancısı olduğu teknolojiyle, sanal ortamda kalem oynatmaya kalktı. İletişim kurmak, duygu, düşünce, birikim paylaşmak, genç kuşaklardan yeni şeyler öğrenmek istedi. Yazarlık deneyimine burada adım attı. İşte böyle sınır tanımaz bir "dinazor ". . . Başarır mı acaba ?

Etkilendiği Yazarlar:
Marx, Engels, Freud, Nietzsche, Adorno, Horkheimer, Foucault, Antik Grek, Rus , Fransız yazını, Amado, Marquez, Llosa, Asturias, Lübnanlı Amin Maalouf...Elbette Nazım, Aragon, Neruda ve nice ozan/şair...


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Vildan Sevil, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.