"Bana ev hikayesinden söz açmayın. Artık benim oraya gideceğim yok!" Fuzuli, Leyla ile Mecnun |
|
||||||||||
|
Bunu eleştirmek için söylemiyorum. Aksine saygı da duyuyorum… İnsanlar; kendi hayatlarından öyle bir fedakarlık yapıyorlar ki, konu artık ben ya da biz değiliz; konu evladımız diyebiliyor. Şahsen ben bunu onaylamıyorum. Öyle ya… Konu benim… Konu sevdiğim kadın… Konu biziz… Benim herşeyim… Şahsen ben bizim mutlu olmamızı istiyorum. Bizim kafamıza göre eğlenmesini, gülmesini, risk almasını, yükselmesini, dibe batmasını, gün sonunda fani yaşamı beraberce göğüsleyip bu sınavı helaliyle geçmemizi istiyorum. Bencilce mi? Belki evet… Belki de hayır… Ben şahsen bana verilenlerin daha iyisini evladıma veremeyeceksem o zaman iyi bir baba olamayacağımın farkında olan bir adamım… Bu pekala biraz maddi, biraz eğitim ve biraz karakterim yüzünden… Hani… Ben evladımın kış saatine geçmeyen, bunu kabullenen ve 73 yaşındaki bir asalağın bir şeyleri değiştireceğine inanan bir toplumda; metrobüslerde sürünüp, üç kuruş bir maaşa ya da atanmış zatlara biat etmesini istemiyorum… Özellikle erkek doğup bana çekip, sağa sola isyan edip, ”Oğlum tamam ben de yazdım vakti zamanında senin gibi ama lütfen sil o yazdıklarını” demek de istemiyorum. Kız doğduğunda da sümük ama güvenli biriyle de olmasını istemiyorum. Kendi olabileceği, sorgulayabileceği, güzel bir hayata sahip olmasını istiyorum… Hakkım da baktığın zaman bu… Fakat ben bunu sağlamaya hazır değilim ki… Memleket desen zaten nanay… Haliyle o zaman niye kendimden bir parçaya can verip de bu kadar risk üstleneyim? Benden gelen, benden daha iyi ve rahat olamayacaksa var olmasının amacı ne? Sağa sola ”biz de çocuk yaptık” diyebilmek mi? Ama işte kime diyeceksin ki? Eleman laf atıyor… Kardeşim yok mu sizde çocuk ya diyor… Han’ımdan izin alıp bilimsel şartları da zorlayıp yapacağım kendisine bir tane… Bakar durur artık… Hani… Annelik, babalık toplum bekliyor diye biz yaptık demek değil ki… Nasıl daha iyi şartları sağlayabilirizdir. Daha iyi şartları sağlayanlar, sağlamayı planlayanlar; ne mutlu, ne güzel ebeveynler onlar… Ama ne acı daha kötü şartları sağlayacaklara… Ne oldu? Vardı sende çocuk… Hala işsiz mi diye sorayım mı ben de vakti zamanı geldiğinde? Yapıyorsunuz ama sonrası? Yazık… Hep israf.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Alp Şahin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |