Uygarlık, gereksiz gereksinimlerin, sonsuz sayıda artmasıdır -Mark Twain |
|
||||||||||
|
Niye? Adam efendi… Toplumunun tamamen padişaha, hana, hakana boyun eğme kafasında olduğunu bildiğinden; ince mesajlarla vakti zamanı geldiğinde seçilmiş kişilerden çare bekleyeceğinize kendinizin ne olduğunuzu hatırlayın, toplum olarak ortalığı inletin diyor. Atam; baktığın zaman aslında bizdeki rönesans ve reform hareketliliğinin başlaması ve Türk toplumu düşüncesinin oluşması için çok ince mesajlar çakmıştır. Fakat biz hala birilerinden bir şeyler bekliyoruz... Daha çok bekleriz... Bu kafa yapısı değişmediği sürece de daha çok ağlarız... Onlar da farklı parti ve maske adında bizleri tatlı tatlı sömürür. Üç dört adım sonrasını ön görebilmeli... Hani o kazandı bu kazandı... Eee peki? Sonrası ne olabilir? Onların kazanmaması için neler yapılabilir? Yapılmıyorsa niye yapılmıyor? O zaman da onlar o kadar muhalif değiller mi? Hani soru ve sorgulama beraberinde düşünceyi getirir. Hani bu yüzden de müslümanız ya... Ticaretine ve yoluna bakan araplar putlara taparken; müslümanlığı tercih edenler putları yıkmaya başlamıştır... Niye? Düşünmüştür... Sorgulamıştır... Beraberinde de aksiyon almıştır... Müslümanlık ve Atatürkçülük aslında adaletsizliğe isyandır... Başkaldırmadır... Adalet için savaştır. Bugün Hz Muhammed'in hayatına bakacak olursanız; hayatı namaz kılmakla, aman alkol almayın günahtır demekle geçmemiştir... Aksine düzenin yanlışını tespit edip, Allah'ın bir peygamberi olarak kendine söyleneni yapıp yanlış düzene başkaldırıp savaşlarla geçmiştir. Aynı şekilde Atatürk'ün hayatına bakacak olursanız; aman biz demokrasiciyiz, takipçisi olacağız dememiştir... Gerekeni gerektiği zamanda yapmış, hainliğin bedelini de İstiklal Mahkemeleri ile ödetmiştir. Bazıları da son dakika ipten dönmüştür falan. Dolayısıyla ne görüyoruz? Aslında İslam ve Atatürkçülük zeka, yanlışa yanlış deme, adaletsizliğe başkaldırma gibi değerleri içeriyor... Bu yüzden benzerler… Hem laik hem müslüman olunur... Hem namaz kılınır, hem de alkol alınır. Fakat ne hikmetse ikisi birbirinden bölünüyor... Niye? Çünkü hem Atatürkçü hem müslüman olursan; diğer sümsümükleri inim inim inletebilirsin de o yüzden... Dolayısıyla şunu sormalı... Kimdir bu iki değerin beraber yürüyemeyeceğini söyleyenler? Bunlar sorgulandığında kimi kimi bazı şeyler değişebilir... Sorgulanıyor mu? Hayır... O zaman tekrar hatırlatmakta fayda var... Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Alp Şahin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |