Her devrim yokolup gidiyor ve peşinden yalnızca yeni bir bürokrasinin artıklarını bırakıyor. -Kafka |
|
||||||||||
|
Bazı değerlerde, bazı artılarınız olmalı ki; o değerler sayesinde kah sevdiğiniz değerleri elde edebilin, kah koy yan cebime dursun şimdilik diyebilin. Buraya kadar hiçbir sıkıntı yok… Niye? Sebep – sonuç belli ve az biraz pazarlamadan zarar gelmez. Dolayısıyla; arzulanan değerlerin olabilmesi için artı yönler güçlendirilebilinir, evet; artı yön ya da yönleriniz beraberinde başka kapılar açabilir, buna da evet. Benim anlamadığım ve anlatamadığım ise her alanda güçlü olunmaması, olunmaya da çalışılmaması… Öyle ya olunmaya çalışılırsa şayet; başkaları bu güç yüzünden kah rahatsız olur, kah yargı dağıtır. Niye? Başkalarının yaratılışı, karakteri, sınavı, Dünya’ya bakışı ve beklentileri başka… Hayatında aşkı, sevgiyi, sadakati yaşayamamış, yaşatamamış, hissedememiş, beraberinde hemen hemen her alanda bir yerlere gelerek, bir şeylerle kendini tatmin etmeye çalışanların Dünya’ya bakışları başka… Dolayısıyla; belli bir zaman sürecinde kendi başınıza kralcılık oynayabilir, vakti zamanı geldiğinde ki her türlü önlemi almanıza rağmen, ne zaman ve nasıl geleceği bilinmez, bu Dünya’dan sevilmeyen hatta mezarı dahi sulanmayan Kral Agamemnon gibi göçersiniz bu bir seçenek… Ya da isyankar ama istedik mi Achilles hepimizi korur deyip; Achilles’e ve kararlarına saygı duyar, ona karşı efendi gibi davranır, beraberinde hak etmeseniz dahi istediğiniz ritüellerle fani Dünya’dan göçer ve mezarınız sulanır bu da bir seçenek. Özetle; maddiyatınız çok iyi olabilir, mevkiiniz de pekala çok iyi yerlerde olabilir, hatta kendinizi toplumun ‘’en’’ dediği yerde de hissedebilirsiniz. Yine de ne aşk, ne sevgi, ne de saygı, kozla satın alınamadığından büyük bir öfke, tehdit ve de pişmanlık içinde olabilirsiniz. Haklısınız da… Zor tabi… Ne demişler… Önce aşk, önce aşk… Sonra edep, sonra edep… En sonunda beyin, ah o beyin… Diye bittiğini gören Agamemnoncular; tüm bunlara rağmen, sen öyle san, o mezar öyle bir sulanır ki diyeceklerdir elbet… Fakat ebu cehil tadında olduklarından hala anlamayacaklardır… O mezar karşılıksız da sulanabilirdi… Şimdi güç ya da kozla sulansa ne fark eder ki?
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2025 | © Alp Şahin, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |