Gene gel gel gel. / Ne olursan ol. / ... / Umutsuzluk kapısı değil bu kapı. / Nasılsan öyle gel. -Mevlânâ |
|
||||||||||
|
Murat; tip okulundan tanidigim cok iyi bir arkadasimdir. Kendisi devam edemeyip bolum degistirmis, ben ise basariyla mezun olmustum. O kendi yolunu eczacilik alaninda cizip hastalara sifa olurken, ben ise yuzlerce hayati kurtaran kalp ve damar cerrahisi olmustum. Sarkilarla, turkulerle biraz da eski gunleri yad ederek bir 35'ligi bitirmis, evlerimize gitmek uzere meyhaneden cikmistik. Murat'in - cok afedersiniz - kulusturu calismamis, ben de kendisini kendi aracimla evine birakacagimi soylemistim. Yola koyuldugumuzda Murat "Abi iyisin degil mi?" demisti. "Uc duble rakiyla bir sey olmaz Murat" demistim ve koyulmustuk yola. Trafikteyken bazi araclar gereksizce hiz yapip bizi solluyor, bazilari selektor yapip sag seride cekilmemizi istiyor, bazilari da sanki biz yavas gidiyormusuz gibi dibimize kadar geliyor ondan sonra bizi geciyordu. Alkollu olmama ragmen tum bunlari dikkate almiyor, sakinligimi koruyup kendi seridimden yani orta seritten gitmeye calisiyordum... Derken dedikleri gibi bir anda nereden geldigini anlamadigim bir araba hic fren yapmadan onume cikmis ve ben bir an daldigim icin arabaya direksiyonu kirip yandan carpmistim. Carpma aninda zaman yavaslamisti. Murat "Abi!" diyor, arabanin havaya ucmasindan dolayi icimde bir bosluk olusuyor, ellerimle gogsumu kapamaya calisiyor, direksiyonu kirmamla takla sesleri arka arkaya geliyor ve buz gibi cam parcalanip kiriklarini tum vucuduma igne gibi gonderiyordu. Tam emin degilim ama yedi - sekiz takla attiktan sonra arac durunca "Iyi misin Murat?" dedim. "Bir seyim yok, abi" dedi ve arabanin sunroof'undan cikip carpistigimiz aracin yanina dogru gittik. O aractaki uc kisilik aileyi istemeyerek oldurmustum. "Murat, ben ne yaptim?" diye sorarken, "Abi senin sucun yok, seni ben cagirdim icmeye, suc benim" diye agliyordu Murat. Yarim saat icinde polis gelmis, kazayi hangimizin yaptigini sormus, Murat kendisinin yaptigini soyleyerek beni korumustu. Ifadeler verilmis, sabah olmus ve ben yarin ki anjiyo ameliyatimi basariyla gerceklestirmis ve bir babanin damarlarindaki tikanikliklari acip ailesiyle biraz daha uzun sure yasamasi icin yardimci olmustum. Bir hayat daha kurtarmistim ama Murat cezaevindeydi, ben iste bunu yediremeyip itiraf etmeliydim...Hazirdim. Isten cikip dogru karakola gidecektim. Bir an kulaklarimda arka arkaya vurulan davul gibi bir ses duymus ve uyanmistim. Anlasilan o ki ilginc bir ruya gormustum. Kendime geldigimde ise bilgisayari acip her zaman ilk is olarak yaptigim gibi halkin Sozcu'su olduguna inandigim haber sitesine bakmaya baslamistim. Bir haber dikkatimi cekmisti. Emrah Serbes twitterdan bir paylasim yapmis ve ruyamdaki benzer kazayi kendisinin istemeyerek yaptigini soylemisti. Insanlar Emrah' a inanmamis, uyusturucunun veya alkolun etkisinde yaptigini ve bu yuzden olene kadar cezaevinde yatmasini soylemis, kin uzerine kin kusmustu. Emrah Serbes ki bu ulkenin en iyi yazarlarindan ve dusunce adamlarindan biri. Herkes "ya sen mi kurtaracan bu memleketi?" derken Emrah dusuncesini ve tarafini cesurca her yerde soylemis, istemeyerek bir anlik dalginlikla kaza yapip carptigi aractakilerin hayatina son vermisti. Bu Emrah degil, sen ya da ben de olabilirdik. Bir doktor, bir avukat, bir itfaiyeci veya bir polis. Bir an onumuze biri cikabilir ve carpabilirdik. Hapislere onu veya istemeyerek kaza yapan insanlari atmak cozum muydu? Siir, yazi veya dusunce yuzunden hapse atilanlarin cok iyi anlamasi lazim bu gibi durumlari. Bu yuzden ki sosyal ve adaletli bir devlette isek bu sekilde istemeyerek hata yapan insanlari zorunlu islerde belli bir sure hic ucret vermeden calistirmak gerekmeli diye dusunuyorum. Boylelikle bu kisiler hem devlete katkida bulunulur, hem de basarili insanlarin hayati bir hatayla son bulmamis olur. Cunku eger amacimiz Adalet degil de hata yapan insanlarin sorgulanmasini, illa aci cekmesini istemekse; kurallara uymayip gucu illegal ve korku yollariyla ele gecirenlerden baslamamiz gerek... Dusuncem olur ya da olmaz, Emrah Serbes ve benzeri gibi ozgur, istedigi gibi yasayan insanlar kotu diye adlandiriliyor; medyada karizmatik, lider ve inancli pozu verenler iyi diye adlandiriliyorsa unutmamali, iyiler kotulerden daha sabikali!
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Alp Şahin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |