Paranız varsa toprak alın. Artık üretmiyorlar. -Mark Twain |
|
||||||||||
|
Gelelim günümüze… Direkt konuya girelim. Bu milletin ince ayarları var. Nedir onlar? Din, Atatürkçülük ve Milliyetçilik… Üç değer de kıymetli… Fakat anlaşılabildiği kadar… Dinle başlayalım… Musa’nın o kadar yaptıklarına rağmen halkının bencillikleri belli… Affetsin Yahudi dostlar… İsa’nın o kadar yaptıklarına ve iyileştirmelerine rağmen havarilerinden birinin yaptığı ihanet belli… Affetsin Hıristiyan dostlar… Muhammed’in Ali bendendir, ben de Ali’denim demesine rağmen müslüman geçinenlerin Muaviye’ye boyun eğmesi belli. Müslüman dostlar affetmesin… Zerre kadar umrumda değil… Niye? Kah kendi dinlerini, kah diğer dinlere mensup olanları bilmiyorlar da ondan… O yüzden önce kendi dillerinde kendi inandıkları dinlerini okusunlar, anlasınlar, daha sonra beni yerden yere vursunlar, kabulümdür. Haklı çıkarsam da, vay be deseler kafi… Atatürkçülükle devam edelim… Mustafa Kemal’in her şeyinden vazgeçmesi, bildiği yolda ilerlemesi ve bu yolda Kazım Karabekir’in hiçbir mevkisi olmamasına rağmen Mustafa Kemal’e selam çakıp arkandayım paşam demesi… İşte… Kah Atatürkçülük kah devrim budur… Doğru yolda bile bile olası kaybetmeyi göze almadır. Milliyetçilik ile toparlayalım… Bugün asla unutmuyorum… Kürt kökenli birinin tweetini görmüştüm… Bence de siktirin gidin lan topraklarımızdan amk Suriyelileri… Ohh bee.. Ne güzelmiş lan böyle demek tarzı bir tweet atmıştı… İşte beklediğim kafa bu kafa işte… Ne mutlu Türküm diyene kafası bu… Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşamaktan zevk alan, toprak bütünlüğü ile derdi olmayan pekala Türk’tür… Amerikalı ürünlerine American made, American proud yazdığında olağan da, biz milletimizi savunduğumuzda faşist mi olacağız? Amerikalı niye faşist değil? Çünkü kuralları o koyuyor da ondan onun borusu ötüyor değil mi? Düşünmeli işte kimi kimi bazı şeyleri. Özet: Çok boktan zamanlardayız… On emir’e saygı duyun… Yaraları iyileştirmeye çalışın… Gün sonunda okuyun… Okuyun ki anlayın… Okuyun ki düşünün… Okuyun ki başkaldırın… Hiçbir özgürlük, demokratik yollarla olmamıştır.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Alp Şahin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |