En tatlý sevinçler, en hiddetli kederler sevgidedir. -Pearl Bailey |
|
||||||||||
|
Camiye girdiðimde kürsüde hoca efendi vaaz veriyordu. Anladýðým kadarýyla vaazýn konusu ana ve babaya itaatti. Günlerden Cuma olduðundan camii hýnca hýnç dolmuþtu. En arkada da hanýmlara ayrýlan yeride hanýmlar doldurmuþtu. Namazdan çýktýðýmýzda dýþarýda ahmak ýslatan dedikleri þekilde yaðmur yaðýyordu. Böyle hafif yaðýþlý havalarda yürümek ten hoþlanýyordum. Camii nin ön kapýsýndan çýkýp,havuzun yanýndan alt geçitten caddenin karþýsýna geçecektim. Caddeye çýktýðýmda yaðmur biraz daha hýzlanmýþtý. Dükkanlarýn önünden ,bu þehri tekrar yaþamak istercesine yavaþ yavaþ yürüyordum Setbaþý köprüsünü geçince hemen saðdaki bizim gençliðimizde “Mahvel” denilen kahvehane,çay bahçesini görünce bahçeden içeri girip bahçede þemsiye altýnda bir masaya oturdum. Biraz sonra gelen garson"Beyim ýslanmayasýn,istersen içeri geçsen?" "Yok þefim.. ýslanmam. Yýllar sonra bu þehrin yaðmurunu soðuðunu trafiðini ve keþmekeþini özlemiþim. Sen bana bir çay verirmisin?" "Hemen beyim!" Çayýmý yudumlarken yan tarafýmda akan Setbaþý deresinin þýrýltýsýný bile özlediðimi hissettim. Ben bu þekilde etrafý seyrederken "Boyayalým mý abi ?" Kafamý çevirdiðimde 10-12 yaþlarýnda bir çocuk derme çatma boya sandýðý, elinde oturmak için tuttuðu boþ yað tenekesiyle çekingen dikiliyordu. "Gel delikanlý... Ýyi oldu bende ayakkabýlarýmý boyatacaktým. Ýyiki geldin." Çocuk sýrtýndaki boya sandýðýný yere koyarken garson geldi "Kaç defa kovuyoruz gene mantar gibi bitiyorlar..." garson lafýný bitirmeden " Þefim ben çaðýrdým.. sakýncasý yoksa..." "yok beyim.. sizce sakýncasý yoksa tamam" çocuk sandýðýný yere koymuþ koltuðunun altýndaki oturaðýyla ayakta korkulu gözlerle bakýyordu. "Hadi delikanlý sen de iþini yap" Çocuk sandýðýn ayak konacak yerine ayakkabýmý yerleþtirdikten sonra ,boyanýn çoraplarýma ve pantolonuma zarar vermemesi için ayakkabý ile çoraplar arasýna iki tarafa da kartondan kestiði parçalarý sýkýþtýrdý. Sandýktan çýkardýðý eldivenleri eline geçirip önce ayakkabýmýn çamurlarýný bir bezle temizledikten sonra boyama iþine geçti. Birden yýllar yýllar öncesindeki anýlarým gözümün önünde canlandý: Dedemin bir oðlu birde kýzý olmuþ. Aralarýnda 13 ay varmýþ. Daha sonra bir kýzý daha olmuþ ama kalbi delik doðan küçük halam 9 ay yaþamýþ. Dedem babamýn okumasý için çok uðraþmýþ ama liseden sonra babam hayata atýlmýþ. Bir devlet dairesinde memurluk yapmaya baþlamýþ. Halamda liseden sonra bir banka müdürüyle evlenip ev hanýmý olmuþ. Halamda eniþtemde dünya tatlýsý insanlardý. Babam evlendikten sonra annem ben doðarken vefat etmiþ. Babamda annemin acýsýna dayanamayýp kalp krizi sonucu ,ben 2 yaþýndayken vefat etmiþ. Ninemde akciðer kanserinden vefat edince Beni dedemle halam büyüttü. Dedemi hem dede hemde baba bilirdim. Eniþtemi ise baba bilirdim. Halam,caným halamda benim annemdi. Annem olsaydý bana ancak onun kadar þefkat ve sevgi verirdi. Halamýn bir kýzý ve bir oðlu oldu. Beni kendi çocuklarýndan hiç ayýrmadýlar. Dedem de ben liseye baþladýktan hemen sonra hakkýn rahmetine kavuþtu. Halamlarda beni yanlarýna aldýlar beraber oturmaya baþladýk. Her ne kadar eniþtem karþý çýktýysa da ben çabamla bulduðum burslarla okumaya devam ettim. Liseyi bitirdikten sonra üniversite imtihanlarýný ilk onda kazandým. Allah razý olsun eniþtem kuzenlerimle birlikte beni de kursa göndermiþti. Üniversitede çok istediðim bölüme, Týp fakültesine girmiþtim. Burslu okuyordum ama eniþtemler her türlü ihtiyaçlarýmý teklifsiz karþýlýyorlardý. Tatillerde ve boþ zamanlarýmda özel hastane veya özel polikinliklerde gece nöbete kalan personelle kalýp,tansiyon ve ateþ ölçüyor,serum baðlýyor harçlýðýmý çýkarýyordum. Fakülteyi ilk üçte bitirdim. Uzmanlýk sýnavýna girip Genel Cerrah adayý olarak fakültede asistan olarak iþe baþladým. Kýsa zamanda hocamýn baþ asistaný oldum. Yanlýz kaldýðým zamanlarda rahmetli dedemin bana anlattýklarý hep kafamýn içinden geçiyordu: Küçük halam yukarýda belirttiðim gibi kalbi delik doðmuþ. Bir ay sonrada 40 derecenin üzerinde ateþlenmiþ. Dedem tanýdýðý çocuk doktoruna götürmüþ. Ateþi düþürmüþler. Doktor,halamýn kalbinde üfürüm olduðunu,böyle hastalarýn en çok 18 yaþýna kadar yaþayabileceðini söylemiþ. Dedem nineme bunu söylememiþ. Halam çok sýk hastalanmaya baþlamýþ. O zamanlar devlet memurlarý, ilaçlarý alýyorlarmýþ daha sonra faturalar karþýlýðý ödeme yapýlýyormuþ. Bir keresinde halamý doktora yetiþtirmek için ninemin teki kaybolmuþ küpesini satýp parasýya halamý arabayla hastaneye yetiþtirmiþ. Ýlaçlarý çok pahalýymýþ. Rahmetli dedem de boþ zamanlarýnda bir sandýk edinerek ayakkabý boyacýlýðý yapmaya baþlamýþ. Bazý arkadaþlarý amirine “Boyacýlýk yapýyor “diye þikayet etmiþ. müdürü çaðýrýnca olayý anlatmýþ. Müdürü,”Seni baþka iþe sokalým boþ zamanlarýnda orada çalýþ” deyince dedem “Müdürüm,kýzýmýn ne zaman hastalanacaðý belli deðil. Çevreden ayrýlmadan oralarda çalýþýyorum. Bir þey olduðunda hemen yetiþiyorum” demiþ.”Müdürüm sizde sýk sýk izin aldýðýmý biliyorsunuz” deyince müdürü “Haklýsýn oðlum. Senin için sakýnca yoksa gerisini bana býrak hadi bak iþine” demiþ. Allah razý olsun müdürü çok iyi bir adammýþ. Dedem istemesede “ Önemli deðil ileride halin vaktin düzelince bakarýz çaresine hele kýzýmýz bir iyileþsin” deyip gerektiðinde sözde borç para veriyormuþ. Rahmetli dedem gece kahvehanelerde boþta olduðu zamanlarda da caddenin köþesinde ayakkabý boyacýlýðý yapmýþ. Onu tanýyanlar halini bildiklerinden dedemi gözetirlermiþ. Bir Aralýk günü halam yine rahatsýzlanmýþ hastaneye götürmüþler ama eve cenazesi gelmiþ. Allah rahmet eylesin nur içinde yatsýn. Amiiin… Rahmetli dedem bir gün bana:” Bak oðlum ne olursan ol,ne yaparsan yap her zaman fakirlere düþkünlere iki elin kanda olsa karþýlýk beklemeden yardým edeceðine dair bana söz ver “ deyince “ Tamam dedeciðim bunu hiç aklýmdan çýkarmayacaðým inan bana.” “Tamam evlat sana inanýyorum ve güveniyorum “dediðinde gözlerinden akan yaþlar bembeyaz sakallarýný ýslatýyordu. Uzmanlýk sýnavýmý baþarýyla verip Genel cerrah olarak göreve baþladým. Bu arada kuzenlerimden biri Makine mühendisi diðeride eczacý oldu. Halama ve eniþteme olan sevgi saygým arttý eksilmedi. Bana ihtiyaçlarý olduðunda iki elim kanda olsa yanlarýndaydým. Eniþtemin bir seferinde baðýrsaðý düðümlenmiþ haberim olur olmaz koþtum. Ameliyatýný ben yaptým. Ayýlýnca bana yeniden hayat verdin deyince,onun ellerine sarýlarak,”Eniþtem bu duruma geldiysem bunda en büyük pay halacýðýmýn ve senindir. Eniþte ben sizin hakkýnýzý ne yapsam ödeyemem.” “Hadi oradan çocuk. Yine baþladýn, ödenecek hiç bir hak yok... hepsi sonuna kadar helaldir hadi oðlum diðer hastalarýna meþgul ol bana fazla torpil yapma”. “Tamam eniþteciðim ben yine buralardayým.” Kuzenlerimin çocuklarýný sünnet etmekte bana nasip oldu. Halam þimdi tutturdu illaki seni gözlerim görürken evlendireceðim diye. Kurtulamadým. Ýþte hem bu þehri gönlümce dolaþayým hemde akþama kýz istemeye gideceðimizden çiçek tir çikolatadýr alayým diye çýkmýþtým. Ayný hastanede göz doktoru olarak çalýþan bir bayan için gideceðiz. Halama ve kuzenlerime doktor hanýmýn sözde haberi olmadan onlarý görüþtürdüm. Halam ve kuzenlerim beðendi. Ben zaten dünden beðendim. Hayýrlýsýyla inþallah.. “Abi bitti !” Ayakkabýlarýmý boyayan çocuðun Abi bitti demesiyle hayal dünyasýndan uyandým. “Aferin delikanlý güzel olmuþ. Okula gidiyormusun?” “ Evet abi boþ zamanlarýmda da bu iþi yapýyorum”. “Dersler nasýl?” “Takdir alýyorum abi .” Baþýný okþayarak “Aferin oðlum okumaktan fayda var oku.” Ayaða kalktý boya sandýðýný omuzuna, oturak olarak kullandýðý boþ tenekeyi de koltuðunun altýna sýkýþtýrmýþ bekliyordu. Cebimden bir yüz lira çýkardým uzattým. “Abi bozuk yok ! .” “Oðlum ben sana üstünü ver diye vermedim. Bunu abinden sana okul için bir yardým olarak kabul et” dedim. Çocuk bahçeden çýktý Setbaþý köprüsünde kalabalýða karýþýp gözden kayboldu. Bende yavaþ yavaþ "Mahvel"den çýkarken yaðmur dinmiþ güneþ bulutlarýn arasýndan yüzünü göstermeye baþlamýþtý. O kadar hafiflemiþtim ki artýk gönül huzuruyla çiçekçi ye ve çikolatacýya gidebilirdim. Kamil ERBÝL
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Kamil Erbil, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |