..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Fýrtýnalar insanýn denizi sevmesine engel olamaz. -Maurois
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Deneysel > Seyfullah ÇALIÞKAN




17 Haziran 2017
Öyle Pat Diye de Ölünmez ki  
Seyfullah ÇALIÞKAN
Selviler neden aklýmý dolaþtýrýp duruyor bu akþam? Hâlbuki aðaç denince aklýma ilk önce Selviler gelmez ki. Ulu çýnarlar, köknarlar, ladinler, yabani elmalar, çakal erikleri gelir. Ama illa kirazlar ve onlarýn sonbaharda ateþ rengi yapraklarý... Dere kenarýnda dallarý sulara doðru sarkan söðütler. Asfalt boyunca uzayýp giden karaaðaçlar, çamlar, akasyalar, iðdeler ve tek tük incir aðaçlarý. Az kalsýn unutacaktým. Yaz kýþ parlak yapraklarýyla capcanlý görünen taflanlarý severim ben.


:BJFF:

ÖYLE PAT DÝYE DE ÖLÜNMEZ KÝ

Selvilerin yeþili siyaha dönerken mor gölgeleri ufka dek uzanýyordu. Altlarýnda kurumuþ otlar, plastik þiþeler ve plastik yiyecek ambalajlarýndan oluþan renkli bir çöp harmaný yatýyordu. Serçeler cývýldaþarak bir aðaçtan ötekine uçuþup duruyorlardý. Arada tek tük fýstýk çamlarý olsa da mezarlýðýn sahibi selvi aðaçlarýydý. Beþinci katýn taraçasýndan mezarlýða bakýyordum. Evlerin arasýndaki bu yeþil boþluk insanýn dikkatini çekiyordu. Kasap Ýskender, internet kahvesi iþleten Cüneyt ile kaldýrýmda tavla atýyordu. Baktýðým yerden sadece baþlarý görünüyordu. Birinin kafasý kel ve cascavlak, ötekisi kuþ yuvasý… Ortadaki sehpa, iki adamýn uzayýp kýsalan kollarý ve ileri doðru uzatýlmýþ bacaklarý. Zarý attýktan sonra ikisi de bir ara duraklayýp kafalarýný kaþýyorlardý. Önce Ýskender, sonra Cüneyt… Ýnsanlara tepeden bakmak demek ki böyle bir þey…
Þimdi burdan býrakýversem kendimi ne acayip olur? Neden yapmýþ ki bunu? Hiç öyle kederli bir hali yoktu. Sokakta kimi görse þakalaþýr, gülüp geçerdi. Bir kez bile onu sinirli veya kederli görmedim. Küçükle küçük, yaþlýyla yaþlý olurdu. Þimdi durup dururken bunu niye yaptý ki? Sakýn ayaðý kayýp düþmüþ olmasýn. Belki de birisi itmiþtir. Karýsý ona camlarý sildirirdi. Belki de ayaðý kaymýþtýr, zavallýnýn. Çok iyi tanýmam ama zararsýz biriydi. Ýçi baþka dýþý baþkaymýþ demek.
Dýþarda gülüp, þakalaþýn insanlarýn dýþýna sakýn aldanmayýn. Dönüp bir de içine bakýn. Ne büyük mutsuzluklar görürsünüz. Ölsem Kasap Ýskender de üzülür. Ama mini marketin sahibi Tufan daha çok üzülür. Defterinde en az bin lira birikmiþim vardýr. Oysa kasabýnki iki yüzü bile bulmaz. Benim yerime Kasap Ýskender buraya çýkýp atlamalý aslýnda. Ýçeri aldýlar bu pezevengi. Bir de temiz sopa çektiler.
-     Kes abime yaðsýz tarafýndan bir kilo kuþbaþý. Elliye tamamlasam olur mu? Kasada bozukluk
yok þimdi. Abime yaðsýz kýyma çek.
-     Köftelik olacak Ýskender. Az yaðlý da olabilir.
-     Sana yaðlý kýyma mý veririm ben be güzel abim. Biraz zeytinyaðý eklersin yoðururken mis
olur mis.
Aðzýmý bozduðum için kusuruma bakmayýn Ama hakkediyor hýyar herif. Koskoca iki sene at eti yedirmiþ bize eþþeðlosu. Harmandalý’nda kesip getiriyormuþ. Gizliden. Kendi adýma at, eþek, inek eti arasýnda ne fark vardýr deseniz bilmem. Onca sene yedik bir kere bile kiþnemedik örneðin.
Hapisten çýktý geldi. Bir havalar sorma gitsin. Sanki o deðil de at eti yediðimiz için biz suçluyuz. Ýnsanda biraz utanma olur. Biraz gurur, haysiyet olur. Ben olsam bir daha buralarýn semtine bile uðram. Hiçbir þey olmamýþ gibi dükkâný açtý. Kasaplýða kaldýðý yerden devam... Mahalleli de bir acayip ama. Bu adam size yýllarca yalan söylemiþ. Kesin alýþ veriþi. Kapatýp gitsin. Ben niye mi ondan hala et alýyorum. Veresiye veriyor hýyar da ondan. Hem ben baþkalarý gibi haram, günah diye velveleyi koparmadým ki. Yedim atýn köftesini, kavurmasý oturdum evimde. Ýskender gibi adamlar hiç piþman olmaz. Vicdan azabý çekmez. Suçluluk duymaz. Onlarýn uykularý kaçmaz. Ve hiçbir zaman aç kalmazlar. Bize her yol Ankara…
Ýnsanlar yaþlanmaya baþlayýnca bir acayip oluyorlar. Batýk esnaf gibi eski defterleri karýþtýrýp duruyorlar. Hüznün, sevincin, aþkýn ve ayrýlýðýn da kendi mevsimi var. Mevsimi gelmeden yersen tadýný alamazsýn. Acýlar, sadece acýlar zamanýný beklemez. Pat diye kapý arkasýndan çýkýp gelirler. Gecenin en umulmaz ve karanlýk saatinde belki. Bayram tatilinde ya da... Ve bir baþladýlar mý beþer onar gelirler. Sakar kahveci çýraðý misali bütün bardaklar kýrýlýr. Hadi bari kaþýklarý topla.
Selvilerin ardýnda keþke deniz olsa. Ve martýlar upuzun kanatlarýyla aðaçlarýn üzerine kadar yükselseler. Sonra süzüle süzüle yeniden denize. Mor gölgeler, mor aðaçlar, mor bir deniz… Bütün gölgeler denize düþüp kaybolsa. Manzara hüzne sarýlsa, hüzün akþama... Tadýndan yenmez. Mezar taþlarý hep üþür nedense. Yaz günü bile üþür. Ölüm mü soðuktur acaba?
Þerafettin abi söyledi. Buz gibiydi teneþire yatýrýlýncaya kadar Ýsmail. Kalýp gibiydi ama ýlýk suda dirildi sanki. Gassala yardým ediyordum. Sevaptýr bilirsin. Sarý soluk teni yýkadýkça pembeleþti. Yüzüne bir gülümseme oturdu. Gözünün biri azýcýk aralanýr gibi oldu. Kalkýp otursaydý þaþýrmazdým hatta. Yani öylesine canlandý. Ya da bana öyle geldi. Kim arkadaþý ölsün ister ki zaten.
Selviler neden aklýmý dolaþtýrýp duruyor bu akþam? Hâlbuki aðaç denince aklýma ilk önce Selviler gelmez ki. Ulu çýnarlar, köknarlar, ladinler, yabani elmalar, çakal erikleri gelir. Ama illa kirazlar ve onlarýn sonbaharda ateþ rengi yapraklarý... Dere kenarýnda dallarý sulara doðru sarkan söðütler. Asfalt boyunca uzayýp giden karaaðaçlar, çamlar, akasyalar, iðdeler ve tek tük incir aðaçlarý. Az kalsýn unutacaktým. Yaz kýþ parlak yapraklarýyla capcanlý görünen taflanlarý severim ben. Parklardaki kýrmýzý yapraklý erikleri ve manolyalarý… Selviler ne yeþildir aslýnda ne siyah, ne gri. Bana hep ölümü anlatýrlar. Sessiz, renksiz, kýpýrtýsýz ve mesafeli... Onlarý çevreleyen kalýn taþ duvarlar vardýr. Cami avlularý, mezarlýk duvarlarý. Bu duvarlar onlarý sokaktan alýp götürür. Saklar, uzaklaþtýrýr. Sarýlamayýz, gölgesinde dinlenemeyiz, dalýný koparýp diþimizi bile karýþtýramayýz.
Þimdi uzun uzun anlatmanýn sýrasý deðil ama Cüneyt ‘de tam anasýnýn gözüdür hani. Nerede yamuk yumuk iþ var mutlaka bulaþýr. Çalýntý telefon bunda çýkar örneðin. Mahalledeki yeni yetmelere el altýndan miki filmler de satýyormuþ. Kaç defa polis geldi dükkânýna... Ot istersen, hap falan mutlaka bulur. Geçenlerde Kaportacý Sami’ye bir ilaç vermiþ. Onda da hiç akýl yok ki birader. Bunun aklýna uy, yala yut. Yetmiþ yaþýnda adama yapýlacak þey deðil. “Pantolonun önü çadýr oldu resmen. Herkese rezil rüsva oldum. Gazete alýp önümü gizledim. Kendimi eve zor attým,” diyor. Hayýr, parasý için deðil. Sýrf esnafa eðlence çýksýn, puþtluk olsun diye. Madem aklýn her türlü cinliðe eriyor karýna sahip çýksaydýn dingil. Halý yýkayan bir adamla kaçtý gitti. Nerden baksan beþ sene oluyor. Aha þimdi þapa oturdu inek. Ýki çocukla ne yapacak bakalým derken. Çocuklarý anasýna gönderip kurtuldu. Hiç kendini bozmadý. Yine ayný zýpýrlýk… Günahým kadar sevmem Cüneyt’i. Kendisi de iyi bilir. Yine de her gördüðü yerde yýlýþýk yýlýþýk hareketler. Caným abim, cicim abim. Hay abinin de…
Þimdi buradan býrakýversem kendimi... Ýskender’in tam önüne çuval gibi düþsem... Altýný doldurur korkudan. Üzülenler olur mu acaba? “Ýyi adamdý, severdim,” diyenim çýkar mý? Ýçi acýyarak ciðerleri söküle söküle aðlayaným olur mu? Bilmiyorum. Ama buradan atladýktan sonra bunu öðrenmem de mümkün deðil. Gördüðüm en kalabalýk cenazeler deliler için yapýlanlardý. Deli Sabri için bir araya gelen insanlar hiçbir politikacý veya bürokrat, hiçbir zengin, hiçbir asker için toplanmamýþtý. Tarzan Kemal’in cenazesi de öyleydi. Kemal Abi, ne tam deli, ne de tam akýllý sayýlýrdý. Belki de biz onu anlayabilecek kapasitede deðildik. Beþinci katýn taraçasýnda insan ne kadar saçma sapan þeyler düþünüyor. Bir ordan, bir burdan…
Birisi size “Ben hep yalnýzdým. Hep kederliydim. Yaþadýðým her gün karabasanlar ve çaresizlikler içinde kötü bir film gibiydi. Çok sýkýcý çektim,” derse sakýn inanmayýn. Beynimiz yaþadýklarýmýzý otomatik olarak sürekli ayýklar. Keyfimiz yerindeyse mutlu günleri anýmsarýz. Eðer canýmýz bir þeylere sýkýlmýþsa bütün anýlarýmýz melodram. Taraçaya çýktýðýma bakmayýn siz. Benim de güzel günlerim oldu. Ben de aþýk oldum. Ayrýlýðýn acýsýný dünyanýn sonu gibi anlatanlar yalan söylerler. Ne güzel bir acýdýr o, ne güzel bir aný… Þaka gibi geldi size deðil mi? Çok ciddiyim. Çevirin baþýnýzý da elinizdekine bakýn. Sizi terk etmeyene, evlendiðiniz kiþiye. Zamanla ne kadar çok deðiþiyor insan. Hani nerde o yürek kýpýrtýnýz? Nerde o heyecan? Bir hata yaparým da kaybederim korkusuna ne oldu? Horluyor iþte az ötede. Ne zamandýr güzel bir söz söylemedi. Aþklar, meþkler, þiirler övgüler yalan olup uçtu gitti.
Okulun ilk zamanlarýnda öðretmen baþýmý okþadýðýnda çok mutlu olurdum, Aðabeyim Ýzmir’den geldiðinde. Çünkü herkesin babasý yirmi beþ kuruþ verdiðinde o bana iki buçuk lira harçlýk verirdi. Bir emanet bulur beni bisiklete bindirirdi. Sinemaya götürürdü. Tavada sucuk yapardý. Yaðýna ekmek bana bana çatlayýncaya kadar yerdik. Biraz daha büyüdüðümde mahalleden bir kýz vardý. Çillerimle dalga geçerdi. Kýrmýzý burnum ve sarý saçlarýmla... Bana sürekli takma isimler bulurdu. Alay etse de beni severdi. Anlardým. Ve ona hiç kýzmazdým. Akþamlarý ezana kadar etrafýmda dolanýrdý. Mutlu olurdum…
Selviler, günbatýmýný kesen, sokaklarý karartan yüksek bir duvara benzediler. Þimdi ufuk çizgisinin en kýrmýzýsýna dalmaya çalýþan güneþ yeniden yükselip geri gelse keþke. Yeniden bütün sokaklar aydýnlansa. Çatýlara, kuytulara gizlenen kuþlar yeniden havalansa. Bir kez bir þeyler ters olsa, yanlýþ olsa, alýþýlmadýk, þaþýrtýcý olsa ne çýkar? Hayat hiçbir zaman istediðimiz gibi akýp gitmez. Sokak lambalarý parladýkça gölgeler birbiri ardýna uzuyor. Kuytularda koyu karanlýklar oluþtu bile. Burdan aþaðýya býrakýversem kendimi, beni gören bile olmaz.
Selvileri sevmem, mezarlýklarý da… Herkes gibi büyümeye çalýþýrken ben de saçma sapan yüzlerce þey yaptým. En çok su içme yarýþý, örneðin. En çok süs biberi yeme, yüksek bir inþaattan kum yýðýnýna atlama, suyun altýnda en uzaða yüzebilme, nefesini uzun zaman tutma, en uzaða iþeme gibi iþte ne bileyim. Saymakla bitecek gibi deðil. Gece karanlýðýnda mezarlýða girme ve gündüzden býrakýlan bir mendili alma iddiasýný hiç duymadýðýnýzdan adým gibi eminim. Bu kadar da saçmasý olmaz demeyin. Þimdi kaç kiþiydik pek anýmsayamýyorum. Ama Karabacak Fazlý mutlaka vardýr. Toto Abdurrahman, Yolsuzun Erdoðan, Taþçýlarýn Ünver, Tetik Hüseyin’in Alaattin’i saymaya bile gerek yok. Ýddianýn içine ite kaka beni de dahil etmeseler iyiydi. Serde erkeklik var yapamam diyemedim. Hâlbuki ben yokum desem biraz alay edip, bir iki güne kadar da unutup gidecekler. Hay aklýmý s…yim.
Mezarlýk dalgasý nerden mi çýktý? Yazlýk sinemaya bir Alfred Hiçkok filmi gelmiþtir ihtimal. Aylaklýktan da olabilir. Nereden kaynaklandýðýný hatýrlamýyorum ama ortada böyle bir gündem vardý. Cinler, periler, ruhlar, hortlaklar… Arkadaþlarýmý bilmem ama ben mezarlýklardan zaten kokardým. Kalkýp Koca Meradaki mezarlýða gidecek deðildik ya Rýza Bey’lerin evlerinin arkasýnda aðaçlýk, çalýlýk bir alan vardý. Þimdi tam olarak anýmsamakta zorluk çekiyorum ama Yusuf Kýrca’larýnýn sokaðýnýn sonundaki evlerin arkasýna denk geliyor olabilir. Ýhtimal ki orada eski bir artezyen kuyusu vardýr. O tarlayý kesen patika Mektep Mahallesini Zeytinlik Mahallesi’ne baðlýyordu. Ama patika o hizbe ve aðaçlýk alanýn uzaðýndan geçiyordu. Orada aðaçlarýn arasýnda gerçekten mezar var mýydý? Bilmiyorum. Ama çocuklarýn birbirine anlattýðý çok fazla cin, peri, þeytan masalý vardý. Gece oradan geçmek yerine çarþý ortasýndan dolaþmayý tercih ederdik.
Önce akþam çöksün, karanlýk iyice katmerlensin diye bekledik. Celaattin’in Mehmet’lerin ev yanýndaki sokak lambasý altýnda kurallar son bir kez konuþuldu. Cinlerin, perilerin ve eski bir mezarýn olduðu söylenen yere gidecektim. Aðacýn budaðýna asýlmýþ beyaz bir mendili alacaktým. Mendil zaten dýþardan görünecek þekilde baðlanmýþ. Pamuk tarlasý bitince ilk aðaca asýlýymýþ. Buyur burdan yak. Ben tarlayý geçebilsem daha ne isterim. Muhacir Ali’lerin evlerinin arkasýna dönünceye kadar zaten sokak lambasýnýn aydýnlýðý iþe yarýyordu. Üstelik oraya kadar traktör yolu da vardý. Asýl film boyuma yakýn pamuðun içine girince baþlayacaktý. Her adýmda korkudan ölüyordum ama bir güvencem de vardý. Baþýma bir þey gelse baðýrýrdým. Onlar da koþup gelirlerdi. Kalabalýkken biz hiçbir þeyden korkmazdýk ki.
Baþýma bir þey gelmedi. Sadece kalbim yerinden çýkacakmýþ gibi atýyordu. Kulaklarýmda tanýmlanamaz bir uðultu vardý. Bütün dikkatimi gözlerime vermiþtim. Daha oraya varmadan beyaz mendili görmek istiyordum. Yaklaþtým, daha çok, daha çok yaklaþtým. Hatta aðaca elimle dokunacak kadar yaklaþtým ama mendili göremedim. Aðaçlarýn koyu gölgesine, zifiri bir karanlýða girmeyi de göze alamadým. Tabana kuvvet ilk evlere kadar deli gibi koþtum. Evlerin köþesine gelince koþmayý býrakýp baþladým. Attýðým her adýmda sanki biri çýkýp beni sýrtýmdan ha tuttu, ha tutacak. Midem aðzýmda, kustum kusacaðým. Pantolonuma iþemeden arkadaþlarýmýn yanýna döndüðümde kendimi çok þanslý saydým.
-     Hani mendil nerde lan...
-     Mendil falan yoktu orda oðlum,     
-     Nah yoktu, sen gitmedin dimi aðaçlara.
-     Ýki gözüm önüme aksýn ki gittim. Ama mendili bulamadým.
-     Þaka þaka, mendil koymamýþtýk zaten.
-     Neden öyle dediniz madem.
-     Puþtluk olsun diye…
Korkularýnýzýn üzerine gidin diyorlar ya, sakýn gitmeyin. Býrakýn her þey durduðu yerde dursun. Kendinizi boþ yere sýkýntýya sokmayýn. Ben o gece öyle çok kortum ki ömrüm boyunca bir daha oradan hiç geçmedim. Bazen oyunu siz deðil korkularýnýz kazanabilir. Hayat böyledir iþte…
En büyük filozoflar ölüm bir son deðil, baþlangýçtýr diyorlar. Bilge adamlar canlarý ne isterse onu söylerler. Ve söyledikleri mutlaka yazýlarak saklanýr. Kendisinden sonra gelecek kuþaklara ders olsun, yollarýný aydýnlatsýn istenir. Yaþadýklarýmdan öðrendiklerim var ama ölüm hakkýnda hiçbir þey bilmiyorum. Can bedenden çýkmadan beyaz bir ýþýk görülürmüþ. Bütün kitaplarda, tiyatro oyunlarýnda falan hep bunu yineleyip dururlar. Sinemalarda ise ölmeden önce bütün yaþadýklarýmýzýn bir film þeridi gibi gözünüzün önünden geçtiði söylenir. Salladýklarýndan adým gibi eminim. Kaç kere ölüp tekrar yaþama döndüler sanki. At yalaný… inananý.
Kendini beþinci kattan kendini býrakýp ölmeyen insanlar oluyormuþ. Gazetelerde okumuþtum. Kimisi çamaþýr iplerine takýlýp düþmeden yavaþlamýþ, Kimisi de bakkal tentesine düþüp yumuþak iniþ yapmýþ. Bu þans mýdýr lanet mi? Orasýný bilemem. Bazen plan týkýr týkýr iþlemeyebilir. Baþarýsýz intihar giriþiminde bulunanlarýn yüzde sekseni sonradan tekrar deniyormuþ. Ve hemen hepsi intihar edeceðine iliþkin ip uçlarý ve sinyaller veriyormuþ. Kim okuyacak, anlayacaksa. Araþtýrmalara bakýlýrsa çoðu bir hafta veya on gün öncesinde mutlaka bir saðlýk kuruluþuna gitmiþler. Bedensel bir rahatsýzlýklarý varmýþçasýna tedavi olmaya çalýþmýþlar. Adam sen de… Bu devirde kim kimin yüzüne bakýyor. Herkes kendi derdinde. Kaç kere televizyonda gördüm. Birisi çatýya veya balkona çýkmýþ. Kendini atacak. Altýna bir kalabalýk yýðýlmýþ. O yukarýdan bir þeyler anlatýyor. Aþaðýdakiler beklemekten sýkýlmýþ. “Atla ulan, atla hadi þerefsiz. Artise bak. Çýkmýþ oraya þov yapýyor. Erkeksen atlasana … çocuðu.” Bu memlekette insana aðýz tadýyla ölmek bile çok görülüyor. Oysa kendini öldürmek bazý ülkelerde bir hak sayýlýyor. Tamam, özel koþullarý var. Biliyorum. Tedavisi mümkün olmayan ve fazla aðrýlý hastalýklar için bu hak tanýnýyor. Bizde ise sürünmek yasal, ölmek yasak... Polis karga tulumba hemen týmarhaneye götürüyor. Hadi kolaysa þimdi ayýkla bakalým pirincin taþýný.
Seviller silindi artýk. Karanlýk bütün sokaklarý, evleri, karþýki tepeleri bile sarýp sarmaladý. Sabaha kadar kucaðýna sýsýký bastýrýp saklayacak. Bir tek seslere gücü yetmiyor. Hatta þimdi sesler daha canlý, daha büyük, daha yakýn. Köpekler havlýyor ve bir baykuþ ötüyor. Uzak mý yakýn mý bilemiyorum. Bir dükkanýn teneke kepengi çekiliyor. Karanlýk lime lime olup sanki sesin peþinden koþuyor. Uzak sokaklardan otomobiller geçiyor. Üç çocuk bir bisikletin peþinden koþuyor. Onlarý görmüyorum. Karanlýðýn içinden akan sesler kendi resimlerini çiziyor. Karanlýðýn insanda kocaman bir yalnýzlýk hissi uyandýrdýðýný bilirim. Bütün seslere raðmen þu anda bana kimsenin dokunamayacaðý kadar uzaktayým. Yýldýzlara, evlere, insanlara, kendime bile çok uzak. Yalnýzlýk duygusundan daha çok tuhaf bir huzur içindeyim. Sigaraýn ateþi ile karanlýða çizgiler çiziyorum. Yaþamak güzel, can tatlý... Ama yine de bütün dertlerin, hüznün ve çaresizliðin bittiði bir yer var.
Kafam güzel kardeþim. Çiçek gibiyim, mis mis… Dünya batmýþ, varsýn batsýn. Ýçinde yanýp kül olacak çaputum mu var? Bütün þehir yansýn isterse. Gelen bir tekme vurdu giden bir tekme. Anamdan bile bir fayda görmedim ben. Baþkasýndan gelecek iyilik þöyle dursun.
Naylon torbaya sýktýðý yapýþtýrýcýyý þiþirip geri ciðerlerine çekiyordu. Gözleri ýslýk ve kocamandý. Dudaðýndan sular damlýyor burnu akýyor gibiydi. Yüzünün ifadesi anlatýlýr gibi deðildi. Öfke, korku, cesaret ve üzüntü bir bulamaç gibi karýþmýþ ve yüzüne, bakýþlarýna daðýlmýþtý. Þakaklarý seðiriyor, elleri titriyordu. Sen iyi misin diye sormuþtum. Üstelik acayip korkuyordum. Bunlar genelde para isterler. Vermeyene de býçaðý basýp giderler diye anlatýlmýþtý. Bu delikanlýnýn hiç de öyle saldýrgan bir hali yoktu. Yüzünde sürekli deðiþen ifadeler ne zaman ne yapacaðý bille olmaz bir his yaratýyordu. Daha önce hiç balici ile karþýlaþmamýþtým. Bilmemekten, anlamamaktan doðan bir tedirginlik oradan uzaklaþmamý söylüyordu. Oysa ben kalmak istiyordum. Bir insan neden kendine bunu yapar ? Anlamak ve konuþmak… Ýçimdeki ses “ Akþam vakti baþka iþin mi yok. Yürü yoluha git, diyordu. Ne gidebiliyordum ne de kalacak kadar cesaretim vardý.
Neden bali çekiyorsun?
Böyle her þey daha kolay? Kafam iyi olunca kendimi çok güçlü hissediyorum. Canlý ve enerjik. Saatlerce koþabilirim örneðin. Kimse kaçamaz elimden. Daha korkusuzum. Hapismiþ, dayakmýþ hiç gözüme görünmez. Tüy gibi hafif oluyorum böyle. Çok yükseðe sýçrayabilirim mesela. Arabalardan, insanlardan, yýrtýcý hayvanlardan hatta yýlanlardan bile korkmam. Ama herkes benden korkuyor. Abi bi lira versene, ekmek alcam diyorum. Adam çýkarýp beþ lira veriyor. Beladan uzak durmak için veriyor. Biliyorum.
Bende baþlýyayým öyleyse.
Sakýn ha, bir baþladýn mý býrakamýyorsun. Çünkü böyle iyisin. Hiç olmadýðýn kadar iyi... Ertesi sabahý bir uyanýyorsun bombok. Hadi yeniden bali çekiyorsun. Yeniden iyi oluyorsun. Acýkmýyorum hiç biliyor musun?
Her çektiðinde kafasý ayný mý oluyor peki.
Yok gününe baðlý. Ýyi günündeysen acayip mutlu oluyorsun. Kötü günündeysen bali de kabuslar gördürüyor. Koruyorsun, kaçmaya çalýþýyorsun, berileri takip ediyor, öldürmek için plan yapýyorlar gibi bir sürü saçmalýk iþte… Hayallerin gerçek oluyor. Ama kafasý çabuk geçiyor. O zaman tüpten yeniden sýkýyorum. Yeniden bir daha derken tüp bitiyor. Bir uyanýyorum pestil olmuþum. Kaldýrýmda yatýyorum. Kaç kere polis almýþ beni. Sokakta uyumuþum. Kendime gelince býraktýlar. Hastaneye yatýrýlar diye çok korkmuþtum.
Karanlýk bu akþam aklýmý torbadan bali çekmiþim gibi uçuruyor. Hiç olmadýk þeyler beynimin içinde savrulup duruyor. Düþündüklerimin biri bitmeden öteki yerine alýyor. Taþýyýcý bir palet gelip önündekini itiyor ve onun yerine baþka bir düþünce geçiyor. Böyle zamanlarda en çok utandýðým, en çok üzüldüðüm, en çok piþman olduðum olaylarý anýmsarým. Beynimi susturamadýðým, aklýmýn dizginlenemez bir at gibi özgürce koþturduðu geceler genelde beni uyku da tutmaz. Bazen raký sofrasýnda da böyle olurum. Konuþulanlardan kopar uzaklaþýrým: Sonra ordan oraya savrul bakalým. Bu nedenle uyku ilacý almak istediðim bile olmuþtur. Doktor iyi bir arkadaþýmdý. Olan biteni anlattým. “Bu zaman zaman herkeste olur,” dedi. Ýlaç yazmadan sepetledi.
Buradan, þimdi þu çatýdan atlasam ne olur? Yere düþtüðümü bile kimse fark etmez. Sokaktan geçen biri görünceye kadar çoktan ölmüþ olurum. Arkamdan aðlayaným olur mu? Hiç sanmam. Sevdiklerime çok zarar vermedim ama pek bir iyiliðim de dokunmadý. Hayýrsýzýn biriydim üstelik. Ne bir taþ attým dünyaya, ne bir kurbaða ürküttüm. Yedim, içtim, uyudum. Bir ara ayyaþ oldum. Gençliðimde kadýnlara da düþkündüm. Kendimi zemzemle yýkayýp yuðacak deðilim. Ama tanýdýðýnýz en günahkâr adam da deðilim. Her þeye raðmen annem hayatta olsa o aðlardý. Belki ablam da üzülür. Gerisini sil bir kalem. Þalgamýn seyreði sýkýndan iyidir diyenler bile olacaktýr. Mok yoluna gitmiþ niyazi diyenler de. Bu akþam hiç ölesim yok. Belki bir baþka akþam… Ýçinden gelmeyince de olmuyor. Ýnsan durup dururken de pat diye ölmez ki.
Haziran 2017
Bursa -Seyfullah



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn deneysel kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Sokarým Seni Þalvarýma Çýkarýrým Tozpembe
Daldýr Kaþýðý Yahniye, Sorma Etini Bahri"ye - 2 (Son)
Gelincikler Aðlar mý?
Yaðmur, Kar, Deðermen Çöreði ve Orçun Abi
Selver
Raký Þiþesinden Ejderha Olduk –ýý -
Daldýr Kaþýðý Yahniye, Sorma Etini Bahri"ye - 1
Gökçeada 3
Öyküler Sokaklara Yaðar
Deli Sülo

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Tabanca
Saman Altýndan Aþk Yürürse
Raký Þiþesine Ejderha Olduk
Gökçeada 3
Ben Ýþin Kitabýný Yazmýþtým
Nataþa, Mavra ve Raký
Güvercinli Yazý - 1
Çaki, Çakmak, Býcak, Tarak
Emekleye Emekleye Emekli
Acemi Çapkýn

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Baþka Türlü Bir Þey [Deneme]
Canan [Deneme]
Aþký Anlatmak Haksýzlýktýr [Deneme]
Zaman Sen Yalansýn [Deneme]
Nisan"ýn Þuçu [Deneme]
Bahar, Badem, Çocuk [Deneme]
Sonbaharý Hüznün Rekleri Boyar [Deneme]
Mevsim Türlüsü 2 [Deneme]
Bir Fýrtýna Tuttu Bizi [Deneme]
Delikanlýyý Bozan Yazýlar [Deneme]


Seyfullah ÇALIÞKAN kimdir?

Ben yazar falan deðilim. Yazma eðilimli biriyim. Durumum henüz tedavi gerektirecek kadar kronik hale gelmedi. .

Etkilendiði Yazarlar:
Bilmiyorum,


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Seyfullah ÇALIÞKAN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.