En güzel özgürlük düþü, hapishanede görülür. -Schiller |
|
||||||||||
|
Bileklerimi kessem sonbahar akar. Sokaklar aðlar, ýhlamurlar aðlar, sen aðlarsýn. Sesin aðaçlara asýlý kalýr. Biraz zaman geçer… Yeþiline sarý karýþýr, sarýsýna kavuniçi, turuncusuna kan kýrmýzý sarmaþýklarýn þarkýsý. Selvilere aldýran kim, ardýçlara ve zeytinlere… Ne yeþili yeþile benzer, ne mavisi mavi… Alaca belece bir soluk kül rengi iþte. Hep donuk, hep soðuk ve sessiz... Þarkýlar Hazaný hep hüzünle söyler. Hadi gel de oturup aðlama. Oysa gerçek baþka... Ayva sarý, nar kýrmýzý, zeytinlerin moru buðulu… Biliyorum. Ne senin gelmeye gönlün var. Ne benim gitmeye… Bizimkisi eski hamam eski tas. Sen beni sevmiþ olsaydýn diye baþlayan cümleler kurma lütfen. Elimde olsa zaten seni sevmezdim. Ýlk kýraðýyý aklýmda tutuyorum. Ýlk yaðmur ekimin ortasýnda gelmiþti. Ýncirler hala yeþildi, hurmalar azýcýk sarý… O sabah þemsiyemin altýndan sana baktým. Sonbaharla aþkýn ne alakasý var?, dedin. Aklýmda söylemeye hazýr bir söz bulamadým. Sustum ve yürüdüm. Parktaki havuzda güvercinler yýkanýyordu. Suyun yüzü biraz sonbahar, biraz bulut, biraz mavi… Güvercinlerin kýrmýzý ayaklarý týpýr týpýr... Üþümez onlar desene bana. Hadi söyle… Sen aðlýyor musun yoksa? Neden ama? Bana mý kýzdýn? Ama ben hiç bir þey söylemedim. Gözüne bir þey mi kaçtý. Hadi ama, yapma þimdi. Bu yalana çocuklar bile kanmaz. Bilmediðim bir þey olmuþ. Farkýnda olmadan bir þey söylemiþimdir belki. Aðla aðla açýlýrsýn diyesim var. Çünkü sen her aðladýðýnda ben çaresiz kalýrým. Kendimi beceriksiz hissederim. Dilim tutulur. Doðru sözcükleri bir türlü aklýma gelmez. Þu banka oturalým. Parkýn karþýsýndakine. Sen için yýkanýncaya kadar aðla. Ben de yanýnda korkuluk gibi oturayým. Boþ gözlerle gelene geçene bakýp iç çekerek… Artýk zamaný gelmiþtir. Bir mektup yazmalýyým sana. Ne zamandýr aklýmda. Ýlla hemen yazmalýyým çünkü ertelersem öylece kalýr. Beyaz kâðýda, zarflý marflý. Yazýp telefonuna gönderdiðim cümleler eninde sonunda uçup gidiyorlar. Ya hafýza kartýn kayboluyor veya telefonun bozulunca tamircide siliniyor. En iyisi gerçek bir mektup yazayým sana. Beyaz kâðýdýn kenarýna kedi merdiveni çizeyim. Üzerinde sarý yapraklar… Okla yaralanmýþ kalbim… Ve gagasýnda zarf taþýyan bir güvercin... Ýçinde karalanmýþ birkaç cümlem olsun. Sað üst köþeye tarih atayým. Ayný okulda öðrendiðimiz gibi. Ortada sana hitaben iki kelime. “Sevgili … Sana daha önce hiç yazmadým. Bu mektubun ardýndan bir daha yazacak mýyým? Henüz bunu da bilmiyorum. Bir zarfý açýp içinden fatura veya banka dekontu çýkmamasý seni þaþýrtacaktýr. Ne güzel. Bu zamanlar kýrmýzý, turuncu ve sarý yapraklar incecik bir derenin kývrýmýnda birikir. Ben iþte tam da böyle bir durulmanýn eþiðindeyim þimdi. Sen ise hala akýp gitmelerin telaþýnda… Akýp gitsek ne olacak? Varacaðýmýz göller çoktan tükendi, denizler kurudu. Benimle gel, o kuytuda kalalým. Suyun usul usul okþadýðý o kuytuda. Yaþlý bir aðacýn kökleri yaný baþýmýzdan suya uzansýn. Üzerinde son birkaç yapraðý soluklandýðý dallarýn gölgesi suya düþsün. Sonbahar olmanýn tam zamanýdýr þimdi. Gel etme, eyleme… Belediye hercai menekþeleri dikmiþ kavþaklara. Bordo, mor, mavi ve bolca sarý… Atkestaneleri dökülmüþ kaldýrýmlara. Kabuk, yaprak, kestane birbirine karýþýp yollara taþmýþlar. Arabalarý geçiyor üstünden. Saða sola fýrlayanlar olsa bile kimse kaçamýyor ki sonundan. Yakýnda meþe yapraklarýnýn arasýndan yükselip çiðdemler çiçek açar. Eli kulaðýndadýr. Bir yaðmura bakar. Kaç yýl geçti üstünden bilmiyorum. Güneþin kavurmadan ýsýttýðý bir öðleden sonra senle çay içmiþtik Tophane de. Akasyalar kaldýrýmlarý sarýya boyuyordu. Çöpçüler gelinceye kadar da öylece kalýyordu. Taþ duvarlara týrmanan sarmaþýklar tüy gibi uzayan püsküller çýkarmýþtý. Yapraksýz gövdeleri bir o yana, bir bu yana kývrým kývrým… Ben bu gün kederlerimi toplayacaðým. Hüzünlerimi katlayýp dolaba, yazlýklarýmýn yanýna kaldýracaðým. Sen gözlerinde öfkeli bir ayrýlýk biriktiriyorsun. Aklýnda canýmý çok acýtacak sözcükler sýralýyorsun. Söyleyeceðim hiçbir þey bunu deðiþtiremez. Ne yalvaracak halim var? Ne de Hadi gel yeniden baþlayalým diyecek gücüm… Ne olursun sus. Sen konuþtukça üþüyorum ben. Baksana zaman kanýyor þimdi. Sonbahar ýlýk bir yaðmurla aðlýyor. Aðaçlardan sokaklara kýrmýzý, sarý, turuncu ve soluk yeþil bir sonbahar yaðýyor. Ne olursun sus. Bilenmiþ, eski bir býçak kýnýndan uyanýyor. Bu öfke dolu bakýþlar senin mi? Bu derine kaçmýþ gözler… Karþýmda gördüðüm bu kadýný tanýmýyorum ben. Daha önce hiç görmedim. Sonbahar son nefes deðildir. Birkaç ses daha kalýndan gir hüzün. Ritmi de biraz yavaþlat. Sonbahar gibi bir sesi var gözlerinin. Kýrmýzý kiraz yapraklarý gibi gülersin istesen. Ýçinden gelmediðini biliyorum. Birlikte güldüðümüz mevsimleri anýmsarsan belki bir yardýmý olur. Yazýn tam ortasýnda deli bir yýldýz yaðmuru altýnda o küçük kumsalda yatmýþtýk seninle. Taze badem kýrmýþtýk. Yol kenarýndaki bahçeden çalmýþtýr. Taþ duvara týrmanýrken neredeyse düþecektin. Bizim de telefonlarýmýzda güzel zamanlarýn fotoðraflarý var. Ayrýlmak kolay bence... Dönmek çok zor... Anýlar kýrgýnlýkla kapanan kapýlarý kör eder. Kilitler paslanýr, menteþeler birbirine saplanýr. Açamazsýn…
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Seyfullah ÇALIÞKAN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |