..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Aşkın aldı benden beni. -Yunus Emre
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Toplum > Aysel AKSÜMER




9 Kasım 2022
Özgürlüğün İçten Ölçüsü  
Aysel AKSÜMER
Özgürlüğün iç ölçüsü


:GCA:
Özgürlük herhangi bir kaba, düşünceler de aynı kalıba sığmaz. Hür olduğumuz sürece varız. Kanunlar ve kurallar çerçevesinde sınırlarını kendi belirler insan. Yazdıklarımın arkasındayım ama "bedensel özgürlük" denince orada biraz tutucuyum. Geri kafalı değilim sadece toplum içinde gereğinden fazla açık seçikliği yadırgıyorum. Kimseye karışmak gibi bir niyetim yok zaten haddim de değil. Hür iradesi var insanların. Bu konuda kendi fikrimi söyleme özgürlüğümü kullanmak istiyorum affınıza sığınarak.

Gençlik yıllarımı düşünüyorum da babamın "Şunu giy, bunu giyme" dediğini asla hatırlamıyorum. Ablamlar rol modeldi benim için. Kolsuz giymezlerdi. Yarım kolluydu bluzları. Eteklerimiz diz boyuydu. O zamanlar da mini etek giyenler vardı ama bizim etek boyu ölçüsünde en kısa seviyemiz diz kapağının ortası ya da tam üstüydü. Kıyafetlerde yırtmaç bayağı modaydı. Giyerdik ama hep dikkat ederdik oturmamıza kalkmamıza.

Yazın ince kumaş etek, elbise giyiyorsak ve astarsızsa, altına mutlaka jüpon giyerdik; ışıkta içimizi göstermesin, diye.

Pijama ve geceliği uyumak için odalarımıza çekilince üstümüze geçirirdik. Babamın yanında uzanmaz, bacak bacak üstüne dahi atmaz, yanında süslenmezdik. Aynaya bakmak, saç taramak çok doğal hareketler fakat bir mahcubiyet , bir utanma duygusu vardı bizim kuşakta kızlı, erkekli hepimiz böyleydik.

Bir de babam küfür etmezdi. Hiç işitmedim babamdan argo sözler. Otobüse beraber binmişsek yer boşalmışsa kendi ayakta durur beni oturturdu. Kendi de oturmuşsa mutlaka bir bayana yer verirdi.

Bizim kuşak her çamaşırı alenen asmazdı balkona. Dedim ya farklı bir nesildik. İpe asmaya utandığımız çamaşırlar şimdi günlük sokak giyimi olarak adım attığımız her yerde karşımızda.

Rahmetli babacığıma tekrar teşekkür etmek istiyorum bizleri herhangi bir baskı uygulamadan güzel yetiştirdiği için.

Bunları yazdıktan sonra günümüzü anlatmaya gerek yok aslında, diye düşünüyorum. Artık çok değişik benim anlamlandıramadığım bir özgürlük akımı hakim. Bu yaz Ankara sahil şehri gibiydi. Sanki üstüne, altına bir şey giyinemeden can havliyle sokağa çıkmış gibiydi çoğunluk. Bizim nesil bu kadarına gerçekten alışkın değil.

Yazımın başında da dediğim gibi kimseyi kınamak değil niyetim. Herkes kendi hayatını yaşıyor kendine göre doğru ve yanlışlarıyla. Benimki sadece eskiye duyduğum yoğun özlem. Bazı şeyler tamamen içten geliyor zorla kimse kimseyi açamaz ya da kapayamaz. Sadece birazcık iç ölçüsü olsa keşke...















Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplum kümesinde bulunan diğer yazıları...
Keşke
Bakış Acısı
İnsan Sınıfı
Kadınlar ve Erkekler
Ruh Tembelliği
Toprak Bir Suyu Çeker Bir de Canı

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Dünya İyilik Günü
Ajda Pekkan
Bir Daha ki Sefere
Dokunmak Dokunuyor
Nereden Başlasam?
Taksiler Kan Kırmızısı
Ruhumun İçi
Yaralı Ben Ama Kan Yok
İnsan Profili
İçimizdeki Yangın Merdiveni

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Hayat Bu Ölüm Bu [Şiir]
Global Yalnızlık [Şiir]
Deliksiz Suskunluk [Şiir]
Gelişi Güzel [Şiir]
Kırık Bir Aşk [Şiir]
Yürekten Dökülen Dostluk Tanesi [Şiir]
Doğaya Karışmak İstiyorum [Şiir]
İstanbul Düşü [Şiir]
Bohçadaki Sözler [Şiir]
Erik Ağaçları [Şiir]


Aysel AKSÜMER kimdir?

Halkla İlişkiler mezunuyum. Devlet memuru emeklisiyim. 2 evlat sahibiyim. Ankara'da yasiyorum. Bir Oyku Kadar Kisa Bir Roman Kadar Derin Hayatlar isimli oyku kitabinin yazariyim.

Etkilendiği Yazarlar:
Orhan Veli KANIK, Reşat Nuri GÜLTEKİN, Anton Çehov


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Aysel AKSÜMER , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.