Dünyada insandan çok aptal var. -Heinrich Heine |
|
||||||||||
|
İstanbul’da iki yerde Bakırköy’de ve İstiklal Caddesinde görkemli mitingler düzenlendi. Çok yığınsal olan mitingler, kazasız belasız, biber gazsız, copsuz, tomasız yapıldı. Daha az yığınsal olan mitingler, daha küçük kimi etkinlikler ise saldırılardan nasibini aldı. Urfa’da polis saldırısı oldu, 43 kadın gözaltına alındı. Bilgi Üniversitesinde stand açan öğrenciler, tekbir sesleriyle bıçaklı saldırıya uğradı, bildiğim kadarıyla bir öğrenci yaralandı. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Akademisinde açılan standa, üniversite yönetiminin emriyle saldıran özel güvenlikçiler, çeşitli katliamlarda yaşamını yitiren kadınların fotoğraflarından oluşan posterleri yırttılar. Kadınları dövdüler, itip kaktılar. Ankara Üniversitesi Cebeci Kampüsü’nde açılan stand da polis saldırısına uğradı. Polis, kadınların satış için yapıp sattıkları keklere, suç delili olarak el koydu. Güler misiniz ağlar mısınız? Elbette devlet böyyüklerimizin ağzından bu saldırıları kınayan tek sözcük çıkmadı. Türk Metal Sendikası’nın düzenlediği kurultaya, kadınların istemlerini dille getirmek üzere giden yedi kadın işçi, Bursa’da korkunç bir trafik kazasında, ardında bir daha annelerini hiç göremeyecek olan öksüzler bırakarak yaşamlarını yitirdiler. Aynur Ozallı’ya, 8 Mart armağanı olarak (!) bir yıl önce boşandığı eşi pompalı tüfek kurşunlarını yağdırdı, Aynur oracıkta yaşamını yitirdi. Erkek şiddeti, bir gün bile mola vermedi. ………………………………… Homeros’un bin pınarlı İda’sını (Kaz Dağları) ve Madra Dağları’nı aşarak gelen şiddetli yağış altında, kapalı ve açık yerlerde yapılan çeşitli etkinliklerle, güzeller güzeli Edremit Körfezi boyunca yer alan yerleşim yerlerinde de 8 Mart unutulmadı elbette. Şimdi size kısaca Ayvalık’taki etkinlikten söz edeceğim. Kıvrım kıvrım burnunu Körfez’e uzatan, artık Ayvalık’a, Lale Adasıyla birlikte dolguyla bağlanarak ada olmaktan çıkarılmış, iyice betonlaştırmak için büyük saldırı altındaki Cunda (Alibey) adası hariç 19 minik minik adalarla çevrilmiş bu inci tanesi, tarihi çok eski çağlara uzanan sevgilim Ayvalık. Ayvalık Kadın Platformu’nun düzenlediği etkinlik, ilçenin göbeğindeki meydanda iyot kokusu ve şiddetli yağmur altında yapıldı. Bu koşullarda sayısal olarak çokluktan söz edemeyiz ama nitelikli içeriğinden söz edebiliriz. Etkinlik önce, trafik kazasında yaşamını yitiren yedi kadın işçiler anılarak başladı. Dünyanın bütün kadınlarıyla ortak olan sorunlarımız için onların seslerine sesimizi katma amacımız, tüm eşitsizliklere ancak birleşerek çoğalırsak son verebileceğimiz vurgulandı. 8 Mart’ın doğuşunda bu yana hak arama savaşımı, “Hayatı istiyoruz” sloganıyla gerçek bir hayatı arayış olduğu, özgürlük için birleşerek isyanı gerektirdiği dile getirildi. 8 Mart’ın erkeklerle eşit olma istemi, ırk, dil, din ayırmaksızın haklarımızı savunma ve geliştirmenin adı olduğu belirtildi. Kadınların güncel istemleri; şiddetin önlenmesi, örgütlenme, eğitim, çalışma yaşamının düzenlenmesi, cinsiyetçi yaşamın sonlandırılması istemlerimiz vurgulandı. Yaşadığımız tüm bu olumsuzluklara tüm güçleriyle # HAYIR diye haykırdı Ayvalıklı kadınlar. Eylem şu sloganlarla sonlandırıldı: Susmayacağız, korkmayacağız, itaat etmeyeceğiz! Yaşasın 8 Mart, Yaşasın Kadın Dayanışması! Jin, Jiyan, Azadi! Kadın, Yaşam, Özgürlük! Ben de ekliyorum, kadın özgürleşmeden erkek özgürleşemez. Erkek yalnızca bu sömürücü sistemin ona biçtiği “Güçlü, egemen, en büyük erkektir, başka büyük yok, kadın onun ve sistemin kölesidir.” rolünü oynamaya kadınlarla birlikte isyan etmedikçe, bu rolü reddetmedikçe her iki cins de köledir, köle kalacaktır. Kadının, kölenin kölesi olması, aslında erkeğin egosu şişirilerek iki cinsin daha da köleleştirilmesidir. Kadın erkek hep birlikte “Köleliğe #HAYIR!” bilincine ulaşmak için 8 Mart’lar yetmez. Kölelikten kurtuluş, her yerde, hayatın her anında, her türlü sömürüye, ayrımcılığa, adaletsizliğe, haksızlığa hep birlikte, el ele, kol kola #HAYIR diyebilmektir. 09.03.2017 Vildan Sevil
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Vildan Sevil, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |