Dur bir gelmiþler mi diye arkamý dönüp bakýyorum…. Onca yüz arasýndan önce annemi, sonra yanýnda babamý görüyorum… Yaramaz bir çocuk edasýyla hemen yukarý bakýp kaþlarýmý kaldýrýyorum. Ardýndan onlara bakýp 'merak etmeyin' mesajý verip gülümsüyorum... Ýkisi de hafifçe gülümseyerek ‘ ah be oðlum’ dermiþçesine baþlarýný yana yatýrýyor… Ýçten içe karþýlýklý üzülüyor ama birbirimize bir þey diyemiyoruz.

Baþtan anlatmak daha doðru olacak sanýrým… Ölümcül olduðu iddia edilen bir hastalýðýn ortaya çýktýðý söylenmiþti. Uzakdoðu’da insanlar caddelerde, yollarda, kafelerde ansýzýn bayýlýyor; Dünya’ya ölümcül bir virüs var, dikkatli olun, bu virüs bir metreden bile bulaþýyor deniyordu… Tüm Dünya’daki insanlar duyduklarý ve gördüklerinden dolayý sýradaki belki de benim diye panik oluyordu.

Nasýl ve ne hikmetse hem Avrupa’ya hem de Asya’ya merkez ülkelerden biri olan Ýtalya; bu hastalýðý Uzakdoðu ülkesinden sonra en aðýr yaþayan ülke oluyordu… Bu ülkedeki insanlar, sanýrým bende de o belirtilen ölümcül hastalýk var diye hastanelere korkuyla koþuyor, beraberinde hastanelerde hastalýðýn olduðu teþhisi konuluyor, hem entübe edilmelerine hem de tüm çabalara raðmen ölüyorlardý… Öyle ya… Hastalýk aþýrý ölümcüldü… Hastanelerde binlerce ölen de kanýttý.

Adým adým bu ölümcül virüs, tüm Dünya’ya sýçramýþtý… Mesela bazý ülkeler hemen hemen ayný anda benzer kararlarý bilim adý altýnda bilim adamlarýnýn açýklamalarý doðrultusunda alýyordu… Birleþik Krallýk baþbakaný ise ‘’Saçmalamayýn! Hiçbir salgýn, iddia ettiðiniz þekilde bitmez’’ diyor, bu açýklamasýndan 2-3 gün sonra ansýzýn o da bu salgýna yakalanýyor ve haliyle o da ‘’bilim’’ adý altýnda diðer ülkelerde olduðu gibi karar almak durumunda kalýyordu.

Binlerce insan vefat ederken, çok þükür ki hiçbir haber spikerine hiçbir þey olmuyordu… Yine de, ne kadar objektif olduklarýný iddia etseler de ‘’bilimsel’’ uyarýlara uymayan sýradan insanlarý ise aþaðýlýyorlardý.

O bilimsel uyarýlar, o kadar bilimsel ve mantýklýydý ki; bazý yaþtaki kesim bazý saatlerde dýþarý çýkabilirken, bazý kesim ise dýþarý çýkamýyor, üstüne dýþarý çýktýklarý tespit edildiðinde ceza kesiliyordu.

Alkol desen hafta sonu raflarda olmasý tembihleniyor, böylelikle virüsün daha da artmasý önlenirken, hafta içi herkes gibi çalýþmasý gerektiðinden olsa gerek, pekala serbest býrakýlabiliyordu.

Namazlar pcr sýz ve mesafeli kýlýnabilirken; metro ve metrobüsler pcrsýz ve mesafesiz olabiliyordu… Kültürel aktiviteler ise illa ya yeterli görünen dozlar ya da pcr ile oluyordu…

Hemen hemen herkes Nazi Almanya'sýndaki gibi fiþlenirken, fiþlenmeleri bilim adý altýnda olaðan sayýlýrken; fiþlendikten iki üç gün sonra ya sokaktaki köpekler gibi sersem hissediyor, ya da ansýzýn ölüyordu… Ölmeleri olaðandý. Öyle ya ölseler dahi ölmezlerse hafif atlatýyorlardý… Zihinleri hem ölümü, hem de hafif atlatmayý kabullenmiþti… Böyle bir þeyin olamayacaðýný, olsa dahi doðal antikorlarla atlatýlabileceðini kabul etmiyor, duyduklarý yüzünden de edemiyordu.

Ben… Benzerlerim… Yansýmalarým ise zorbalýða, faþizme ve de firavunculuða karþý kafa tutmaya çalýþan, tüm savaþmalarýna raðmen kurtarýcý olmasý istenmeyen, haklý olsa dahi 'o da kim ki' denilip, takip dahi edilmeyip, yalnýz býrakýlan Musa’lar gibi yok oluyor, gün sonunda ise yok ediliyorduk… Zaman biraz daha geçti… Bir kat daha arttý zorbalýklarý… Ýki kat daha arttý yaptýklarý… Üç kat daha arttý bilim adý altýnda yaptýklarý insan ihlalleri…

Baþa dönecek olursak… Öyle bir hikaye bu… Ýhlallere, ihtilallerle cevap verilince suçlu olduðun türden… Kurallarý bu… Þimdi mesela bu sandalyedeyim… Ben bana yapýlanlar karþýsýnda sessiz kalmadýðým ve cevap verdiðim için suçluyum… Onlar ise bilim adý altýnda yapmalarý gerekenleri yaptýklarý için haklý, imzalattýklarý kaðýtlar sayesinde de masum olduklarýný söylüyorlar… Aileme son kez bakýyorum… Baþýmý tekrar çeviriyorum... Bakalým... Þimdi ne diyecekler?