İnsanın en iyi tarafı ürperebilmesidir. -Andre Gide |
|
||||||||||
|
Bulaş denilirken sanırım kastedilen 'bulaşma' anlamı... Peki neden bulaşma denilmiyor da bulaş deniliyor? Belki dilin iktisat kuralı burada etkili olabilir ama dilin mantığına uymayan bir kullanım gibi geliyor ilk başta kulağımıza. Daha sonra savmak'tan savaş örneğini hatırlayınca neden olmasın diyorum! Sonrasında ise savaş kelimesinde farklı bir durum olduğunu fark ediyorum. Aslında buradaki ek, fiilden isim yapım eki olan +ış eki... Yani savmak'tan savış... Zamanla kelime savaşa dönüşmüş muhtemelen. Bulaşma gibi yaygın ve doğru bir kullanım varken neden ve nasıl böyle bir kelime türedi anlamak kolay değil. Bulaşı, bulaşım gibi kurallara uygun kelimeler de türetilebilirdi pekala. Benim korkum, mastar ve isim-fiil (fiilden isim yapım) eki olan bu -ma ekinin ve diğer fiilden isim yapım eklerinin düşürülmesi ile oluşacak örneklerin modellenip benzer kelimelere uyarlanması... Örneğin uzlaşma yerine uzlaş, anlaşma yerine anlaş, hatta danışma yerine danış, ulaşım yerine ulaş da denilebilecektir yakında. Burada görülen gerçekte, fiil yapan ekin isim yapan ek olarak kabul edilmesi... Bula- fiili -ş ekiyle yeniden fiil yapılıyor aslında ama burada bulaş- isim olarak kabul ediliyor. Bulaş- kelimesinin fiil olup olmadığını anlamak kolay. En basitinden, bulaş- kelimesine -mak mastar ekini ekleyebilmemizden bunu anlıyoruz. O hâlde bulaş-, gerçekte fiil olmalı. Bazı batı dillerinde kimi kelimelerin hem isim hem fiil olarak kullanılabildiğini biliyoruz. Answer, correct, dress, end gibi İngilizce kelimeleri buna örnek verebiliriz. Muhtemelen İngilizce'yi çok iyi bilen bir hocamız, akademik bir çalışmasında bu kelimeyi ilk kez kullandı ve dildeki bulaş- sapması böylece ortaya çıkıp her yere bulaşmaya başladı! Belki de hem fiil hem isim olabilen spread- (yayılma) benzeri bir fiilin etkisidir bu. Dilin sürekli değişen bir canlı! olduğunu biliyoruz elbette ama acaba radikal bir değişimin ufukta beliren öncü işaretleri mi bu gördüklerimiz? Bekleyelim görelim bakalım mı diyeceğiz yoksa gereken önlemleri bir an önce alıp bu gibi dil sapmalarını bir an önce dilimizden uzaklaştıracak mıyız?
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Oğuz Düzgün, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |