Bu hafifçe kenara itilecek bir roman değil. Daha büyük bir şiddetle uzağa fırlatılmalıdır. -Dorothy Parker |
|
||||||||||
|
Mesela banka, sen ''kardeşim valla toparlayınca ödeyeceğim'' dediğinde sana kredi vermiyor. Firmalar ''ya söz sadece ama sadece sizde çalışacağım'' dediğinde seni işe almıyor. Sevdiğin kadın ''Allah belamı versin, sen hayatımdaki tek kadınsın'' dediğinde tam anlamıyla senin olmuyor... Sırasıyla hepsine imza, imza ve de imza atman gerekiyor. Bu imza atmalarının da tek bir nedeni var. O da doğamız... Arnavut kökenli Türk şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un da dediği gibi ''Yırtarım dağları, enginlere sığmam taşarım''. Biz, doğamız gereği bir şeylere hayatımız boyunca körü körüne sonsuza dek sadık kalamayız. Bu ilmen, belki biraz da dinen imkansız ya da imkansıza yakın. Bu yüzden bize karşı sadakatin sağlanması için anlaşmaya uyulmasını istiyoruz. Sanıyoruz ki imzalar atılınca, sözler verilince o şey, kişi ya da değer artık bizim... Bu külliyen yalan. Tarih boyunca bu ihanetleri görmedik mi? Sen ki İtalya. İttifak devletlerinin yanındaydın. Ne oldu da itilaf devletlerinin yanına geçtin? Milliyetçi geçinenleri görmedik mi? Ne oldu da güce boyun eğer oldular? Atatürkçü geçinenleri görmedik mi? Ne oldu da eleştirdikleri şeylere el pençe divan durur hale geldiler? Müslüman geçinenleri görmedik mi? Ne oldu da her türlü gaddarlığa karşı sessizce susar oldular? Onca evlileri görmedik mi? Ne oldu da bir anda boşanmaya karar verdiler? Ortam müsaitken söz vermek, and içmek, imza atmak, yemin etmek kolaydır. Önemli olan zor şartları yaşamakta, ya da yaşatmakta... Hayatta binbir tane problem, kaos, değişkenlik, değişim, hata, zaman, yıpranma payı, yorgunluk ve benzeri unsurlardan kaynaklı oluşabilecek neden ve de sonuçlar var. Bu sonuçlardan dolayı da insanların vermiş olduğu kararlardan dönmelerine hak ve neden var. Bu sadakat ya da ihanet değil, istekle ya da mantıkla verilen karardır. Bu yüzden imzayı attım, ya da attırdım, oh bana bir şey olmaz denmemeli. Her an başkaldırabilirsin. Kaldırabilirler. Bir insanı, yemini ve de sadakati üç durumda tanırsınız. Ya elindeki tüm güç ve konfor alanını alırsınız; tepkilerini izlersiniz. Ya eline sonsuz güç ve yetki verirsiniz. Ya da sadece onun kararlarına güvenir, onun karakterine ya da sözüne güvenirsiniz. Sadakat; asla sevgiyle, aşkla, parayla, düşünceyle, iyilikle ya da imzayla satın alınamaz. Bunlarla sadece belli bir müddet kiralanabilir. En kötü zamanlarında, en güçlü olduğu anlarda ve de tamamen kendi kalabilen bireylerdeki sadakate ise sonuna kadar güvenebilirsiniz.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Alp Şahin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |