Gerçek bir sevgide diðer insanýn iyiliðini istersin. Romantik sevgide diðer insaný istersin. -Margaret Anderson |
|
||||||||||
|
Ben de aynýný kullanacaðým. Ben ilkokula baþladýðýmda ilk kez Ýstiklal Marþý’yla tanýþtým. Herkes kýpýrdamadan duruyordu. Sanki ufukta bir zaferi görüyormuþçasýna baþlar dik ve maðrur, gözler sevinçli ve çakmak çakmak... Büyük bir iþi baþarmanýn huzur ve sevincini yaþýyorduk bütün okulca. Aradan yýllar geçti. Ortaokula geçtik. Yanýlmýyorsam bu yýllarda okuduðum bir kitapta Mustafa Kemal'e “Ýstiklal Marþý'nýn en beðendiðiniz dizeleri hangileri?” diye soruluyor. Mustafa Kemal de, "Hakkýdýr, hür yaþamýþ bayraðýmýn hürriyet / Hakkýdýr, hakka tapan milletimin istiklal"diyor. O gün bugündür benim de Ýstiklal Marþý’nýn en sevdiðim dizeleri oldu bu dizeler. Akif bir özgürlük abidesi... Bir haksýzlýk ve adaletsizlik düþmaný... Bana hep çok hayran olduðum iki sahabeyi anýmsatýyor. Bunlar Abdullah Bin Mesut ve Yasir Bin Ammar. Her kim olursa olsun laflarýný esirgememiþ ve sivri bir dille, adeta tehdit edercesine eleþtirmiþlerdir. Akif de ayný; dönemin padiþahý Sultan Abdülhamit’i yaptýðý yanlýþlardan dolayý oldukça sert bir dille eleþtirmiþ, bu tutumu yüzünden hem yaþadýðý dönemde, hem de ölümünden sonra, dindar, ama dinden haberi olmayan yaratýklar tarafýndan adeta düþman ilan edilmiþtir. Akif bu ülke kurulurken gerek yazdýklarý, gerek yaptýklarýyla hep bir düþünce lideri olmuþtur. O dönemde Mustafa Kemal’den sonraki en önemli isim olduðunu söyleyebilirim. Benim için ayný dönemin muteber bir Ýsmi de Sütçü Ýmam'dýr. Bir takým alçak ve namussuzlar "Ankara'yý kendinize dost edinmeyin. Ýngiliz ve Yunanlar Ankara'dan bize daha çok dosttur" diye vaazlarýnda ve hutbelerinde söylerken, Sütçü Ýmam; "Mustafa Kemal Paþanýn imanýna ben kefilim. Ona kafir diyeni bana da kafir demiþ sayarým", mealinde bir cümle kullanýyor. Akif'le Mýsýr dönüþü yapýlan röportajda, "Eðer Müslümanlýk varsa, o da bizim ülkemizde var. Allah benim ömrümden alýp, Mustafa Kemal Paþa'ya versin. Bugün dinimizi yaþýyorsak onun sayesinde" diyor. Benim aklýma hep, Akif kimleri yerdi, kimlerden rahatsýz oldu? Sorularý gelmiþtir. Sanýrým herkeste ayný merak az ya da çok var. Bu sorulara Akif’le birlikte yanýt arayalým. “Eli bayraklý alaylar yürüyor dört köþeli; En aðýr baþlýsýnýn bir zili eksik belli, Ötüyor her taþýn üstünde birer dilli düdük, Dinliyor etrafýný kaplamýþ yüzlerce hödük, Kim ne söylerse, hemen el vurup alkýþlanacak” Sanýrým geniþ bir açýklamaya gerek yok. Kuva-yý Milliye ve Ankara hükümeti karþýtlarýnýn çevredeki çýðýrtkanlýðý üzerine söylediði þiirden bir bölüm. His yok, hareket yok, acý yok… Leþ mi kesildin? Hayret veriyorsun bana… Sen böyle deðildin. Kurtulmaya azmin neye bilmem ki süreksiz? Kendin mi senin, yoksa ümidin mi yüreksiz? Âtiyi karanlýk görüvermekle apýþtýn? Esbabý elinden atarak ye’se yapýþtýn.. Karþýnda ziyâ yoksa, saðýndan, ya solundan Tek bir ýþýk olsun buluver… Kalma yolundan. Âlemde ziyâ kalmazsa, halk etmelisin, halk! Ey elleri böðründe yatan, þaþkýn adam, kalk! Herkes gibi dünyâda henüz hakk-i hayatýn Varken, hani herkes gibi azminde sebâtýn? Ye’s öyle bataktýr ki, düþersen boðulursun. Ümide sarýl sýmsýký, seyret ne olursun! Azmiyle, ümidiyle yaþar hep yaþayanlar, Me’yus olanýn rûhu vicdânýný baðlar. Görülüyor ki, Akif ne sultandan, ne halifeden, ne de sokaktaki herhangi birinden hak ve adalete zarar veriyorsa, lafýný esirgemeyen biri olarak karþýmýza çýkmakta. Yýkýldýn, gittin amma ey mülevves devrî istibdat, Býraktýn milletin kalbinde çýkmaz bir mülevves yad’ Diyor ecdadýmýz makberlerinden: “Ey sefil ahfad” Huruþ (gürültü) etmezdi mezbuhane, kimseden feryad? Bütün ümidi istikbali artýk müstahil ettin; Rezil olduk… Sen kâbusu huni), sen rezil ettin! Hamiyet gamzeden bir pak alýn her kimde gördünse, “Bu bir cani” dedin sürdün, ya mahkûm eyledin habse Müvekkel eyleyip casusu her vicdana, her isse, Düþürdün milletin en kahraman evladýný ye’se… Ne melunsun ki, rahmetler okuttun ruhi iblise! Bütün varlýðýný dürüstlük üzerine kurmuþ olan Mehmet Akif en küçük bir yanlýþlýðý bile hazmedemeyen bir mizaç ve bir karaktere sahiptir. Güneþ nasýl bütün kirleri ve çöp yýðýnlarýný her ortamda açýða çýkarýyorsa, Akif de ayný þekilde, sosyal bozukluklarý ve ahlaksýzlýklarý ortaya çýkarmakta. “Lafzý muhkem yalýnýz anlaþýlan Kur’an’ýn Çünkü kaydýnda deðil hiçbirimiz mananýn Ya açar nazmý cehlin bakarýz yapraðýna Yahut üfler geçeriz bir ölünün topraðýna Ýnmemiþtir hele Kur’an bunu hakkýyla bilin.” Kur’an-ý Kerim’in anlamýný deðil, Arap dilini kutsal sayanlar için mükemmel bir eleþtiri. Daha önce ben de ayný konuya binaen Diyanet’e “Güzel Kur’an okuma yarýþmasý düzenleyeceðinize, kur’an-ý Kerim’i güzel yaþama yarýþmasý düzenleyin” diye yazmýþtým. Akif’le dünya görüþümüz birebir ayný. “Sofuluk satýyorsun, elinde boy boy teþbih Çevrende dalkavuklar; tapýnýr gibi, la teþbih! Sarýk, cübbe ve þalvar; hepsi istismâr, riyâ Þekil yönünden sanki; Ömer’in devri güyâ! Herkes namaz oruçta; hepsi sözünü dinler Zikir Kur’an sesinden yerler v gökler inler! Ha bu din, imân, takvâ; inan ki hepsi yalan Sen onlarý kendine taptýrýrsýn vesselam! Derdin dâvân sâdece hep nefsi saltanâtýn Þimdilik putu sensin tapýlan menfaatýn! Hey kukla kafalý adam dinle sözümü tut Bunlarýn dilinde hak, ama kalbi dolu put!” Bu beyitlerin üzerine ne söylenebilir ki, her dönemde, herkes hem kendine bir pay çýkarmalý, hem de pay çýkaranlar dalkavuklarý çevrelerinden çýkarmalýlar. Büyük Ýskender babasý döneminden yanýnda bulunan baþ veziri iki yýlýn sonunda huzuruna çaðýrýp kendisini azlettiðini söylemiþ. Vezir de doðal olarak bu azlin gerekçesini sormuþ. Büyük Ýskender “Ýki yýldýr baþ vezirimsin ve bir kere bile yanlýþýmdan dolayý beni uyarmadýn. Bir insan iki yýlda hiç mi hata yapmaz? Beni uyarmamanýn iki nedeni olabilir: Birincisi, sen bilgisiz, ileri görüþe sahip olmayan birisin ve bulunduðun makamý hak etmiyorsun. Ýkincisi daha kötü, benim yanlýþlarýmý görüp, söylemiyor ve örtbas ediyorsun ki, bu durumda sen hainsin ve öldürülmen gerekir. Hulasa her iki durumda da bu göreve layýk deðilsin” deyip, veziri azlediyor Akif’in iki büyük mirasý var bu millete, biri dürüstlük, diðeri Safahat... Eðer bunlarý özümseyip kendi hayatýmýza uygularsak, Akif'i anmýþ oluruz. Bu miraslara sahip çýkmazsak, Akif’e ve kendimize karþý, þimdiki Müslüman geçinenlerin yaptýklarý gibi sahtekârlýk yapmýþ oluruz. Ýþte o zaman korkarým ki, Tanrý’yý ve Akif’i gücendirmiþ oluruz. Akif’i hiç unutmayacaðým. Bu milletin de Bilge Kaðanýn dediði doðrultuda titreyip kendine döneceðini ve Akif’in mirasýný yeniden deðerlendirmeye alýp, kendi davranýþlarýný sorgulayacaklarýný düþünüyor ve temenni ediyorum. Akif’in kabri nur, mekânýn cennet olsun. 20 Aralýk 20 Gölcük
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Osman AKTAÞ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |